Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sağır Duvar!..
PENCERE
Sağır Duvar!..
İbrahim iyi bir çocuktu, yakışıklıydı, kafası çalışıyordu, okuyordu...
İki eli yoktu.
12 Mart döneminde dinamitçilik yaparken bomba elinde patlamıştı...
İbrahim’le tanışınca sanki yüreğimden vurulmuştum, hemen çalışmaya başladık, geceler düzenlendi, paralar toplandı, İbrahim’e “protez” için gerekli kaynak bulundu; ama, gerçek elin yerini ne tutabilir?..
İbrahim’i o günlerden bu yana görmüyorum.
Kim bilir nerede?..
İki kolundan olmuştu, ama, İbrahim’in ayakları vardı, yolunda yürümek için...
*
Mesut’la 12 Eylül’den sonra tanıştık...
Bir gün çıkageldi...
İbrahim gibi dinamitçilik yapan Mesut’un da elinde bomba patlamıştı...
İki kolu yoktu...
Ama arkasında örgütü vardı, gerekli desteği alıyordu, inatçıydı...
Konuşuyorduk:
- Bak Mesut, diyorum, vazgeçin bu işlerden!.. Şimdi sen böyle söylediğimi seninkilere anlatsan, kızarlar, beni edilginlikle suçlarlar, seni etkileyip kandırmaya çalıştığımı sanırlar, ama, bu iş bildiğiniz gibi değil...
Mesut dikiliyordu:
- Abi, 12 Eylül karşısında herkes boyun eğdi, biz teslim olmadık, ayakta kaldık...
*
12 Mart’ta İbrahim...
12 Eylül’de Mesut.
İki kolu dirseklerinden kopuk iki genç, iki pırıl pırıl genç...
Ama artık genç değiller...
12 Mart’ın üstünden 25, 12 Eylül’ün üstünden 16 yıl geçtiğine göre varın siz kestirin şimdi kaç yaşında olabileceklerini... Bugün ikisini de bulup konuşmak isterdim, ikisini de birbiriyle tanıştırmak isterdim. Devrimciliğin yöntemlerini irdelemede sonuna dek tartışma kapısı açıktır; devrimciliğin doğrularıyla yöntemleri arasındaki ayrıma özen gösterilmesi de bir zorunluluk!..
Halkı alın teri ideolojisinde kitlesel bir örgütlenmeye bağlayamayan devrimcilik, başarılı olamıyor; bu gerçek, demokrasiyle devrimin, devrimle demokrasinin gelgitlerini ve alışverişlerini iyi hesaplamakla yakından bağıntılı...
Yaşam bu yolda en iyi öğretmen...
*
Cezaevlerinden mektuplar alıyorum, açlık grevleri sürdükçe, içim gidiyor, yüreğim eriyor...
Çünkü her açlık grevi, bir gencin geleceğinde bir kurşun yarası açıyor. Başıma geldiği için biliyorum, işkence ya da açlık grevi süreçlerinden geçenlerin yaşamlarında ağır sağlık sorunları geleceğin takvimine yazılıyor, bedendeki kimi organı saatli bombaya çeviriyor, ilerde insanın başına iş açacak bir yumurtayı vücutta tohumluyor...
Çocuklar açlık grevini ölümüne sürdürdükçe geleceklerini söndürüyorlar...
Toplum sağır duvar...
Geniş kitleler elmalarla armutları birbirinden ayırmakta yetersiz kalıyorlar; partiler vurdumduymaz, politikacılar kös dinlemiş...
Peki, geniş kitlelere ulaşmak için bir devrimcinin yöntemi ne olmalıdır?..
Bomba mı?..
Hayır...
Bombaların gürültüsü halkın kulaklarını büsbütün sağır ediyor.
(29 Haziran 1996 tarihli yazısı)
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Kalben ödül gecesine 'erkek' olarak katıldı
- İstanbul'un suç haritası belli oldu
- Önce kağıdı yırttı, sonra valizi çıkardı!
- Tapuda yeni dönem başlıyor!
- Parlamento sıkı yönetim kararını geçersiz saydı!
- Devlet Bahçeli vekaletini akrabasına verdi
- Suriye'de 'karşı saldırı' öncesi hareketlilik
- Antalya'daki sır ölüm dünya basınında!
- AYM o maddeyi iptal etti, tazminat yolu doğdu
- Naci Görür'den 'fay' değerlendirmesi!