"Yürütme yargıyı kuşatma altına almak istiyor"
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, yargı reformu ile ilgili yapılacak düzenlemelerle yürütmenin yargıyı daha çok kuşatma altına almak istediğini ifade ederek, "HSYK'nın yapısı konusunda geri adım söz konusu değil. Bugüne kadar defalarca söylememize karşın yargının içinde bulunduğu git gide büyüyen sorunların çözümü yönünde hiçbir adım atılmış da değildir" dedi.
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, YARSAV tarafından Türkiye Noterler Birliği'nde gerçekleştirilen "Bağımsız Yargı ve Anayasal Düzenlemeler" konulu panele katıldı. Panelde, HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, Danıştay Cumhuriyet Başsavcısı Yılmaz Çimen, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz ve bazı HSYK ve Yargıtay üyeleri ile hakim ve savcılar da hazır bulundu.
Gerçeker, burada yaptığı açıklamada, yargı bağımsızlığının daha da güçlendirilmesi için yargı üzerindeki idari vesayetin kaldırılması gerektiğinin altını çizerek, yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız üç ayrı erk olduğunu ifade etti. Gerçeker, "Üç ayrı erk olarak yetki görev ve sorumlulukları Anayasada ayrı ayrı düzenlenmiş bulunmaktır. Her kuvvetin diğer güçlere Anayasa ile verilmiş hak, yetki ve sorumluluklarına saygı göstermek zorunluluğu vardır" dedi.
HSYK'ye parlamento tarafından üye seçilmesinin bu kurumun siyasallaşmasın neden olacağını vurgulayan Gerçeker, "Kurulda Balkan ve Müsteşarının olmasının yarattığı sorunlar, istikrarsızlıklar ortada iken bu durum istikrarsızlığı daha da artıracaktır. Temel hak ve özgürlüklerin özgürlükçü demokrasinin en büyük güvencesi bağımsız ve tarafsız yargıdır. HSYK'nın yapısı konusunda geri adım söz konusu değil. Bugüne kadar defalarca söylememize karşın yargının içinde bulunduğu git gide büyüyen sorunların çözümü yönünde hiçbir adım atılmış da değildir" diye konuştu.
Gerçeker, yargı bağımsızlığının Cumhuriyet'in ayrılmaz unsurlarından olan demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olmanın en temel güvencesi olduğunu kaydetti. Gerçeker, Yargıtay olarak yargı bağımsızlığının daha da güçlendirilmesi için kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ilkelerine uygun olarak yargı üzerindeki idari vesayetin kaldırılmasını Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan (HSYK) adalet bakanı ve müsteşarın çıkarılmasını, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu'nun HSYK'ye bağlanmasını, HSYK'nin ayrı bina ve bütçesinin olmasını sürekli dile getirdiklerini ve istediklerini dile getirdi. Hükümet tarafından yapılmak istenen düzenlemelerin "yürütme ve yargıyı daha da kuşatma altına almak istemektedir" dedi.
Yargının sorunlarının çözümüne yönelik hiçbir olumlu adımın atılmadığının da altını çizen Gerçeker, fiziki koşulların yetersizliğinin yanında personel eksikliğinin de çok büyük problemler oluşturduğunu vurguladı.
Al gülüm ver gülüm
Yüksek yargı kurumlarına yargı dışından yürütme ve yasama tarafından üye atanmasının, yargı bağımsızlığıyla bağdaşmayacağını anlatan Gerçeker şöyle konuştu:
"Yapılmak istenilen düzenlemeler, yargı bağımsızlığını daha da geriye götürecek, özellikle HSYK'nın çalışamaz duruma gelmesine neden olacaktır. Bunun örnekleri, RTÜK ve Rekabet Kurulu gibi üst kurullarda çok açık biçimde görülmektedir. Sayıştay'da yıllarca parlamentodan üye seçimi yapılamamıştır. Yüksek mahkemelerle ilk derece mahkemelerinin birbirini tamamlayan, bir bütünün ana unsurunu oluşturan kurumlar olduğu, bizlerin de o hakim ve savcılar içinden seçilerek geldiğimiz, onları da temsil ettiğimiz gerçeği göz ardı edilerek, juristik, oligarşik sistemden, kast sisteminden bahsedilmesi, yargının onur ve saygınlığıyla bağdaşmayan 'al gülüm, ver gülüm' gibi tabirlerin kullanılması, çok üzüntü vericidir. Adaletin en temel unsurunun tarafsızlık olduğu unutulmamalıdır. Tarafsızlığın da olmazsa olmaz koşulu bağımsızlıktır. Bağımsız olmayan bir yargının tarafsız olması düşünülemez."
Yargıtay'ın görüşleri belli
Yargı bağımsızlığını geriye götürmenin demokratik sisteme yapılabilecek en büyük kötülük olacağını öne süren Gerçeker, bunun için demokratik meşruiyetin gerekçe gösterilmesinin de çok büyük bir yanılgı olacağını belirtti. Yargının demokratik meşruiyeti, halk oyuyla kabul edilen Anayasa ile zaten sağlanmış bulunmakta olduğunu dile getiren Gerçeker, yargının Türk milleti adına yetkisini kullandığını, demokratik meşruiyet gibi bir sorununun da olmadığını söyledi. Her ülkenin kendi koşullarına göre değişik yargı sistemleri oluşturduğunu ve Avrupa Birliği ülkelerinde yargı bağımsızlığı gibi bir tartışmanın söz konusu olmadığını belirten Gerçeker, yargı reformu konusunda Yargıtay'ın görüşlerinin daha önce açıklandığını ve aynı görüşleri muhafaza ettiklerini ifade etti.
Gerçeker, alt yapı sorunları çözülmeden yargı reformu yapmanın bir anlamı olmayacağını da sözlerine ekledi.
Öte yandan, panel çıkışında, HSYK Başkanvekili Özbek ve Gerçeker, gazetecilerin soruları karşısında herhangi bir açıklama yapmadılar.
İlgili haber için tıklayınız
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği