''Eşimin ajan olduğuna ihtimal vermiyorum"

Defne Bayrak, Fatih'te gazetecilere yaptığı açıklamada, 2002 yılında yerleştikleri Ürdün'de eşi El Balavi'nin bir hastanede doktor olduğunu, kendisinin de Türkiye'de bazı basın-yayın kuruluşlarına çeviri yaptığını ifade etti. Ürdün'de sıradan bir yaşantılarının olduğunu ifade eden Bayrak, eşinin ''evden işe, işten eve giden biri'' olduğunu ve dışarıyla pek alakasının bulunmadığını belirtti.

''Eşinin gözaltına alındığında Ürdün istihbaratıyla anlaştığı, daha sonra Afganistan'a gönderildiği'' iddialarının hatırlatılması üzerine Bayrak, şöyle konuştu:
''Geçen yıl 19 Ocakta, Ürdün istihbarat görevlileri evimize geldi. Yaklaşık 20 kişiydiler. Daha sonra eşimi ve evdeki bilgisayarı aldılar. Eşim, genellikle bilgisayarla forumlara yazılar yazan biriydi. Bunun için sanırım bilgisayarı da aldılar. Üç gün gözaltında kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Geçen yıl 18 Martta da Pakistan'a gitti. Bize eğitim amaçlı gittiğini, cerrahi bölümü çok iyi olduğu için tıpta uzmanlık eğitimini orada alacağını söylemişti. Oraya gittikten kısa bir süre sonra çalışmaya başladı. Bana bir süre orada çalışacağını söylemişti. 'Bakacağım, deneyeceğim olursa sizi de çağıracağım' dedi. Bir müddet böyle geçti.''

Söz konusu olayı, kendisine eşinin bir arkadaşının telefon açarak söylediğini ifade eden Defne Bayrak, çocukları evde olduğu için duygularını fazla belli edemediğini belirterek, ''Üzerimde şokla karışık bir baskı duydum. Arayan kişi sabırlı olmamı tavsiye etti. Sonra, eşimin vasiyetini ve mektubunu göndereceğini söyledi'' dedi.

''Eşim Türk vatandaşlığına geçeceğini söylüyordu"

Gazetecilerin, eşiyle yaptığı son görüşmede nelerin konuşulduğunu sorması üzerine Bayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Beni en son aradığı telefon numarası Pakistan numarasıydı. Olay zaten Pakistan sınırında olmuş. Belki son anda geçmiştir Afganistan'a. Telefonla görüştüğümüzde, sürekli Türkiye'ye geleceğinden bahsediyordu. Pakistan'da okumaktan vazgeçtiğini söylüyordu. Burada uzmanlık yapmak istiyordu. Biliyorsunuz Çapa mezunu kendisi. O yüzden bana 'Türkiye'ye gidin. Ben de arkanızdan geleceğim' mesajı yolladı. O niyetle geldik Türkiye'ye. Eşim kesin olarak Türkiye'ye gelecek ve burada tıpta uzmanlık eğitimini alacağı havasına girmiştik. Geldik buraya yerleştik. Ayrıca eşim Türk vatandaşlığına geçeceğini de söylüyordu.''

''Size ve çocuklarınıza karşı nasıl biriydi, şiddet eğilimi var mıydı?'' sorusuna Bayrak, ''Yok, aksine çok şefkatli bir insandı diyebilirim. Ailesine akrabalarına çok düşkündü. Annesine, babasına da çok düşkündü. Öyle şiddet eğitilimli bir tavrı bize karşı olmadı'' dedi.

''Eşinizin böyle bir eylemde bulanabileceğini tahmin edebilir miydiniz? Şu an neler hissediyorsunuz?'' sorusuna Bayrak, ''Eşimin eğilimlerini bilen biriydim, ama böyle bir eylem yapacağını bilmiyordum. Hatta ilk haberini aldığımda çok şaşırdım. Çünkü sürekli 'Geleceğim, geleceğim' diyordu bize. Ama yapmış, çünkü inanan bir insandı. Orada ne şekilde buna karar verdi bilemiyorum. Eşimle gurur duyuyorum. Böyle bir savaşta çok büyük bir operasyon gerçekleştirdi. İnşallah şehitse Allah şahadetini kabul etsin.''

''O insanlara katılması garipsenemeyecek bir şey"

Defne Bayrak, ''Hem Ürdün istihbaratına ve CIA'ye, hem de El Kaide'ye çalıştığı söyleniyor. Bu iddialara ne diyeceksiniz?'' sorusu üzerine de şöyle konuştu:
''Bu konuyu ben basından öğrendim. Bilgi dışında şu tahmini yürütebilirim: Eşim zaten cihadı forumlarda yazan bir insandı. O yüzden o insanlara katılması garipsenemeyecek bir şey. Ne olursa olsun. Hani belki oraya, okuma veya çalışma niyetiyle gitti. Belki orada ortamı görünce fikrini değiştirmiş de olabilir. O konuda bir bilgim yok. Ama Ürdün istihbaratının olayla ilgisi varsa da, o üç günlük gözaltı sürecinde bir olay gelişmişse de, zannederim eşim onları kullanmak istedi. Kullanmış da oldu açıkçası. Eşimin ajan olduğuna ihtimal vermiyorum. Çünkü eşim ajan olmayacak kadar Amerikan düşmanı bir kişiydi. Eşim ancak Amerika'yı ve Ürdün'ü kullanmış olabilir.''

Eşinin kardeşi de tutuklanmış

Eşinin ailesiyle olaydan sonra görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine Bayrak, ''Maalesef orası da istihbaratın sıkı ablukası altında. Yalnız kayın babamla bir kez görüştüm. Daha sonra gazeteden kayın babamın sorguya çekildiğini ve eşimin kardeşinin tutuklandığını öğrendim. Zaten şu an için aramamaya karar verdim. Orada hem evin çevresinin, hem de bize en yakın caminin çevresinin istihbarat tarafından sıkı gözetim altına alındığını ve kimseyle görüşmelerine izin verilmediğini öğrendim'' diye konuştu.
''Can güvenliği konusunda endişeniz var mı?'' sorusuna Bayrak, ''Can güvenliği açısından bir endişe duymuyorum şu an. Yani olayı eşim yapmış, bundan utanmıyorum da. Eşim çünkü neticede Amerikan işgaline karşı bunu yapmıştır. Bana ne zarar verebilir ki?'' yanıtını verdi.

''Çocuklarınız babalarını soruyorlar mı ve siz de özlediniz mi?'' sorusuna ise Bayrak, ''Muhakkak özleyeceğim. Çocuklarım da tabii soruyorlar. Şu an için onlara olayı söylemeyi düşünmüyorum. Biraz büyümelerini bekleyeceğim. Eğer fırsat bulabilirsem, eğer medyadan veya başka bir yerden öğrenmezlerse büyümelerini beklemek istiyorum'' dedi.

Defne Bayrak, bundan sonra medyanın karşısına çıkmak istemediğini, buna da herkesin saygılı olması gerektiğini sözlerine ekledi.

Emniyetin verdiği bilgiye göre, 31 Aralıkta Afganistan'daki CIA üssüne intihar saldırısı düzenleyen ve ''Humam Halil Abu Mulal El Balavi'' olarak bilinen kişi, Türkiye'ye giriş ve çıkışlarında ''Homam Khaleel Mohammad Abumallal'' adına düzenlenen Ürdün pasaportu kullanıyordu. Canlı bombanın Türkiye'de Defne Bayrak olarak bilinen eşi de ''Defne Mohammad Abumallal'' adına kayıtlı pasaport taşıyor.

CANLI BOMBA'NIN EŞİ EMNİYETTE