"Tehlikeli bir yere varılmıştır"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gelecek için kaygıların derinleştiği kayıp bir yıl olan 2009'dan sonra 2010 yılının da heba edilecek bir yıl olacağının anlaşıldığını belirterek "2010 Yılı Bütçesi bu haliyle inandırıcı olmaktan uzaktır ve aynı zamanda yetersizdir. "dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 14.12.2009 - 15:19

Meclis Genel Kurulu'nda 2010 yılı bütçesi üzerinde partisinin görüşlerini açıklayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasına Tokat Reşadiye'deki PKK saldırısında şehit olan 7 asker ve Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında ölen 19 işçinin ailelerine başsağlığı dileyerek başladı.


"Muharrem ayı"nı unutmadı

Bahçeli, 17 Aralık'ta İslam dünyası için mukaddes bir dönem olan Muharrem ayına girildiğini de hatırlattı. Bahçeli, "Peygamberimizin torunlarının şehit edildiği bu ay, nifakın, fitnenin ve tefrikanın nasıl büyük acılara neden olduğunun en talihsiz ve en üzüntü verici örneğinin yaşandığı tarihi bir ibretin başlangıcıdır. Mazlumların ve masumların acılarını paylaşıyorum.Bu aydan alacağımız derslerin ve derinden duyacağımız acı anıların başta Türk ve İslam dünyası olmak üzere bütün insanlığın hayırlarına vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan diliyorum" dedi.


"AKP iktidarlarının millete reva gördüğü tablo"

Ekonomiyi siyasetten ekonomik faaliyetleri sosyal konulardan, güvenlik, asayiş, kültür, dış politika gibi alanlardan ayrı düşünmenin mümkün olmadığını belirten Bahçeli, 7 yıldır iktidarda olan AKP'nin millete reva gördüğü ekonomik ve sosyal tablonun ise "Yatırım ve üretimin artmadığı, işsizliğin çığ gibi büyüdüğü, yoksulluğun derinleştiği, milli ve manevi değerlerin itismar edildiği, ale bağlarının, toplumsal ahlaki değerlerin yerle bir edildiği, gerilim ve kutuplaşmanın yönetim tercihi olduğu, huzurumuzun, kalmadığı, dirliğin hasar gördüğü, kardeşliğin yaralandığı vahim bir tablo" olduğunu savundu. Bu sosyo-ekonomik dağınıklığın diğer alanlara da sirayet ettiğini, 2009 yılının millet açısından üzüntü verici olayların, hayal kırıklığı ve talihsizliklerin yaşandığı bir yıl olduğunu söyleyen Bahçeli, "Bizi biz yapan, bir arada tutan ortak değerlerin kaynaştırıcılığı yerine, tarihi ve kültürel derinliği olmayan yapay farklılıkların ayrıştırıcılığı üzerinden siyaset yapıldığı bu dönemde; iktidar gücü, kronikleşen sorunlara çözüm üretmek için kullanılmak yerine istismar, gerilim ve kutuplaşma yönünde kullanılmıştır. Sorunlar karşısında başarısızlığa uğranılan her durumda geçmişi suçlama geleneği sürdürülmüştür. Siyasi ve ahlaki çürüme devlet ve toplum hayatını kaplamıştır. Bunun sonucunda devlete ve adalete olan güven duygusu zedelenmiştir.

Yürütülen dış politika da milli menfaatlerimiz bakımından kaygı verici olmuştur. Etnik bölünmeyi amaçlayan kanlı terör, siyasi ayrılıkçılık hevesleri ve etnik tahrikler artmış, Türkiye tehlikeli bir cepheleşme sürecine sürüklenmiştir" diye konuştu.


"Bütçe yapboz tahtasına dönüştü"

2010 mali yılı bütçesinin AKP hükümetleri tarafından hazırlanan 8'nci bütçe olduğunu ifade eden Bahçeli, "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hükümet etme dönemlerinde, sıradanlaşan, hazırlık aşamalarında gerekli ilgi ve özenin gösterilmediği bütçenin; artık yasal bir zorunluluğun yerine getirilmesinden başka bir anlam ifade etmediğini özellikle vurgulamak istiyorum." dedi. "Yapboz tahtası"na dönüşen bütçenin bir yılı tamamlamadan gücünü ve inandırıcılığını tamamen kaybettiğini savunan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Siyasetteki dengenin ve istikrarın kaybı, toplumda cepheleşmeyi teşvik etmiş, hayatın her alanında yozlaşma, ahlaki çöküntü, değer ve norm zedelenmesi yaşanmaya başlamıştır. Görünmez bir elin dengeleyici ve yönlendirici misyonuna duyulan derin hayranlık ve beraberindeki teslimiyet, tecrübeyle sabittir ki görünen ve sahip olunan değerlerin tahrip olmasının da gerekçesi ve bahanesi olmuştur. Her gece 800 milyon insanın aç uyuduğu ve her gün 50 bin kişinin ise açlık ve yoksulluktan öldüğü, dünya genelinde 1 milyarı aşkın insanın aç olduğu bir manzara insanlığın karşısındadır. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, yoksulluk, işsizlik, terör, iklim değişiklikleri, çevre kirliliği gibi konular insanlığın temel problem alanları olarak göze çarpmaktadır. AKP iktidarının iştahla eklemlenmeye çalıştığı küresel ekonomik düzenin kısa özeti bu şekildedir. Başbakan'ın Eşbaşkanlığını yaptığı Büyük Ortadoğu Projesi de ifade etmeye çalıştığım bu karanlık tablonun maskelenmiş stratejik ayağını oluşturmaktadır. AKP kadrolarının ağzından düşürmediği Osmanlı'nın hakkaniyetli cihan nizamı anlayışı; sömürgecilikten, kölecilikten ve yoksulluktan beslenen bu küresel ekonomik sistem ile ve bu insanlık dışı manzarayla nerede benzerlik göstermektedir?"


"Türk milleti böylesi bir mağduriyeti hak etmiyor"

Küresel dayatmalar karşısında milli devletin temelini oluşturan anahtar kavramlar olan millet, milliyet ve milli kültürün küreselleşme karşısında ayakta durma mücadelesinin alabildiğine arttığını söyleyen Bahçeli, 'tehlikelerle dolu olan AB ile müzakere süreci'nde söz konusu kavramların her birinin tartışılır hale geldiğini kaydetti. Bahçeli, "İstikrarsız bir ekonomi; sürdürülebilir ve kontrollü siyasi istikrarsızlığın bir sonucu ve hızlandırıcısı olarak milletimize büyük acılar, zulümler ve sıkıntılar yaşatmaktadır. Türk milleti böylesi bir mağduriyeti hak etmemektedir.Fakirlik bir kader, işsizlik mutlak bir son değildir. Olmamalıdır. Hakkaniyetten uzak bu ekonomik süreç, önce bu sürecin mağduru olan milletimiz tarafından mutlaka değiştirilmelidir, inancımız odur ki değiştirilecek ve tersine de çevrilecektir " dedi.


"Erdoğan'a sokaklara bakmasını tavsiye ediyorum"

Konuşmasında küresel ekonomik krizi de değerlendiren Bahçeli, küresel alanda yaşanan krizin içteki olumsuzluk ve beceriksizliklerle birleşince ortaya çok büyük maliyetlerin çıktığını ifade etti. AKP'nin krizi ortadan kaldıracak gücü ve kararlılığının olmadığının net olarak görüldüğünü belirten Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın yaşanan 'çelişkilerle dolu özürlü manzarayı' başarı olarak takdimde ısrar ettiğini kaydetti. Bahçeli, "Türkiye'yi baştanbaşa saran ve sosyal yapıyı sarsan krizi hala teğet edebiyatıyla tevil etmeye çalışan iktidar tedbirde çok geç kalmıştır. Ve olumlu etkileri konusunda ciddi şüphelerin çok fazla olduğu paketlerle krizi savuşturacağını zannetmiştir. Bugün de, dışarıya hevesle bağlanan ve geleceğini dış bağlantılarda arayan AKP iktidarı, bu anlayışının doğal sonucu olarak, insanımızın refahını, uluslar arası kuruluşların raporlarında, borsa endekslerinde, küresel finans kurumlarının himmetinde aramaktadır. Olumlu olduğuna inandığı en küçük veriyi bile başarı gibi takdim etmekten başka seçeneği kalmamış Başbakan Erdoğan'a, sadece sokaklara, caddelere, pazarlara, çarşılara, tarlalara, bostanlara, fabrikalara bakarak insanımızın ne hale geldiğini görmesini tavsiye ediyorum. Buna ilave olarak, uluslar arası yalancı şahitlere sığınarak ortada duran gerçekleri değiştirmeye çalışanları, içinden çıkmakta bir türlü başarılı olunmayan krizlerin sosyal sonuçlarına da bakmaya davet ediyorum" şeklinde konuştu.


"2010 bütçesi inandırıcı değil"

"Kriz teğet geçti, en az etkilendik, bize bir şey olmaz", denildikçe; yüz binlerce vatandaşın işsiz kaldığını, fabrikaların kapandığını da ifade eden Devlet Bahçeli, 2010 bütçesiyle ilgili şunları söyledi:
"Enflasyon beklentisinin yüzde 5,3; büyüme hedefinin yüzde 3,5 olmasına, tüketimin ve fiyatların artmayacağının öngörülmesine rağmen yüzde 21,6 KDV tahsilât artış hedefi tam anlamıyla bir tutarsızlık örneğidir. Kamu çalışanlarına yönelik 2010 yılında da altışar aylık dönemler itibariyle yüzde 2,5+2,5 zam yapılacak olması kamu görevlileri için daha zorlu günlerin habercisi niteliğindedir. 2010 yılı da tarımsal destekleme ve dolayısıyla çiftçi kardeşlerimiz açısından iyi bir yıl olmayacaktır. 2010 yılında tarımsal destekleme ödeneği nominal olarak 2008 yılındaki seviyenin altındadır. Nitekim 2010 yılı bütçesi bu haliyle; sosyal yönü olmayan, kamu görevlilerini gözetmeyen, milletimizin sorunların altında ezileceğini tescil eden bir özelliğe sahiptir. 2010 Yılı Bütçesi bu haliyle inandırıcı olmaktan uzaktır ve aynı zamanda yetersizdir. Bundan dolayı Türkiye ekonomisi, önümüzdeki yılı da büyük zorluklar içinde geçirecek, milletimiz adına umut verici gelişmeler yaşanmayacaktır.Kendisi gibi inandırıcılıktan ve samimiyetten mahrum bir bütçe hazırlayan AKP iktidarıyla gelecek yıl da şimdiden kaybedilmiştir. Türkiye'miz için siyasi ve ekonomik krizler, belirsizlikler, çalkantılar ve gerginliklerle geçen, gelecek için kaygılarımızın derinleştiği kayıp bir yıl olan 2009'dan sonra 2010 yılının da heba edilen bir yıl olacağı anlaşılmaktadır."


"Gerçeklerden uzak sanal bir bütçe"

2010 yılının 2009 yılından da zor olacağını belirten Bahçeli, bütçenin AKP iktidarının hesap bilmezliği ve 'aldatma' anlayışının ürünü olduğunu, gerçeklerden uzak, sanal beklentilerle hazırlandığını savundu. Bahçeli "2010 bütçesinde; İşçiye, memura, çiftçiye, emekliye, esnafa, işsize, yoksula, dar ve sabit gelirlilere bir umut yoktur. Müteşebbise, sanayiciye umut yoktur. Yatırıma, üretime ve istihdama bir umut yoktur. Eğitime, sağlığa, huzura ve kardeşliğe umut yoktur. Bütçenin, ülkemizin ve milletimizin geleceğini şekillendirecek tercihleri ve öncelikleri dikkate alan ve ortaya koyan bir vizyonu da yoktur. "dedi.

 

BAYKAL: BAYRAĞI SAHİPSİZ ÜLKE

ERDOĞAN: SİZİN KİTABINIZDA KARDEŞLİK YOK


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler