Gencer Fethetmeyi Sürdürüyor Hâlâ…

03 Temmuz 2014 Perşembe

Bu sabah sanki farklı bir dünyaya gözlerimi açtım. Hani şair “Bugün pazar/ Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar” der ya… İşte biraz öyle bir duygu içindeyim. “Bu anda ne düşmek dalgalara,/ Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım./ Toprak, güneş ve ben / Bahtiyarım.”
Bu sabah (sizlere göre dün sabah) bu yazıyı yazarken ne cumhurbaşkanı seçimleri, ne adaylar, ne adaylar üzerinden sürdürülen kavgalar ne de Türkiye’nin binbir sorunu… Şu anda sadece ve sadece Leyla Gencer’in o muhteşem sesi ve ben, bahtiyarız…
Bahtiyarlığıma katkıda bulunan birkaç şey daha var: Gözlerimin önünde uzanan Paris görüntüsü, pencereden baktığımda gördüğüm Eyfel Kulesi, insanı baştan çıkaran bir Paris güneşi ve hafif bir yaz rüzgârı… Paris’te bir arkadaşımın evindeyim. Evi o müthiş dramatik ses dolduruyor ve Verdi aryalarıyla pencereden dışarı, rüzgâra takılıp kente yayılıyor. O sesle birlikte, Leyla Gencer’le yaşadığım binlerce an ve anı gelip içime yerleşiyor… Arada gözlerimi yazıdan koparıp masanın üzerinde duran kadife kutu içindeki ödüle bakıyorum…

Ödül o sese
Dün akşam verdiler bu ödülü bana. Ama bence bana değil, o sese, Leyla Gencer’in sesine verdiler. (Zaten onun için bu yazıyı bu kadar rahat yazıyorum.) Sarı pirinç plaketin üzerinde Orfeus antik çalgı lirini çalıyor. Üzerinde “Orphé” d’Or” (Altın Orfe) - “Académie du Disque Lyrique” (Lirik Plak Akademisi) yazıyor.
Fransa’nın ünlü meseni Pierre Bergé’nin başında bulunduğu bu kuruluş her yıl opera sanatının her alanına ödüller veriyor. Bu yıl “Ses kaydı içeren kitaplar” diye bir kategori açtılar ve özel bir ödülü benim Fransa’da geçen ay piyasaya çıkan, içinde bir de CD kaydı bulunan “Leyla Gencer” kitabıma ve Leyla Gencer kaydına verdiler (Bleu Nuit Yayınevi).
Gertrude Durusoy’un Türkçeden Fransızcaya çevirdiği kitabı 20 yıl önce yazmıştım. Kendi ülkemde çeşitli yayınevlerinden sonra (halen Cumhuriyet Kitap sürdürüyor yayınlamayı) İngilizce ve İtalyanca baskılarda da içine CD koymayı isteyen ve düşünen çok olmuştu ama bunu kimse başaramamıştı.
Bunu ilk kez Fransa’daki yayınevi başardı. Gencer’in sahneden çekilmiş 50-60 yıl önceki kayıtlarını bulup, bunları titizlikle temizleyip, sadece Verdi aryalarından (hem de en ünlülerinden oluşan) yeni bir plak, bir CD gerçekleştirip kitaba koydu. Kitabımı 20 yıl sonra da olsa Leyla Gencer’in sesi eşliğinde okumak inanın çok farklı.
Sevgili okurlar başlıkta “Leyla Gencer fethetmeyi sürdürüyor hâlâ...” demem boşuna değil. Bu bir gerçek…
Leyla Gencer’in sesine, varlığına adadığım ödülü kutusuna koyup, çantama atmalı ve Türkiye uçağına yetişmek üzere yola çıkmalıyım. Ödül töreninin ayrıntılarını yarına bırakıyorum.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nice 100 yıllara 9 Mayıs 2024
Dans hayattır 2 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları