Olaylar Ve Görüşler

24 ve 23 Nisan: Tarih Okuryazarlığı - Prof. Dr. Nurşen MAZICI

24 Nisan 2021 Cumartesi

Dış dünyada yaygın olarak Ermeni Soykırımı” günü olarak bilinen 24 Nisan 1915te, başta İngiliz arşivleri olmak üzere ne Fransız ne Rus ne de ABD arşivlerinde böyle bir soykırımın olduğuna ilişkin herhangi bir belgeye rastlanmıştır. Ermeni sorununa ilişkin 1 milyondan fazla belgeleye sahip Osmanlı arşivlerinde ise 24 Nisan 1915te hiçbir Ermeninin öldürülmediği, yalnızca bazı isyancı Ermenilerin tutuklandığı bilgisine ulaşılmaktadır.

İtilaf Devletlerinin 18 Mart 1915te, Çanakkale Boğazı’nı geçme girişimi başarısız olunca Gelibolu Yarımadası’nın çeşitli bölgelerinden başlattıkları çıkarma harekâtı da başarısız olmuş; böylece hem denizden hem de karadan “Çanakkalenin geçilmezliği” perçinlenmiştir. Karadan işgali başlatan İngiliz komutan yıllar sonra yazdığı anılarında Mustafa Kemal Paşaya hayranlık içeren ...Çanakkalede bir cephede bulunup aynı anda dört cepheyi yöneten bir başka komutan görmedim... Allah Mustafa Kemali Müslüman Türkleri kurtarmak için göndermiş olmalı” saptamasını yazacaktır.

DÜNYA TARİHİNDEKİ YERİ

Bu bağlamda, müttefiki Ruslara silah götürmeyi ve dönüşte de kıtlık başlayan İngiltereye Rus buğdayı getirmeyi planlayan İngiliz savaş gemileri ülkesini savunan kahraman Türklerce Çanakkale Boğazı girişinde batırılınca savaş üç yıl daha uzamış ve 1917de Rusya savaştan çekilmiştir. Böylece yalnız kalan İngiltere, kara savaşlarını Çanakkalede kaybettikten tam bir ay sonra, dindar Amerikan Başkanı Wilsonu savaşa çekmek için 24 Nisan 1915te Müslüman Türklerin Hıristiyan Ermenileri katlettiği” iddiasını oraya atmıştır.

Bütün cephelerde emperyalist işgalcileri ülkeden atan Kurtuluş Savaşı’nın kahramanları, Lozan Konferansı’na Müttefiklerce barış yapmak için çağrılmış, ne var ki kendi paçasını kurtarmaya çalışan İngilizler ve Fransızlar yıllarca Osmanlı Devletine karşı Ermenistan vaadiyle kışkırttıkları Ermeni delegasyonunu Lozan görüşmelerine almamışlardır.

Bu arada Lozan Konferansı sırasında da İngiliz temsilci Lord Curzon Birinci Dünya Savaşı, Türk-Yunan savaşı değil, İngiliz-Rus savaşıdır” diyerek emperyalist amaçlarını açıkça ortaya koymuştur. Bu tarihi bilgilerin, doğu komşumuz Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın ve batı komşumuz Yunanistan Başbakanı Miçotakisin tarihsel belleklerinde olabileceği düşüncesindeyim.

Gelelim 23 Nisan 1920ye. Her ne kadar 23 Nisan, “Çocuk Bayramı” kimliğiyle öne çıksa da asıl kimliği ulusal egemenlik bayramı olmasındadır. 101 yıl önce işgal altındaki ülkemizde açılan Millet Meclisinin yüce” anlamına gelen büyüklüğünün, gerçekten dünya siyasi tarihinde önemli bir yeri vardır.

ALLAHTAN BAŞKA KİMSEDEN…

Bu Meclis, egemenliği, uhrevi bir güç olan Allahtan alan halife sultanın yerine, imparatorluk döneminde pek önemsenmeyen halktan alan dünyevi bir kuruma dönüştürmüştür. Dahası Meclis, olağanüstü yetkilerle öylesine donatılmıştır ki yargı ve yürütme organları bile seçilmiş milletvekillerinin çıkardıkları yasalara bağlı kılınmıştır. Örneğin Mustafa Kemal Paşanın başkomutanlığı, savaş sürerken Mecliste oylanarak uzatılmıştır.

1925te Şeyh Sait İsyanı sonrasında Terakkiperver Fırkanın Urfa üyelerinden birinin isyanla bağlantısı gerekçesiyle kapatılma kararı, bu Mecliste alınmış ve parti başkanı Kâzım Karabekir Paşanın gözaltına alınmasına karşı çıkan dönemin Başvekili İsmet Paşa, Mahkeme Başkanı Afyonkarahisar Mebusu Ali Çetinkayaya başvurduğunda, yargıya baskı yapmaya çalıştığı gerekçesiyle kendisinin de gözaltına alacağı belirtilmiştir. Nitekim o dönemde mahkeme salonlarının duvarında Adalet mülkün temelidir” sözü değil, “İstiklal Mahkemeleri Allahtan başka kimseden korkmaz” yazmaktadır.

YURTTAŞ OLMA BAYRAMI

Yargı bağımsızlığını bu denli özümseyen, algılayan ve uygulamaya koyan bu Meclisin yasaları, öylesine etkin ve devletin bekasına o denli tutkundur ki İngilizlerin 16 Mart 1920de İstanbuldaki Meclisi Mebusan’ı basarak milletvekillerini tutuklamaları sonrasında, Meclisin devletin devamlılığını sağlamak için 24 Nisan 1920de çıkardığı ilk yasa, 16 Mart 1920de Meclisi Mebusanda görüşülürken İngiliz baskını sırasında oylanamayan Ağnam Resmi Kanunu” (hayvanlara ilişkin bir vergi), ikinci yasa ise günün koşullarına ve BMMnin ruhuna uygun olarak Hıyaneti Vataniye Kanunu” olacaktır.

Dünya siyasi tarih literatürüne 20. yüzyılın ilk ve tek lideri olarak geçen Mustafa Kemal Atatürk’ü ve İnönü Savaşları’nın komutanı ve Lozan Konferansı’nın usta diplomatı İsmet İnönü’yü bile hukukun üstünlüğü ilkesine sadakatle bağlı kılan o ulu, o yüce, o büyük Millet Meclisi nice 101. yıllara.

Hepimizin yurttaş olma bayramı, ulusça egemenliğimizin bayramı kutlu olsun.

PROF. DR. NURŞEN MAZICI

SİYASET BİLİMCİ / MARMARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları