Şahsıma mektuplar (16) B-anayasa!

27 Nisan 2024 Cumartesi

Çok şükür seçim travmasını usul usul atlatmaya başladım. Seçimden birinci parti çıksaydım; “Haydi şimdi güzel bir anayasa yapalım” diye başlayıp 2028 gelmeden, yeniden aday olmanın taşlarını döşeyecektim. Yenildik ama ayaktayız, sanki birinci parti gibi hareket etmeyi denedim, tuttu!

Şimdi seçimden zaferle çıkan şahsımmış gibi CHP’yi sınavdan geçirme ortamı yakaladım.

Meclis’te korsan bir çay partisi verdim. Özgür Özel atladı hemen. Onu HÜDA PAR’ın hizasına oturtup protokoldeki yerini sabitledim.

İlk atış tamam...

Bütün mesele gündemin efendisi olmak. Seçimden önce bunu denedik olmadı. Seçimden sonra olacak gibi. Bu anayasa işiyle hem CHP’yi kendi içinde tartışmalı hale getiririm hem de sonsuzluğa giden yolu döşerim!

***

Tarih yazmaya devam ediyorum. Şahsımname tamamlandığında benim bilimsel buluşlarıma herkes hayran kalacak. “Toplumsal alzaymır” kavramını ben hayata geçirdim. Her şeyi birbirine o kadar ustaca karıştırıyorum ki insanlar konunun başını kaçırıyor, unutuyor.

Çözemediğin bir sorunla karşı karşıya kalınca ne yaparsın?

Daha büyük bir sorun üretirsin ve unutturursun, olur biter. Bunu defalarca denedim, sonuç aldım. Birisi çıkıntılık yapıp önceki sorunu hatırlatmaya kalkınca, karşısına adamlarım çıkıyor, çıkışıyor:

-Ulan başımızda daha büyük bir dert varken önceki dertleri niye dert ediyorsun?

Millet zaten onu unutmuş oluyor.

31 Mart öncesinde bu denemelerim tutmadı diye, şimdi tutmayacak anlamına gelmez.

Her şeyi bıraktık, gündeme şunu soktuk:

Yeni bir banayasa, hay Allah dilim sürçtü anayasa yapacağız!

CHP’yi de ne kadar demokrat diye sınavdan geçireceğim.

Devlet Bey, benim bu girişimlerime biraz bozuk, farkındayım. Ferdi Tayfur’un “Söyleten Sensin” şarkısı üzerinden mesaj göndermiş. Ben de ona Aylin Urgal’ın “Sen Yarattın Beni” şarkısını göndersem diyorum. Sözleri ne güzel:

“Ben adamışım ömrümü, seninle paylaşmaya...”

Devlet Bey, bana dört defa merdiven dayadı. 2002’de genel seçimin önünü açtı, 2007’de cumhurbaşkanlığı seçiminin önünü açtı, 2015’te seçimin yenilenmesine yol açıp iktidarda kalmamın önünü açtı, 2017’de cumhurbaşkanlığı şahsımlık sisteminin önünü açtı.

2017’de ne güzel konuşmuştu:

“Mademki Erdoğan anayasaya uyumuyor, anayasayı Erdoğan’a uyduralım.”

Ben hayatımda bundan daha demokratik söz duymadım.

Şimdi anayasadaki süre benim kafamdaki süreye uymuyorsa, anayasayı kafama uyduracağız. Alın işte ben ne kadar demokratım, kafama göre takılmıyorum, anayasayı kafama uydurup anayasal bir sisteme sadakatimi gösteriyorum.

***

Sonuçta Özgür Özel’i sevdim. İyi başladık. 2028’de yeniden aday olmanın yolunu açmakla bitmiyor mesele. Karşıma yenebileceğim bir aday çıkmasını sağlamak da önemli.

Siyaset bu; 24 saat uzun, dört yıl kısa.

Beni sevindiren durum, Özgür Özel’in “buldumcuk” hastalığına yakalanması. Bizim medya da ona verir gazı, verir gazı... Çıkartırız bu yazı. En kısa zamanda Ekrem’le Mansur’u gagalamanın yeni yollarını bulmalı, onları taca atmalıyım.

Önümde bir iş daha var; devleti yağmaladığımız değişen belediye başkanlarıyla daha çok ortaya çıktı. Şimdi “artık tasarruf zamanı” diyeceğim, belediyelerden başlatacağım. Kısacağım bütçeyi. Ağlarlarsa sesleneceğim:

-Tasarruf kardeşim, siz de yakınmadınız mı?

Madem öyle, işte böyle! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

100. yılı yaşamak! 7 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları