‘Maarif modeli’ karanlığı

07 Mayıs 2024 Salı

Erdoğan/AKP iktidarı, siyasal gücünü ve halk desteğini hızla kaybederken bir yandan “Yumuşama istiyorum” diyor ama öte yandan da toplumu geri götürmeye yönelik baskı ve zorlamalarını süratle artırıyor:

"Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” de böyle bir zorlama örneği.

MEB internet sitesinde yayımlanan “Model”in giriş yazısında şu sözlere yer verilmiş:

“...Modelin beceriler çerçevesi oluşturulurken akademisyen, öğretmen ve diğer eğitim paydaşlarının katılımıyla yirmi çalıştay düzenlendi. Sonrasında her bir ders için oluşturulan ekipler, yüzlerce toplantı yaparak müfredatın hazırlıklarını tamamladı...

...Bunun dışında ilave olarak görüşlerine başvurulan akademisyenler ve öğretmenlerle 1000’in üzerinde eğitim paydaşı, ortak çalıştı. Bakanlık merkez teşkilatındaki bütün birimler de müfredat için yoğun çalışma yürüttü.”

Bir haftalık askı süresinden sonra, bu modelin Talim Terbiye Başkanlığı tarafından gözden geçirilip yürürlüğe konacağı belirtilmiş.

***

Yukarıdaki giriş satırlarını okuyanlar, MEB’in gerçekten de konunun uzmanlarına, eğitimcilere, akademisyenlere danıştığını, çağdaş dünya ile rekabet edebilecek gençleri yetiştirecek bir program önerdiğini sanabilirler. 

Oysa program okunduğunda gerçek durumun hiç de öyle olmadığı anlaşılmakta.

Öyle görünüyor ki iktidar, toplumu çağdaşlıktan kopararak geri götürmekte kararlı:

1) Gerçek uzmanlar, eğitimciler, akademisyenler yerine, anlaşılan sadece iktidarın ideolojik ve siyasal çizgisini savunanlardan görüş alınmış.

Çünkü eğitimciler ve akademisyenler bu programı çok sert sözlerle eleştiriyor.

Bugüne kadar açıklanan pek çok uzman eleştirisine ek olarak örneğin, İklim Öngel’in konuştuğu Prof. Dr. Dilek Gözütok da dünkü Cumhuriyet’te şöyle diyordu:

"Bugün uygulanmakta olan eğitim programlarıyla ancak sorgulamayan, eleştirmeyen, bilimsel düşünemeyen, okuduğunu anlamayan, biat eden Cumhuriyet düşmanı bireyler yetiştirilebilir.

Adına müfredat dedikleri metnin tamamı, anayasanın laiklik ilkesine ve Milli Eğitim Yasası’na aykırı. Bu ürünü hazırlayanlar suç işliyor.”

2) MEB, pek çok okulu İmam Hatip Lisesi’ne çevirdiği halde, bu okullara talebi yeterince artıramadığından, toplumu geriye götürmek için, bütün orta eğitimi İmam Hatip Eğitimi haline getirmek istemekte.

MEB istatistiklerine göre, İmam hatip liseleri sayısı 2015- 2019 döneminde yüzde 43.7 artmış.

Ama yine MEB istatistiklerine göre 2015-2019 yılları arasında İmam Hatip Liselerinde okuyan öğrenci sayısında yüzde 10 oranında azalma yaşanmış.

3) MEB, Sivil Toplum Kuruluşu kabul ettiği tarikatların dernek ve vakıflarıyla resmen protokoller imzalamayı ve bazı dersleri onların ipoteğine vermeyi sürdürmek istiyor.

Yeni program da bu protokolleri meşrulaştırmak ve devam ettirmek üzere hazırlanmış.

4) Öğrencilere, sorgulayıcılık ve araştırmacılık yerine, dogmatizm aşılanmak istenmekte.

Programda, “ahlak”, “çevre”, “değerler” gibi yüce idealleri temsil eden soyut kavramlar ve terimler, kötüye kullanılarak, gençler dogmatizme yöneltilmek isteniyor.

5) Program çağdaş dünya ile rekabet edebilecek gençler yetiştirmekten uzak.

Temel bilimler, fen bilimleri seyreltilmiş, bunların yerine saptırılmış bir tarih bilincini ve tek bir mezhep inancını öne çıkaran bir müfredat önerilmiş.

6) Cumhuriyet değerleri ve yakın tarih iktidarın ideolojisine göre saptırılmış.

Atatürk Dönemi ve Cumhuriyet Devrimi önemsizleştirilmiş, iktidar dönemi ile iktidarın eylem ve söylemleri, siyasal gerçeklerden kopuk bir biçimde yüceltilerek yorumlanmış.

***

Özetle bu “Maarif Modeli”, “Yumuşama istiyorum” diyerek gerçekleştirilen bir “çağ gerisi eğitim darbesi”!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları