Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

8 Mart’ta ‘emekçi’ mahpus kadınlar

08 Mart 2020 Pazar

Başlıktaki “Emekçi” ifadesini ayraç içine aldım, çünkü bence esas olarak bütün kadınlar “Emekçi”dir...

Yani bence kadınlar, sadece kadın oldukları için zaten “emekçidir”...

Ve bütün toplumlarda da hepsi, çeşitli biçimlerde ezilmektedir!

O nedenle “Emekçi” vurgusu, emekçilere, işçilere, çalışan kadınlara, sınıfsal ve haklı bir gönderme yapmakla birlikte...

Sanki işçi statüsünde olmayan, çalışmayan kadınların sorunları yokmuş, onlar ezilmiyormuş gibi bir izlenim de vereceği için...

8 Mart’ın bütün kadınları kapsayan bir gün olarak anılmasından yanayım.

Nitekim bugün hapisteki, “Mahpus” kadınları yazacağım!

***

Güncel olarak tam sayılara ulaşamadım:

Zaten bu sütunu izleyenler bilir, ben “özel haber”, “özel kaynak”, “içeriden sızdırılmış haber” gibi kamuya mal olmamış, alenileşmemiş bilgi kullanmam...

Geçen yılın Kasım ayında Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda şu bilgileri vermiş:

Cezaevlerinde hükümlü ve tutuklu sayısı yaklaşık 286 bin.

Kadın hükümlü ve tutuklu sayısı yaklaşık 11 bin.

Tutuklu ve hükümlü olan çocuk sayısı yaklaşık 2 bin 500.

Annesinin yanındaki çocuk sayısı 780.

***

Yukarıdaki sayıların çarpıcılığı, 780 çocuğun hapishanede büyüdüğünü belirtmesidir!

Yazılı Medyaya, İnternet Medyasına ve Sosyal Medya’ya yansıyarak alenileşmiş haberlerden biliyoruz ki, “mahpus kadınlar” özellikle de “mahpus anneler”, erkeklerden çok daha zor durumda.

Bazı kadınların doğum yapar yapmaz, bebekleriyle birlikte, hapishaneye götürüldüğünü duyuyoruz:

Elbette bu zulmün sorumlusu, onları götüren değil, yasaları yapan ve uygulatan siyasal iktidardır!

***

Bir ülkenin uygarlık düzeyi hiç kuşkusuz, başta kadın hakları olmak üzere, insan hakları ile ölçülür...

Ama bence gerçek uygarlık düzeyi, adalet sisteminin bağımsızlığı ve hapishanelerindeki koşullar ile belirlenir!

Ülkemizde hapishanelerin genel koşullarındaki olumsuzluklar bir yana, kadınlara yapılan haksızlıklar saymakla bitmiyor ki:

Bir yandan kadın haklarından söz edeceksiniz, öte yandan dans ederek haklarını savunan kadınların üzerine su fışkırtarak, şiddet kullanarak gösteriyi önleyeceksiniz...

Bir yandan kadınları özgürleştiriyoruz diyeceksiniz, öte yandan onları kapatacaksınız...

Bir yandan bekârları ve çocuk istemeyenleri aşağılayacak, anneliği kutsayacaksınız, öte yandan loğusaları, bebekleriyle birlikte hapse yollayacaksınız!

***

Cezaevlerindeki genel sorunlar da saymakla bitmez...

Mahpus kadınların sorunları ise bu genel sorunlardan daha da vahimdir...

Ayrıca, hasta, engelli, loğusa mahkûmların sorunlarının genel sorunlardan daha vahim olduğunu da hiç unutmamalıyız:

Adalet sistemini yozlaştıran siyasal iktidarların yaptıkları zulmün cezaevlerinde yaşanması, buralarda görev yapanların çok daha duyarlı olmalarını gerektiriyor diye düşünüyorum:

Patolojik vakalar ve siyasal takıntılılar dışında, cezaevi savcılarının ve cezaevi personelinin mahpuslara insanca davranmaya çalıştıklarını biliyorum ve onları takdir ediyorum.

***

Haksız ve hukuksuz kararlarla cezaevlerinde yatanları...

Siyasal mahkûm ve tutukluları...

Bebekli, çocuklu kadınları...

Hasta, engelli, loğusa olanları...

UNUTMUYORUZ:

Biliyoruz ki, onlar Türkiye’deki Demokrasi ve Hukuk Devleti sorunlarının kurbanlarıdır...

Ve sorunlarının çözülmesi ancak, Demokrasi ve Hukuk Devleti ilkeleri bağlamında olanaklıdır!

DAHA ÖZGÜR VE DEMOKRATİK 8 MART’LAR GÖRMEK DİLEĞİYLE!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları