Ahmet Saltık

Erdoğan’a açık ve ivedi çağrı

19 Nisan 2024 Cuma

Web sitemizde (www. ahmetsaltik.net), 47 yıllık hekim ve sağlık hukukçusu olarak kezlerce yazdık:

TC Anayasası

D. Görev ve yetkileri (cumhurbaşkanının)

Madde 104 - (Değişik: 21/1/2017- 6771/8 md.) (16. fıkra) “Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır.”  

***

Bu fıkrada tanımlanan “yetki”, aynı zamanda “görevdir”.

Koşulları doğduğunda böylesi bir görevin yerine getirilebilmesi için cumhurbaşkanına tanınan özel ve özgü (münhasır) ve bağlı bir yetkidir.

Üstelik anayasa, “görev-yetki ayrıştırılamaz” ilkesi temelinde herhangi bir önkoşul ve sınırlama da tanımlamamıştır. Yüksek makamın sağduyusu ile “Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle” olgusunu ayrıca betimlememiş ve herhangi bir koşula bağlamamıştır.

Kaldı ki devletimizin resmi bilirkişi kurumu, yasayla oluşturulan (1982, 2659 s. yasa) ve görev-yetkileri belirlenen Adli Tıp Kurumu’ndan da uzman hekimlerce “sürekli hastalık, sakatlık ve kocama” durumu, bilimsel tıbbi kurul raporuna bağlanmıştır.

Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu, Çetin Doğan’ın hastalıklarını şöyle sıraladı: Diabetes mellitus, hipertansiyon, koroner arter hastalığı, opere lomber dar kanal, sağ peroneal sinir hasarı, sağ düşük ayak, işitme kaybı.

Doğan için oybirliği ile “kocama hali” raporu verildi.

Mezarevlerde günahsız insanları işkenceyle öldüren Hizbullah davası sanığı 71 yaşındaki Mehmet Emin Alpsoy’un, Saadet Partili sandık görevlilerini katleden 75 yaşındaki Hacı Sülük’ün, Sivas’ta yazarlarıozanları diri diri yakan 75 yaşındaki Hayrettin Gül’ün hapisliklerini hasta ve yaşlı diye hızla kaldıran cumhurbaşkanı, hapisteki generallerin dosyasını neden 1 yıldır bekletiyor?

Bu rapor geçen yıl 6 Nisan’da savcılığa yollanmış.

Tablo bütünüyle nettir ve bu rapor bir yılı aşkın zamandır Erdoğan’ın masasındadır. 

Düzmece (kumpas) 28 Şubat davası hükümlüsü Sayın E. Org. Çetin Doğan, anılan hükümlüler ile karşılaştırılamayacak ölçüde ağır sağlık koşulları ve açık, yakın, somut ölüm riski ile yüz yüzedir!

Erdoğan açıkça, koşulları nesnel olarak doğduğu halde, yetkisini bilerek ve isteyerek -kasıtlı olarak kullanmayarak, üstelik bunu ayrımcılık temelinde ve kin güderekgörevini yerine getirmemekte (“Dininizi ve kininizi eksik etmeyin” sözler onun... “dindar ve kindar nesil yetiştirme”... de) ve Türk Ceza Yasası bakımından zincirlemesüregelen suç işlemektedir.

Davranışının sonuçlarını öngörebilecek durumdadır. Tasarlayarak ve zamana yayılan biçimde cinayet suçu ile eşdeğer tipik eylem sergilemektedir. Saray hukukçularının bu eylemin TCK’deki ağır karşılığını Erdoğan’a netlikle anımsatma yükümlülüğü vardır.

Erdoğan ayrıca anayasaya göre ettiği tarafsızlık yeminini de çiğneyerek bir kez daha anayasayı çiğneme (ihlal) suçu işlemektedir. Haydi biz söyleyelim: Bu suçun yaptırımı TCK m. 309’dadır, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır! Suç süregelmektedir (temadidir).

Erdoğan, Yüce Divan’a sevki için 400 vekilin oyununun gerekliliğine güvenmektedir.

Ancak bu anayasa maddesi 360 vekil + halkoylaması ile değiştirilebilir ve keser de döner sap da.

Bir gün hesabı yasal olarak sorulur!

Acaba Erdoğan, gerçekten ahirette hesaba çekileceğine bir Müslüman olarak inanıyor mu?!

İVEDİ-NET ÇAĞRIMIZ 

Erdoğan bir an önce, sağduyulu davranarak, daha çok gecikmeden, anayasal görevini, bu bağlamda tanınan özgü (münhasır) bağlı yetki ile yerine getirmek zorundadır. Tersi mutlak bir keyfiliktir, kesin olarak hukukdışıdır ve açıkça suçtur.

Devlet adam öldürmez, öldüremez!

Kimse Erdoğan’dan merhamet dilenmiyor. Tersine, zorunlu göreve çağrılıyor.

Sevgi, saygı, derin kaygı ama UMUT ile.


 


 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları