Prof. Dr. Üstün Dökmen: Onlara ‘depremi’ sormayın
Ankara’daki depremzedeleri ziyaret eden gazetemizin yazarı Prof. Dr. Üstün Dökmen önerilerde bulundu.
Psikolog ve yazar Prof. Dr. Üstün Dökmen, gazetemizin organizasyonuyla Ankara’ya gelen depremzedeleri kaldıkları otellerde ziyaret etti. Dökmen, depremzedelerin travmalarıyla nasıl baş edeceği konusunda bilgi verdi. Dökmen sorularımızı yanıtladı:
- Deprem sonrası travma için ne yapmalı?
Deprem sonrası insanlar travma geçirdi ve hepsi şokta. Ancak bazılarında 3-4 hafta sonra yoğun duygusal sıkıntılar olacak. Bunun için mutlaka psikolojik destek gerekiyor. Bu kişiler Türk Psikologlar Derneği’ne (TPD) travma terapisi için başvurabilir. Her psikolog veya psikiyatrist travma terapisi bilmez. Travma terapisi bilen uzmanlara danışılmalı.
- Depremi uzaktan takip eden yurttaşlar da “hayatta kalma suçluluğu” yaşıyor. Bu nasıl aşılır?
Hayatta kalma suçluluğu hepimizde var. Bu çok doğal bir tepki. Çok büyük bir deprem oldu. Uzakta olan da etkilendi. Etkileneceğiz, bir süre sonra geçecektir. Ülkece kenetlendik diyoruz. Kenetlenen bir kitle var ama tam kenetlenme yok. Bazıları hâlâ bu depremden maddi ve manevi nemalanmaya çalışıyor. Televizyonlarda birbirini ittirek kendini göstermeye çalışanlar var.
- YÖK’ün ilahiyat ile İslami ilimler fakültelerinden gönüllü öğretim üyelerini, “psikolojik danışmanlık” için çağırması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Böyle bir şeye ne hakkı var YÖK’ün? Çeşitli alanlardaki kişilerin taziye konusunda psikolojik danışmanlık yapabilmesi psikolojik danışmanlığın istismarıdır. Bari şu durumda yapmayın. Psikoloji kelimesi bu kadar ucuz bir kelime mi? Herkes eğitim gördüğü alanda çalışmalı.
- Çocuklarla deprem konusunu nasıl konuşmalıyız?
Çocuklara durup dururken deprem lafı etmeyeceğiz. Gerek depremi yaşamış çocuklar gerekse uzakta olup duyanlar deprem resmi çiziyorsa, deprem oyunu oynuyorsa sakın karışmayın. Kaygılarıyla baş ediyorlar demektir.
- Yetişkinlerle konuşurken yaklaşımımız nasıl olmalı?
Yetişkinlere de çocuklara da depremden bahsetmeyeceğiz, soru sormayacağız. Anlatırlarsa dinleyeceğiz. En basit ifadeyle, “Hoş geldiniz” diyebilirsiniz. Çok fazla konuştukça hata yaparız. Kaygımız ortaya çıkar.
En Çok Okunan Haberler
- 8 aydır kabız olan kadın tuvalette felaketi yaşadı!
- İsmail Küçükkaya canlı yayında 'bozkurt' işareti yaptı
- Ümit Özdağ yayını terk etti
- Atatürk yerine Erdoğan'ı taşıttılar!
- Bahçeli'nin 'Öcalan' çağrısına ilk yorum!
- Anıtkabir'de 'Erdoğan' ve 'Reis' sloganları
- Dubai çikolatası yaratıcısından 'Türkiye' itirafı
- 29 Ekim'i Mısıroğlu'yla kutladılar!
- 'Ahmak davası' için HSK'ye yeni başvuru
- Apple duyurdu: Görevi tamamla, 1 milyon doları al!