Maaş sınırına Saray’ı da ekleyin!

CHP’nin 67 sayfalık muhalefet şerhinde, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin TBMM’yi nitelikli yasa yapma hak ve yükümlülüğünden alıkoyduğu vurgulandı. Anayasaya aykırı olduğuna işaret edilen teklif ile birbiri ile ilişkisiz 16 yasa ve 2 KHK’nın birçok maddesinde değişiklik veya ekleme yapıldığı kaydedildi. Teklifte başta işsizlik, yoksulluk, “bölüşüm şoku” ve enflasyon olmak üzere Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu ekonomik ve sosyal sorunların temelden çözümüne yönelik herhangi bir öneri bulunmadığı kaydedildi. Teklifte, kamu-özel (KÖİ) işbirliği modeline ilişkin bir düzenleme yapılmadığına işaret edilerek, “Bütçede ciddi bir kara delik oluşturan köprü, otoyol, havaalanı, şehir hastaneleri için döviz cinsinden yapılan ödemeler, yatırımlara verilen geçiş garantileri, uçuş garantileri, hasta yatış garantileri çok yüksek tutarlara ulaşmaktadır. 2024 yılı için KÖİ modeliyle yaptırılan projeler için bütçeden ayrılan tutar 162.4 milyar liradır. 2024-2026 döneminde bu tutar 673.6 milyar lira olarak öngörülmüş olup döviz kurlarında ciddi bir artış olduğunda bu tutarın çok daha yüksek seviyelerde gerçekleşeceği açıktır” denildi. 

KİK 200 KERE DEĞİŞTİ

Teklifte kamu ihale sistemiyle ilgili hiçbir düzenleme yapılmadığı, AKP döneminde yaklaşık 200 kere değiştirilen Kamu İhale Yasası uygulamalarının kamuyu ciddi bir borç yükü altına soktuğu kaydedildi. 

Teklif ile kamuda ikinci maaş 98 bin lira ile sınırlandırılıyor. Ancak özel sektörden yapılan atamalar için hiçbir sınırlama yok. CHP’nin şerhinde, 

komisyondaki görüşmeler sırasında kapsama neden sadece kamu görevlilerinin girdiği, düzenlemenin kamu görevlisi statüsünde olmayanları kapsamadığı, bunlar için hem ikinci görev yasağının hem de ücret sınırının olmayacağı konusunda tartışma başlatıldığı anımsatıldı.  

Düzenlemenin sadece kamu görevlisi statüsünde çalışanlar için değil, diğer bütün çalışanlar için de gözden geçirilmesinde yarar olduğuna işaret edilen şerhte, “Ayrıca kamunun sermayesinin yarısından azına sahip olduğu kuruluşlarda (veya altın hisse olanağının kullanıldığı durumlarda) görev alanlar için bu düzenlemenin geçerli olup olamayacağı tartışmalıdır. Bu konuda yöneltilen sorulara net yanıtlar verilmemiştir” denildi. 

TMSF kapsamındaki kuruluşlara kayyum olarak atananlar ile varlık fonu kapsamındaki şirketlerde görev alanlara yönelik düzenlemenin de teklife eklenmesi gerektiğine işaret edilen şerhte, “Komisyon çalışmaları sırasında bu konudaki sorularımıza da kesin ve tatminkâr yanıtlar alınamamıştır. Bu maddenin kişi yönünden kapsamı olarak gerek madde metninde gerekse madde gerekçesinde memurlar, diğer kamu görevlileri ve işçiler gösterilerek statü hukuku kapsamındaki kamu görevlileri tanımlanmıştır. Ancak, belediye başkanı ve yerel yönetimler açısından seçilmiş kişiler bu kapsam dahil edilmiştir. Bu durumda statü hukuku dışında olan bakan yardımcıları, Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki başkanlıkların ve ofislerin yöneticileri, politika kurulu üyeliklerine getirilenlerin de bu kapsama dahil edilmesi gerekir” denildi. 

Asgari ücretin yoksulluk sınırının altında kaldığı bir dönemde ikinci ücret üst sınırının 98 bin TL’ye yükseltilmesi, yoksulluğun arttığı ve “bölüşüm şokunun” yaşandığı bir ortamda 98 bin TL’lik tutarın ikinci ücret olarak meşrulaştırılmasının kabul edilemez olduğuna dikkat çekilen şerhte, şöyle devam edildi:

“Madddenin komisyonda görüşülmesi sırasında ikinci maaş ödemesinin yürürlükteki asgari ücreti geçemeyeceği yönünde tarafımızca verilen önerge komisyonun iktidar partisi milletvekillerince reddedilmiştir. Yine maddenin komisyonda görüşülmesi sırasında kapsam açısından bazı belirsizlikleri ortadan kaldırmak amacıyla, bu madde hükümlerinin, Cumhurbaşkanlığı politika kurulu üyeleri, Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki başkanlıklarda ve ofislerde görev yapanlar, TMSF kapsamındaki kuruluşlara kayyum olarak atananlar, varlık fonu kapsamındaki şirketlerde görev alanlar, bakan yardımcıları hakkında da uygulanması yönünde verdiğimiz önerge de iktidar partisi milletvekillerince kabul edilmemiştir.”