‘Sağlık Bakanlığı önce personelini korumalı’

Son yirmi yılda sağlıkta çok büyük bir değişim ve gelişim süreci yaşandığını öne süren Memişoğlu, “En büyük amacımız, önce hasta memnuniyeti, sonra çalışan memnuniyeti ve hastalanmadan insanların hastalığını koruyacak bir sistemi daha etkili hâle getirmeye çalışacağız” dedi.

‘Sağlık Bakanlığı önce personelini korumalı’
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.07.2024 - 04:00

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, önceki gün toplandı. Toplantıya yeni Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu da katıldı. Memişoğlu’nun toplantıda yaptığı bazı açıklamalar dikkat çekti. Son yirmi yılda sağlıkta çok bü yük bir değişim ve gelişim süreci yaşandığını öne süren Memişoğlu, “Tabii ki bazı sorunlarımız var, bu sorunların da hep beraber üstesinden geleceğiz” dedi. Daha iyi bir sağlık sisteminin olacağını söyleyen Memişoğlu, “Özellikle en büyük amacımız, önce hasta memnuniyeti, sonra çalışan memnuniyeti ve hastalanmadan insanların hastalığını koruyacak bir sistemi daha etkili hâle getirmeye çalışacağız” diye konuştu. 

YEREL YÖNETİMLERİ İŞARET ETTİ

Koruyucu hekimliğin öncelikleri olacağının altını çizen Memişoğlu, aile sağılığı merkezlerinin (ASM) fiziki koşullarının düzeltilmesinde yerel yönetimlere işaret ederek “Biz aile hekimliğinin fiziki yapılarını da güçlendirmeye ve düzeltmeye çalışıyoruz ama şu var: İstanbul için ve bazı şehirler için söylüyorum, alan konusunda özellikle yerel belediyelerdeki sıkışık alanlarımızın aynı diğer yapılarda olduğu gibi 

sağlıkçılara öncelikli hâle getirmemiz gerekiyor” dedi. Memişoğlu, “Yani bugün Kadıköy’ün içinde ki bir aile hekimliğini yeniden yapma veya kiralama konusunda herkesin bize yardım etmesi gerekiyor. Hem yerel belediyelerin hem toplumun hem de diğer parametreleri ortaya koyan arkadaşlarımızın” ifadelerini kullandı.

SAĞLIKÇILARI FUTBOLCUYA BENZETTİ

Komisyonda söz alan AKP’li milletvekili Saadettin Hülagü de hekim eksikliğini itiraf etti. Hülagü, şunları kaydetti:

“Sağlık Bilimleri Üniversitesi de size bağlı. Belki de Türkiye ’nin en büyük sağlık ordusuna, akademisyen ordusuna sahipsiniz ama oradaki hocaların çoğu özele kaçma pozisyonunda oluyorlar. Mesela ben kendimle ilgili…Plastik cerrahi yetiştiriyorum, doçent yapıyorum, sabah bakıyorum istifa etmiş. Özel sektöre geçmiş. Tamam , özel sektör de bizim, biz onların geri kalmasını istemiyoruz ama hani burada, futbolcuların transfer ücreti gibi üniversitenin de yetiştirme bedeli olarak o kurumlara bir fatura edilmesi lazım. Yani elini kolunu sallayarak gitmemesi gerekiyor, biz onu o kadar emek verip yetiştirmişken...” 

'YETERİ KADAR ANLATAMADIK'

CHP Ankara Milletvekili Aylin Yaman da, Bakan Memişoğlu’na şehir hastanelerinin durumunu sordu. Memişoğlu, şehir hastaneleri için yapılan “müteahhidin işlettiği hastane” benzetmelerinin, kamu-özel ortaklığı modeli hakkında yeterince bilgi sahibi olunmamasından kaynaklandığını belirtti. Bakan Memişoğlu, şehir hastanelerinin asıl sorumluluğunu üstlenenin Sağlık Bakanlığı olduğunu vurgulayarak, işletme modelinin daha iyi anlatılması gerektiğini savundu. Memişoğlu, “Müteahhide para kazandırdığımız söylenebiliyorsa bizde kabahat var, biz özür diliyoruz. Çünkü o zaman biz şehir hastaneleri işletme modelini burada ifade edemedik yeteri kadar” dedi.

‘ÖNCE KENDİ PERSONELİNİ KORUMALI'

Sağlık emekçileri Memişoğlu’nun komisyonda kullandığı tartışmalı ifadelere tepki gösterdi. Memişoğlu’nun “En büyük amacımız hasta memnuniyeti” ifadelerine tepki gösteren İstanbul Tabip Odası üyesi Dr. Recep Koç, “Hekimler ve sağlık çalışanları memnun edilmedikten, özlük ve ücret hakları düzeltilmedikten sonra tabi ki bu hastaya yansıyacaktır. Öncelikle Sağlık Bakanlığı’nın kendi personelini koruması gerek. Bu da önce sağlıkta şiddet olaylarını önleyebilmek ve sağlıkçıların çalışma ortamları ile özlük haklarını düzeltmekle gerçekleşebilir” ifadelerini kullandı. Koç, “Bunları yapamaz, performans yüzünden hastaları kapıya yığarsanız, 5 dakikada muayene sistemi getirirseniz bu; hastaya da yansır. 3-5 dakikada ne analiz ne de tedavi yapılabilir. Bu durumdan ne sağlık çalışanları ne hastalar memnun olur” dedi.

‘SİYASETİ BIRAKIP GÖREVLERİNE BAKSINLAR'

Şehir hastaneleri olmak üzere kamu hastanelerinde uzman eksiği olduğunu vurgulayan Koç, “Bugün şehir hastaneleri dahil olmak üzere birçok kamu hastanesinde yandallar boş. Ana dallarda da uzmanların çoğu kaçıyor. Zorunlu hizmete gönderiliyorlar, biter bitmez istifa ediyorlar. Sağlıkta dönüşüm şu an çökmüş durumda. Sağlık sisteminin yeniden ele alınması gerek” diye konuştu. Koç, “Eskiden de bakanlar hasta memnuniyetinden bahsediyorlardı. Biz de şunu diyorduk: ‘Bizim için önemli olan gerçek hastaların tedavi görmesi ve memnun olması’. Yoksa hasta diye gelenler; 2 gün istirahat raporuna, basit bir ağrı kesici yazılmasına çok memnun oluyorlar. Bizim derdimiz o değil. Siyaseti bırakıp görevlerine baksınlar” tepkisini gösterdi. 

'ÖNCELİK HER ZAMAN BİLİM OLMALI'

Birlik ve Dayanışma Sendikası Başkanı Derya Mengücük de şunları söyledi:

“Hasta memnuniyetine dayandırılmış bir sağlık sisteminin, en başta hastalar olmak üzere kimseye faydası olmaz. Öncelik her zaman bilim ve tıbbi gerekler olmalı. Sonuçta hasta memnuniyeti çok göreceli bir kavram. Hastanın yasal olmayan bir isteğini yerine getirmediğimzde hasta memnun olmuyor. Uygun olmayan ilacı yazmadığımızda, hasta olmadığı için rapor vermediğimizde memnun olmuyor. Bu kriterin bilimsel yanı yok. Sağlık sisteminin önceliği bu kritere dayandırılırsa aksaklıklar daha da büyür. Çöküşü hızlandırır.” 

'DÜNYA ŞEHİR HASTANELERİNDEN UZAKLAŞIYOR'

Bakanlığın şehir hastanelerinin ticari yönünü anlatmak isteyebileceklerini kaydeden Mengücük, “Dünya; şehrin merkezinin dışına alınmış, büyük kompleksli hastanelerden uzaklaşıyor. Verimli ve hastalara uygun olmadığını onlar, çok önceden anlamış. Hizmet kalitesi ve erişim açısından bu düşünceye varıldı. Ticari kısmına eğiliyorlar ama bilimsel kısmına eğilmiyorlar” dedi. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler