Barbie pembesi
Greta Gerwig imzalı Barbie 21 Temmuz Cuma günü vizyona girecek. Barbie bebeğe dayanan ilk canlı aksiyon filmi olan Barbie son yıllarda pazarlama konusunda en çok çaba sarf edilen film konumunda. Peki Barbie bu kadar konuşulmaya değer mi?
Barbie Diyarı'nda mükemmel bir hayat yaşayan "kusursuz" Barbie beklenmedik bir şekilde kendini gerçek hayatta bulur. Her zaman kusursuz olan Barbie burada asıl kusurları olan özellikleri ile tanışır. Ön gösterimin ardından eleştirmenler filmin o kadar da komik olmadığını söylemişti. Film her ne kadar komedi türünde olsa da aslına vermek istediği toplumsal mesaj ile dikkat çekmeli. Olay Barbie'nin pespembe bir hayatta yaşaması değil, kusursuz olarak nitelendirilen özelliklerin toplum aracılığı ile oluşturduğu baskı.
Film eleştirdiği konuları çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Mükemmellik algısından, kadının hem geleneksel hem de modern toplumdaki konumuna ve kapitalizme dek oldukça geniş bir eleştiri yelpazesi var.
BELLİ BİR BEDENE HAPSOLMAK ZORUNDA KALMAK
Film eleştirdiği dünyanın tam ortasında bunu göz önüne çıkararak oluşmuş baskıyı eleştiriyor. Bu durum tam olarak pamuk ipliğinde. Barbie Dünyası'nda yer alıp da bu dünyayı eleştiriyor olmak kolay değil. Barbie'nin savunduğu "topluma ve kadınlara katkı sağlayan" değerler ile yıllardır birçok kesim tarafından eleştirilen "kadınları belli bedensel ve toplumsal kalıplara hapsetme" durumu arasındaki çizgiyi net bir şekilde belli etmek, hiçbirini göz ardı etmemek gerekiyor. Bu nedenle filmde yer alan Barbie tam olarak klasik özelliklere sahip kusursuz bir Barbie. Fragmandan anlaşıldığı kadarıyla oyuncak serisinde Doktor Barbie, Başkan Barbie, Yazar Barbie, Sporcu Barbie gibi pek çok Barbie çeşidi bulunuyor. Ancak filmin merkezinde yer alan Barbie, standart Barbie oluyor. Yani mükemmellik basamağındaki birinci adım olan en temeldeki Barbie.
DEĞİŞİME DOĞRU ADIM
Zaten "olması gereken şekilde" olan Barbie dönüşümün ilk adımını kendi atıyor. Bütün şüpheler ve sorunlar ilk olarak onun zihninde canlanıyor. Bu nedenle Barbie "kusurlarını" kendi kendine keşfediyor.
Barbie yolculuğu boyunca değişmeyi kendi seçiyor. Bu çabayı kendi sarf ediyor. Değişmesinde neden kendini bozuk veya farklı hissetmesi değil; asıl değişmesindeki neden değişmek istemesi, mükkemmel olmanın onu kendi yapan özellik olmadığını fark etmesi, buna ihtiyaç duymaması...
Bunca ayrıntıdan sonra Barbie beklentiyi karşılayabilecek mi sorusuna hala bir cevap vermek mümkün değil. Rotten Tomatoes üzerinden 173 kişinin katılımı ile %88 puan alan Barbie'nin IMDb puanı ise 9.
Heyecan dorukta, nefesler tutuldu, geri sayım başlıyor...
En Çok Okunan Haberler
- 8 aydır kabız olan kadın tuvalette felaketi yaşadı!
- İsmail Küçükkaya canlı yayında 'bozkurt' işareti yaptı
- Ümit Özdağ yayını terk etti
- Atatürk yerine Erdoğan'ı taşıttılar!
- Bahçeli'nin 'Öcalan' çağrısına ilk yorum!
- Anıtkabir'de 'Erdoğan' ve 'Reis' sloganları
- Dubai çikolatası yaratıcısından 'Türkiye' itirafı
- 29 Ekim'i Mısıroğlu'yla kutladılar!
- 'Ahmak davası' için HSK'ye yeni başvuru
- Apple duyurdu: Görevi tamamla, 1 milyon doları al!