77. Cannes Film Festivali’nden notlar: Geniş açı…

Bir tarafta George Miller’in yarışma dışı sunulan “Furiosa: A Mad Max Saga”sının son macerasını görmek ve Anya Taylor-Joy ile
birlikte kırmızı halıda boy gösterirlerken fotoğraflarını çekebilmek için çırpınanlar...

77. Cannes Film Festivali’nden notlar: Geniş açı…
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.05.2024 - 04:00

Hemen öte yandaki diğer büyük salonun önünde, Judith Godrèche’in tam bin kişilik baş oyuncu kadrosuyla gerçekleştirdiği “Moi Aussi” (Ben de) adlı belgesel koreografik filmi izlemeye gelenler.

Her kıtada, her ülkede, her gün aramızda dolaşan ama varlıklarını pek fark ettirmeyen ve etmediğimiz yüz binlerce insanın, yıllar boyu içlerine hapsettikleri sessiz çığlıkların simgesel yankısını Cannes perdelerinde işitebilmek için günlerdir yer bulmaya çabalayanların, kararlı sessiz kalabalığı...

#MeToo hareketini Fransız sinema dünyasına geçen şubat ayında, sanat sinemasının tanınmış iki adına yönelik suçlamalarıyla taşıyan; César ödülleri?gecesi yaptığı konuşmayla da körükleyen kadın oyuncu-yönetmen Judith Godrèche (1972), bu girişiminden sonra farklı çevre ve mesleklerden gelen (aralarında erkeklerin de bulunduğu) yaklaşık beş bin kişiden, “Ben de yaşadım, tanıklık etmek istiyorum” mesajı almış. İçlerinden, gönüllü olan kadın- erkek bin kişiyi Paris’in geniş bir caddesinde toplayarak tek günlük çekim süreci sonunda bu 17 dakikalık simgesel koreografiyi gerçekleştirmiş.

Caddede yapılan yürüyüş ve dans performansı sırasında, zaman zaman gözlerini ya da ağızlarını elleriyle saklayarak, sonunda da herkese “susmayın!” dercesine kararlı ve dik yürüyüşleriyle kameranın önünden geçenlerden bazılarının, yaşadıkları taciz, saldırı ya da tecavüz gerçeğini birkaç sözcükle tanımladıkları ses bandı, filmin müzikal ritmini kucaklayarak yalın ve duyarlı yankılanmalara dönüşüyor.

Yarışma dışı seçkilere son anda eklenen “Moi aussi”nin bitiminde ekrana yansıyan Fransa’ya ilişkin sayısal veriler, buzdağının görünmeyen kısmının korkunçluğu hakkında ürkütücü bir fikir vermek için yeterli.

TÜRK #METOO’SU OLABİLİR Mİ?

Kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin giderek tepki uyandırdığı Türkiye’de, sinema dünyası da kendi kirli çamaşırlarından yola çıkarak tü m mağdurları yüreklendirecek bir eylem başlatabilir mi acaba? Cinsel taciz, saldırı ve tecavüz konularında dillerin çözülmesini sağlayacak, kırılan kolların?artık yen içinde kalmadan tedavi edilmesi ve giderek azalması için verilecek mücadelelere yol gösterecek girişimler ne zaman gündeme gelecek?

#MeToo dalgalarının okyanusu geçerek Fransa sahillerine ulaşması için altı yıl gerektiğine göre, kısa ve orta vadede iyimser olmak zor gözüküyor. Kaldı ki bireysel hesaplaşma ve cadı kazanları kaynatma dürtülerine karşı da son derece dikkatli ve hazırlıklı olmak gerekir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon