Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yalan rüzgârı: Bir siyasal fanzin
Yalan Rüzgârı, Amerikan yapımı bir pembe dizidir.
ABD’nin desteğiyle, Türkiye’yi de avucuna almıştır.
Ülkemizde ilk kez 1 Ocak 1990’da TRT’de gösterime girmişti.
Ocak 1994’te atv’ye geçmiş, 1995’te Star TV ile ortak yayımlanmış, 1998 ve sonrasında Show TV’de gösterilmiş ve 2002 yılı sonundan itibaren de Türkiye’de her gün, her saat, bütün halk tarafından izlenmeye başlamıştı.
Önceleri ABD, AB, Tarikatlar, Cemaatler, Milli Görüşçüler, Dinciler, Milliyetçiler, Kürtler, Muhafazakâr Türkler, Liberaller, Liberal Solcular tarafından heyecanla ve zevkle izlenen Amerikan yapımı bu pembe dizi, senaryoda ve çekimde yapılan büyük hatalardan dolayı, sürekli olarak izleyici yitirmiş ve sonunda, ülke çapında yapılan oylamayla yayından kaldırılmasına karar verilmiştir.
***
Bu nostaljik yazıda, artık tarihe mal olmuş bulunan Amerikan yapımı bu pembe dizinin unutulmaz repliklerini anımsayalım istedik:
“Türkiye’de medya özgürlüğü ABD’den ileridir.”
“Onlar gazetecilikten dolayı hapiste değiller.”
“Türkiye’de İleri Demokrasi var.”
“Yargı hiçbir dönemde bu kadar bağımsız olmadı.”
“PKK ile konuşuyor diyenler şerefsizdir.”
“Cemaatle aramıza nifak sokmak istiyorlar.”
“Ne istediler de vermedik.”
“Bitsin artık bu hasret.”
“Milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık.”
“Barış Sürecine karşı çıkan haindir.”
“Halkımızın cebinden beş kuruş para çıkmadan, köprüler, yollar, hastaneler yapıyoruz.”
“NATO’nun Libya’da ne işi var.”
“İçte FETÖ, dışta Esad ve Obama bizi aldattı ama biz ne aldanan ne de aldatan olduk.”
“İstanbul’u CHP yağmaladı.”
“Cemaati devlete CHP soktu.”
“CHP, medya özgürlüğüne karşı.”
“İzmir havaalanını biz yaptık.”
“Isparta’ya üniversiteyi biz getirdik.”
“Demokrasiye sınıf atlatacağız.”
“OHAL’i biz kaldırdık.”
***
Bu dizinin en korkunç özelliği:
Sürekli olarak “Yok artık bu kadar da olamaz” diye insanı hayrete ve isyana sevkeden “gerçek üstü” sürprizlerle dolu olması...
İnsanları böyle “gerçek üstü” bir dünyanın “normal” olduğuna ve daha da önemlisi, “içinde yaşadığımız dünyanın böyle olduğuna” inandırmasıydı.
Şimdi, bu diziye kendini kaptırmış olup da bir bölümü yurtdışında, bir bölümü de parmaklıklar arkasında, pişmanlıklarını dile getirenlere ve günah çıkartanlara, bir bölümü ise hâlâ medyada ahkâm kesenlere (şaka ya da kinaye olarak değil, gerçekten) çok üzülüyorum.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı