CHP bugün 24 Haziran için cumhurbaşkanı adayını açıklıyor. Daha önce, CHP’nin de bulunduğu “tek adama hayır”cephesini oluşturan partilerin yöneticileri aralarında görüşerek, milletvekili seçimi için geniş bir ittifak yapmak ve Cumhurbaşkanlığı oylamasında kendi adaylarıyla seçime gitmek konusunda anlaşmaya vardılar.
Aslında bu durum Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak aday olgusunu ortadan kaldırmadı, yalnız ikinci tura erteledi.
İki turlu sistemlerin özü hiç kimsenin gerekli çoğunluğu bulamadığı birinci turdan sonra ikinci turda, seçmenlerin, finale kalan iki adaydan biri üzerinde yüzde 50+1’i bulacak şekilde birleşmelerine dayanıyor.
Adeta mucize denecek biçimde bütün öngörüleri allak bullak edecek çok büyük bir sürpriz olmadığı takdirde, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçiminin olası ikinci turunun iki finalisti bellidir: AKP ve MHP’nin ortak adayı Tayyip Erdoğan ve ittifak yapmış, “tek adama hayır” cephesinin partilerinin desteklemeleri beklenen CHP’nin adayı.
Bu kesimin seçmenleri birinci turda yoğun biçimde sandığa gidip, kendi partilerinin adaylarını desteklerken, Tayyip Bey’in 50+1’i elde edememesini, yani karşı oldukları adayın kazanamamasını hedeflerken, ikinci turda da Tayyip Bey’in karşısındaki adaya oy vererek onun kazanmasını sağlamaya çalışacaklardır.
Yani taktik “önce seçtirme, sonra elbirliğiyle seç!”tir.

***

Bu durumda bugün açıklanacak olan ve Tayyip Bey’in ardından ikinci sırada çıkması beklenen CHP adayı aynı zamanda ikinci turun ortak adayı oluyor.
Yıllardır, yüzde 23 - 25 bandında dolaşan CHP’nin adayının büyük bir mucize olmaz ise ikinci gelmesi nasıl kesin gibiyse, tek başına seçilmek için yeterli oyu sağlayamayacağı da kesindir.
Onun seçilmesi tek adama hayır cephesinin oylarını almasıyla mümkündür.
CHP adayını belirlerken, bu olguyu görmezden gelemez. Mutlaka Tayyip Bey karşıtlarının çoğunluğunun alerji duymayacağı bir ismi çıkarmak zorundadır.
Burada şöyle bir sorun var. Çok partili yaşamımızın her zaman çoğunlukta olan sağ partilerinin buluştukları asgari müştereklerinden biri de Cumhuriyet’in kurucusu CHP karşıtı propagandadır.
Bu propaganda ne kadar haksız ve dayanaksız olursa olsun, sağ seçmen tabanında yıllar boyunca oluşmuş CHP alerjisi olgusunu ve yanlış Halk Partisi algısını değiştirmiyor. 

CHP aynı zamanda ikinci turun ortak adayı konumundaki adayını seçerken, bu olgunun hâlâ yok olmadığını dikkate almamazlık edemez.
Ama CHP kendini inkâr edemeyeceğine, bu haksız algıyı kabullenemeyeceğine göre, yine kendi içinden programına ve ilkelerine bağlı bir adayı seçecek, yalnız bunu yaparken söz konusu adın hemen akla alameti farika olarak yalnız CHP etiketini getirecek bir üyesi olmaktan çok, siyasi üslubu polemikçilikten uzak, her kesimde “neden olmasın ki?” dedirtecek, ılımlı bilinen birinin olmasına dikkat etmesi daha yerinde olacaktır.
Bir kez daha özenle vurgulayalım: Tabii ki, CHP’den bugün beklenen, Ekmeleddin faciasında olduğu gibi, kendini inkâr edip, ilkelerinden vazgeçmesi değildir. Adayın kişiliğinin bu hususlarda her türlü tereddütten uzakta olması şarttır.
Ama aynı zamanda unutmayalım ki, seçilecek olan adayın misyonu, tüm kamuoyunu, CHP program ve ilkeleri peşinden götürmek değil, tek adam rejimi karşıtlığı ve demokrasi yandaşlığı asgari müştereğinde birleştirip, harekete geçirmektir.
CHP’nin kendi içinden partinin ilkelerini ve programını özümsemiş, aynı zamanda yukarıda saydığımız niteliklere sahip başarılı kişileri bulması o kadar zor değildir.
Yeter ki bu seçimi yaparken, yalnız CHP’den ve potansiyel seçmeninden değil, aynı zamanda bunun dışında kalan çevrelerden de oy istenecek olduğu unutulmasın, sert mizacı ya da polemikleriyle değil, ılımlılığıyla tanınan kişilerin bu misyona daha uygun oldukları gerçeği gözden uzak tutulmasın.
CHP’liler unutmamalıdırlar ki, kendi adayları aynı zamanda ikinci oturum ortak adayıdır.