Bush - Blair Trump - Macron

27 Nisan 2018 Cuma

Irak işgaline giden sürece birliktelikleriyle damgasını vuran ikili, George W. Bush ile Tony Blair olmuştu. Öyle ki, aralarındaki samimiyet eşliğinde Batı medyasının kurduğu ‘finoluk’ ilişkisi dillerden düşmedi. Irak savaşı, yalanlar eşliğinde Batı için yarattığı ahlaki çöküş bir yana, bu ikili için ‘zaferle’ sonuçlandı.
‘Hedeflerine’ ulaştılar!
Suriye savaşında ise ‘hedeflerine ulaşamayan’ bir başka ikilinin ‘birlikteliği’ belirmekte. Donald Trump ile Emmanuel Macron.

***

Fransa’nın ‘liberal altın çocuğu’ ilişkinin temelini geçen sene 14 Temmuz Bastille Günü’nde Trump ve eşi Melanie’yi Paris’te ağırlayarak atmıştı. 24 saatlik ziyaret, Trump’ın ‘hevesini kursağında bırakmıştı’. Trump, hayran kaldığı Paris’in havasını bu hafta Washington’da Macron’u ağırlayarak bir nebze ‘koklamış’ olsa gerek. Suriye sahasında kol gezen iki müttefik ülkenin liderlerinin teması da bölge için tahayyüllerinin tezahürü oldu.
Trump yine aynı nakaratı çığırdı: “Eve dönmek istiyoruz, eve döneceğiz. Ama güçlü ve kalıcı bir iz bırakmak istiyoruz. Macron’la görüşmelerimizin büyük bölümünü bu oluşturdu.”
ABD ve Fransa’nın hele ortaklaşa dokundukları yerde gül bitmediğini en son Libya’dan biliyoruz. Fakat anlaşılan Macron, ülkesini Ortadoğu oyununa ABD safında daha da sokmak, yeni sömürgeci hayallerini gerçek kılmak arzusunda.

***

Macron, ortak basın toplantısında Suriye için hedeflerini “Suriyelilerin barış içinde yaşamasını garanti etmek” diye koydu. Meşruiyet argümanı Paris’i Ocak 2015’te, Bataclan’ı Kasım 2015’te kana bulamış cihatçı terörle savaş, marka ismiyle IŞİD. Bu yüzden “Fransa’nın Suriye’deki operasyonlarının ne zaman biteceğine dair tarih vermesi imkânsızmış”.
Tabii ‘dehası’ ancak Trump’la birlikte Suriye’ye Suudiler öncülüğünde Körfez’in işgal güçlerini sokma hayaline yetebiliyor. Elbette para karşılığında. Hiç olmazsa Trump, “Koruduğumuz zengin ülkeler çıkıp ödemesini yapmalılar” diyecek kadar dobra.

***

Macron’un sözlerinden bir sonraki hedefin az çok hepimizin kestirdiği İran olduğu da teyit edildi. Trump’un bir mucize olmazsa mayıs ortasında İran ile nükleer anlaşmayı çöpe atacağı görülürken, Macron “ABD ile birlikte yeni anlaşma üzerine çalışmak istediğini” söyleyerek AB’nin duruşunu bozdu.
Obama’nın mirası 2015 tarihli nükleer anlaşma, İran ile Fransa dahil- BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri+Almanya arasında imzalanmıştı. Bu yüzden AB dış politika şefi Mogherini “Anlaşma korunmalı” ikazı yapınca Macron, ABD Kongresi’ne hitabında geri adım atıp pozisyonunu, “Yenisi yapılana dek eskisini korumak” diye koydu.

***

Trump’la yeni birlikteliğine karşın işin aslı Macron pek yeni bir şey yapmıyor. Fransız devletinin Ortadoğu’daki istikrarsızlaştırıcı varlığı yeni değil. Daha Macron ortalıkta yokken, Fransa 2011’de Şam’dan büyükelçisini geri çekip yaptırım çağrısı yapan ilk ülke olmuştu. Fransız devleti savaşın perde arkasında hep oldu. Şiddet bumerang olup Fransızları vursa bile...
Örneğin Lafarge’ın Fransız devletinin bilgisi dahilinde 2014 sonuna kadar IŞİD bölgesindeki faaliyetleri ifşa oldu. Neyse ki hâlâ Le Figaro’dan Fransızların ABD’den IŞİD’le savaş adına Suriye’nin altyapısını yok ederken Lafarge’ın 700 milyon dolarlık çimento fabrikasına dokunmamasını istediğini okuyabiliyoruz. Suriyelileri değil ama bu tesisleri ‘koruma’ amaçlı Fransız özel güçleri de artık Macron’un silahı.

***

Fransızların, devrimin ‘özgürlük, eşitlik ve kardeşlik’ ilkeleriyle toplaşıp seçtikleri ‘liberal altın çocuk’, ülkesinde gençlerde yüzde 23’ü bulan işsizliğe çare olamamış olabilir. Çalışma haklarını baltalayıp, sağlık ve eğitim harcamalarında kesintiler eşliğinde protesto ve grevlerle karşı karşıya kalabilir. Ama Fransa’yı Ortadoğu’nun seküler yönetimlerini bombalayarak koruyabileceğini zannedecek denli şuursuz değil. Alameti farikası Trump’la ortaklık eşliğinde şirketleri için yeni cepheler açmak. Bu açıdan hakkında “AB’nin yeni lideri mi olacak?” spekülasyonlarını normal sayabiliriz. Tuhaf olan, kendisini ‘Putin ile eşit gördüğünü’ söyleyecek denli komplekse girmiş olması.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları