Milyonlarca yurttaşın evini ve bütçesini doğrudan ilgilendiren bir karar alıp da bu kararı içinden çıkılmaz biçimde duyurmak nasıl mümkün olabilir?
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) işte bu nadide sorunun cevabını dün bize vermiş. Hem de herkesin erişimine açık Resmi Gazete üzerinden.
EPDK üç gün önce, yani 12 Nisan Perşembe günü bir karar almış.
Yasa gereği bu kararın Resmi Gazete’de yayımlanması gerektiği için de yani ortada bir zorunluluk olması nedeniyle bu karar yayımlanmış.
Bir karar ne kadar kısa olabilirse o kadar kısa. Üç satır.
Aslında EPDK, 13 Temmuz 2017’de aldığı bir başka kararı revize ediyor. Fakat bir gizem, bir esrar sormayın. Karar diye duyurulan üçüncü satırdaki formüle baktığınızda, “Ya çok üşenmişler ya da toplumdan bir şey kaçırılıyor” diye düşünüyorsunuz:
EPDK toplanmış ve 3 no’lu formülü şöyle revize etmiştir denilen kararın üçüncü ve son satırı da şu:
Dot,s= (0,65*DDOt)+ (0,03*[1+BDOt)*(1+DDOt)-1] + (0,32*ÜDOt)
İki olasılığı birden değerlendirdim. Yani toplumdan bir şey kaçırılmış olma ihtimaline karşı üşenmeyip formülü çözmeye çalıştım. Bunun için 13 Temmuz 2017 tarihli kararı buldum.
Meğerse neymiş o karar biliyor musunuz?

Sayaca zam
Elektrik sayaçlarının yatırım tutarı. Formülde ulaşılmak istenen Dot,s sayaç malzeme fiyat değişim oranını ifade ediyor. Diğer semboller Merkez Bankası’nın belli tarihlerde ilan ettiği ABD Doları satış kuru ortalaması. Biri diğerine bölünüyor. Bir başka sembol, Brent fiyat ortalaması.
Diğer semboller ise martnisan aylarının çeşitli başlangıç ve bitiş tarihlerine göre belirlenmiş Merkez Bankası’nın ilan ettiği ABD Doları satış kuru ortalaması. ÜDO, üretici fiyat endekslerinin belli tarifelerdeki ortalaması, bir başkası da Brent fiyat ortalaması.
Bu endeks ve verilerin girdiği yukarıdaki formül, evinize, işyerinize taktıracağınız elektrik ve kombi sayacının fiyatını belirliyor.
Tabii memlekette enflasyon çift haneyi gördüğü için, bunun da adı artış değil revizyon oluyor. Sayaçlar kaç lira oluyor derseniz, onu hesaplayamadım ama geçen yılki sayaç fiyatlarını aktarayım. Formülü bilenler uyarlayabilir:
Monofaz sayaç 26, Trifaze sayaç 58, Kombi sayaç ise 100 TL.
Sözün özü: Gerçek bir gazetecilik antrenmanı sağlayan bu kararından dolayı EPDK’yi tebrik ediyoruz.

Siemens de bizi kıskanıyor mu?

10 yeni Yüksek Hızlı Tren (YHT) ihalesini elektrik, otomasyon şirketi Siemens kazandı malum.
Beş firmanın davet edildiği, üç firmanın teklif verdiği ihalede TCDD; Siemens ile 340 milyon Avro tutarında sözleşme imzaladı. Tren setleri için İslam Kalkınma Bankası 312 milyon Avro finansman sağlayacak. Ayrıca bu, Siemens’in TCDD’den aldığı ilk iş değil.
Bir soru bir anımsatma:
AA’nın haberine göre ihale komisyonu, Siemens’e atfen en uygun teklifin 349 milyon Avro olduğunu duyurmuştu. Eğer bir hata yoksa, anlaşılan sonradan 9 milyon Avro indirim yapılmış?
İkincisi ise bir ziyaret ile ilgili. Not düşmek gerekiyor.
Bu ihaleye dair onay ne zaman çıktı?
Siemens CEO’su Joe Kaeser’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabulünden (14 Şubat 2018) kısa süre sonra.
İki ülke ilişkisinin en gergin olduğu bir başka zaman da Siemens yenilenebilir enerji kaynakları ihalesini almıştı.
İkisine de tesadüf deyip geçelim de.
Troller ve yeminli AKP’liler şu “Almanlar bizi kıskanıyor” muhabbetine artık bir son verse iyi olur.
Tabii gülünç duruma düşmek umurlarındaysa.

‘Ecevit’in Anıları’

Suriye’nin gözümüzün önünde parçalanması, Irak’ın işgaliyle başlayan sürecin devamıdır.
Merhum Başbakan Bülent Ecevit’in o dönem sergilediği tutumu ise pek az kişi anımsıyor.
Meslektaşım, arkadaşım Mehmet Çetingüleç’in “Ecevit’in Anıları” kitabı işte o döneme ışık tutuyor. Ecevit’in ABD’yi son ziyaret ettiği tarih olan 15 Ocak 2002’nin ardından, sanki gizli bir el devreye girmiş gibi hızlanan tarih, hızlanan siyaset sahnesi.
Sayfalar ilerledikçe, yakın siyasi tarihin kritik eşiklerine dair pek çok çarpıcı ayrıntıyla karşılaşıyorsunuz. Ecevit’in ilk kez adıyla andığı kontrgerilla gerçeği, sonrasındaki bir ay boyunca art arda atlatttığı iki tehlike, Mehmet İsvan’a saplanan, bugün bile esrarı çözülemeyen zehirli mermi, Can Yücel ile ev arkadaşlığı, Ulucanlar Cezaevi’nde yolları kesişen Şerafettin Elçi’den öğrendikleri Kürt salatası, Sanskritçe tutkusunun, MHP’li avukatlarca Sıkıyönetim Komutanlığı’na “Kürtçülük yapıyor” diye şikâyet dilekçesine konu oluşu. Ve daha niceleri...
Türk siyasetinde derin izler bırakmış Ecevit’in 12 yıl saklı tutulan anıları tarihe kayıt düşüyor.
Son derece akıcı bir teknikle kaleme alınmış “Ecevit’in Anıları” okunası. Eline sağlık Çetingüleç.

Bir tatsız ziyaret
Kabinede bazı bakanların diğerlerinden daha “eşit” olduğu malum.
Son yıllarda tarihe geçecek nitelikte çok önemli “kamusal” yapılar yapan yurtdışında büyümüş bir müteahhitlik şirketinin sahibinin, o “eşit” bakanlardan birini ziyaret etmesi gerekmektedir. Bu ziyaret neredeyse zorunludur da. Ancak uzun süren uğraşlara karşın randevu alamaz. Bunun üzerine firma olarak altına imza attığı anıtsal yapıdaki yetkililerden ricacı olur. Onlar da devreye girer. Müteahhit imtiyazlı bakana gider. Bakan oturduğu yerden kalkmadan, hoş geldiniz demeden “Ne var” diye sorar. Müteahhit karşılaştığı bu nezaket dışı tavra rağmen anlatır, konuyu özetler. İmtiyazlı bakan karşısındakini yok sayan tavrını sürdürerek “Bakarız” gibisinden bir iki kelime eder. Büyük işlerin müteahhidi, kapıya gelen bir konuğa nezaketen “Buyrun oturun” denilmeyen bakanlıktan tatsız biçimde ayrılır.

‘Gizli Müşteri Değerlendirme Hizmeti’
Sayıştay denetiminin neden çok yaşamsal olduğu, her Sayıştay raporunda bir kez daha teyit olunur.
Ziraat Bankası’nın 2016 yılı denetim raporunda da aynı şeyi düşündüm. Bir önceki yazıda mal ve hizmet alımlarına araç kiralamalarına yer verdik.
O listede 2016 yılı boyunca yapılan birbirinden ilginç hizmet alım kalemi var. Üçünü buraya yorumsuz aktarıyorum:
- Telefonla gizli müşteri değerlendirme çalışması hizmeti alımı 54.000 TL
- Faaliyet raporu hazırlama hizmeti alımı 167.000,00 TL
- ... marka para sayma makinesi için bakım hizmeti satın alınması 502.500,00 EUR