Zorunlu olarak Beşiktaş hakemlerin belirlediği(!) ilk onbirle çıkmıştı sahaya. Öyle ya Beşiktaşlı futbolcular o kadar uzun süreli cezalar, o kadar kolay kartlar görmüşlerdi ki orta alan yok olmuştu adeta. Yetmezmiş gibi bir de Fikret Başkan’ın bu maçın öncesi Demba Ba ile ilgili sarf ettiği gereksiz sözler pusudaki art niyetlileri çıkardı hemen ortaya. Eğer art niyet olsa öyle uluorta mı yapılır bu işler. Yapmayın. Biz geçmişte neler yaşadık neler gördük.
Sonuçta orta alan Medel ve Necip ikilisinden oluşmuştu. Futbol basit bir oyun. Ne kadar basitleştirirsen o kadar başarılı olursun. Zorunlu orta saha Medel ve Necip de basit, dikine ve paslı oynayınca, Talisca da onlara katılınca Beşiktaş nihayet hızlı pas oyununa döndü. Özellikle Medel takımı ileri geri harika yöneterek dünya kalitesini gösterdi. Caner bile topu havalandırmayarak bu oyuna uydu. Tamam ilk gol duran toptan; korner atışından Talisca ile geldi ama Medel’in attığı 2. gol pas oyununun başyapıtı gibiydi. Göztepe de rakibi gibi açık ve pozitif oynayınca, maçın hakemi de iyi niyetli olunca sahadaki akışkan futbol çıktı ortaya. Ama erken gelen 2 gol Beşiktaş’ı morallendirirken doğal olarak Göztepe’nin direncini kırdı. Yine de daha oynanacak çok dakika (65) vardı. 2. yarı Talisca’nın Lens’in topları girse skor da açılabilirdi pekâlâ. Ne var ki farkı açan savunmadan bir isim Tosic oldu. Maçın bitimine hâlâ yarım saat vardı ama. Son düdük çalınmadan “bu iş bitti” demek olmaz. Beşiktaş’ın son 20 dakikaya savunma güvenliğinden uzak girmesi Göztepe’ye gol kazandırdı. Bir topları da direkten döndü ve sanırım Beşiktaşlılar işin ciddiyetini anladılar. 79’da Göztepe 10 kişi kaldı, goller ardı ardına geldi. Yeni oyuna giren Larin’in siftah golü ve Babel skoru belirledi; 5-1.