Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Büyük resmin son parçaları

08 Mart 2018 Perşembe

İtalyan seçimlerinin sonuçları, küreselleşme sonrası dönemin büyük resminin son parçalarının da yerine, 1930’ları andıran yönde oturmaya başladığını düşündürüyor.

Kısa bir anımsatma
Kapitalizmin yapısal (birikim rejimi) krizi içinde, kriz yönetim modeli çökerken çok şiddetli bir finansal kriz üretti. Ardından uzun bir durgunluk yerleşti. Goldman Sachs’ın öncü göstergeler indeksinin şubat ayı performansı, tüm toparlanma iddialarına karşın merkez ekonomilerin yeniden zayıflamaya başladığını, uzun durgunluğun aşılamadığını gösteriyor (Zerohedge, 05/03). Financial Times çevre ülkelerin borç yükünün tehlikeli düzeylere ulaştığını savunuyor (05/03).
ABD hegemonyası altında kurulan uluslararası ekonomik düzen, bu düzenin kurallarına itiraz eden “revizyonist” güçlerin yükselişinin, finansal krizle birlikte ağırlaşan basıncıyla çözülüyor. Artık “büyük güçler” arası kutuplaşma uluslararası düzensizliğe damgasını vuruyor. Bu sırada silahlanma yarışı ve dış ticarette dolaylı korumacılıktan doğrudan korumacılığa geçiş çabaları artıyor. Bu sırada, ABD’nin, yakın zaman kadar hegemonyasının araçları olan, IMF’nin ve Dünya Ticaret Örgütü’nün politikalarını belirleme gücü zayıflıyor.
Büyük güçler arası rekabet, “öngörülemeyen sonuçlar yaratarak”, “Tükidides kapanı” olarak tanımlanan durumlara takılmaya başlıyor. Örneğin, Suriye rejimini yıkarak İran’ı tecrit etmeye çalışanlar, Rusya’nın Ortadoğu’ya girişini, İran’ın Suriye’de askeri üsler edinmesini kolaylaştırdılar. Şimdi ABD, Suriye’den çıkamadığı gibi ne Türkiye ile ilişkilerini yönetebiliyor ne de YPG’den vazgeçebiliyor. Rusya’nın da Suriye’deki kazanımlarını korumaktan, İran, Türkiye, Kürt hareketleri gibi odakların hepsini birden idare etmeye çalışmaktan başka seçeneği yok; ABD ile doğrudan çatışmaya girmekten de sakınması gerekiyor.
Suriye’ye, Müslüman Kardeşler tipi bir rejim arzusuyla bulaşan AKP Türkiye’si, YPG’nin, Kürt otonom bölgelerinin, milyonlarca sığınmacının oluşmasına zemin hazırladı. Şimdi sınırlarını güvenceye almak iddiasıyla savaşa, ABD ve Rusya izin verdiği ölçüde girmek gibi zor bir durumla karşı karşıya.
Uluslararası düzlemde ABD merkezli “Batı” düzeninin bütünlüğünü bozan, istikrarsızlığını arttıran gelişmeler çoğalırken, bu düzenin merkezindeki ülkelerde, egemen sınıfların liberal demokratik modelle yönetme kapasitelerini, egemen güç ilişkilerini tehdit eden gelişmeler hızlanıyor.

Yönetenler eskisi gibi ve...
İtalyan seçimlerinin sonuçları, yönetenlerin, artık, merkez sağ ve sol partilerle yönetemediklerini bir kez daha gösterdi. Yönetilenler de artık eskisi gibi yönetilmek istemiyorlar.
Brexit ve Trump bu eğilimin iki örneğiydi. Avrupa’da da bir süredir merkez partiler zayıflıyor, göçmen düşmanlığı, küreselleşme/neoliberalizm karşıtlığı üzerinden aşırı sağ partiler yükseliyor. Le Figaro’nun 14 AB ülkesi üzerinden derlediği veriler, 2001- 2017 arasında (özellikle 2008’den sonra) sağ popülist partilerin oylarında ortalama yüzde 5.9’dan yüzde 15’e sıçrayan çarpıcı artışlar sergiliyor. Örneğin, (2001/2017, yüzde olarak), İsveç (0.34 / 12.93), Finlandiya ( 1/8.8), Almanya (0.1/12.6), Fransa (3.6/21.3), İtalya (4.4/27.2), Danimarka (12/21), Yunanistan (0.3/7.6), Bulgaristan (3.6/14.3), Polonya (18/25), Avusturya (23/35), İngiltere (1.7/12.7).
Son İtalyan seçimlerinde, yalnızca Demokratik Parti, (merkez partisi) değil, Forza Italia (Berlusconi) gibi merkezpopülist bir parti de oy kaybetti. Buna karşılık, Lega ve 5 Yıldız gibi daha radikal iki popülist parti oylarını sırasıyla, yüzde 13.7 ve yüzde 6.6 arttırarak yüzde 17.69 ve yüzde 32.2 ile İtalyan siyasetinde belirleyici konuma yükseldi.
Neo-faşist Lega karşısında, 5 Yıldız sol bir eğilimi temsil ediyor gibi görünse de belirgin bir yönetim modeli önermeden, genel olarak siyasete tepkiyi (“yetti artık, bu düzeni yıkıp evimize döneceğiz”) yansıtması, göçmenlere karşı tutumda Lega ile buluşması, taraftarının gerçek siyasi eğilimi konusunda önemli soruları cevapsız bırakıyor. Karşımızda 1930’ları anımsatan bir resim şekilleniyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump! Nasıl yani? (2) 14 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları