Kıyamete yarış

10 Ocak 2018 Çarşamba

Güney Asya ülkesi Tayland’da, Başbakan Prayut Çan-oça, gazetecilerin önüne karton maketini koydurtup “Soru sormak istiyorsanız, bu arkadaşa sorun” deyivermiş. Sonra da el sallayıp gitmiş.
Dünyadaki yönetim üslubunu özetlemek için daha iyi örnek var mı?
Daha önce gazetecilere muz kabuğu fırlatıp muhalifleri “infazla” tehdit etmiş Prayut, 2014’teki kansız darbeden beri başta. Gazeteciler, gerçeğini bulsaydı darbe sonrası vaat edilip yapılmayan ilk seçimleri, katakulli referandum ile değiştirilen anayasa ve seçim sistemini, güneydeki çatışmaları ve monarşiyi aşağıladıkları gerekçesiyle hapsedilen gençleri soracaktı. Olmadı.

***

İran olaylarıyla girdiğimiz yeni senenin ikinci haftasında 2018 öngörüleriyle başlamak istiyordum. Dünyaya bakınca içimden gelmedi. Neoliberal dünyada nereye baksak rezillik var; sahtekârlık, yalan ve ahlaksızlık tavan yapmış, egolar ve kibir “imparatorlukları” kurulmuş. Adeta “kıyamete” yarış var. Gözüme batanı birkaç örnek...

***

“Süper güç” ABD’nin başında kendini “dâhi” zanneden biri var. Müesses nizam, kurucu babalardan miras sistemi bir popülist çılgının elinden kurtaracağım diye yürüttüğü “cadı avı” eşliğinde küresel hegemonik gücü yine kazanmak çabasında. Dünyalılar için “liberal emperyalist”, Amerikalılar için sözde “sol” ve “ilerlemeci” Demokratik Parti ve Hillary Clinton’ın yolsuzluk enkazı “Rusyagate” uydurmaları ile temizlenmeye çalışılıyor.
ABD müesses nizamının kirli çamaşırlarını bilen aklıselim insanların bile yaşananların arkasına bakınca şaşırmaması imkânsız. İstihbarat kurumları ile ana akım medyayla sınırlı kalanların ise payına “Rusofobi” düşebilir. O zaman Massachusetts’daki dondurucu soğukları Putin’in iklim silahına” bağlamak normal olur. Bu koşullarda akıl sağlığı sorgulanan Trump “deha” olduğunu ilan edebildiği gibi, 2020 için yerine yeni TV yıldızı olarak “talkshawcu” Oprah anılır.

***

Sonra Ortadoğu’da Filistinlilere reva görülenler dışarıda tutulabilirse, kendi içinde demokratik yapıdaki İsrail’de sağcı Başbakan “Bibi” Netanyahu ve ailesinin rezillikleri. İsrailli yöneticilerin yolsuzluktan hapse tıkılanları herkesin malumu. Ama işadamlarından pahalı hediyeler, denizaltı alımındaki yolsuzluk ve medya ile propaganda pazarlığı ithamlarından defalarca polis sorgusundan geçmiş Bibi, çığır açıyor. Devlet elitiyle ilgili soruşturmalarda etkin olan polisin yetkilerini almak için uğraşıyor. İsrailliler haftalardır sokaklarda. Nafile.
En son oğlu Yair’in striptiz kulübü kayıtları saçıldı. Meğer Yair, bir seks işçisinin ücretini emlak ve doğalgaz baronu Kobi Maimon’un oğluna ödetirken, “Babam baban için inanılmaz bir anlaşma imzaladı kardeş, sen benden 400 şekeli esirgiyorsun” deyivermiş! 2015 tarihli bu kaydı avukat durduramıyor. Oğul’un bahanesi “alkol etkisi”. Bibi ise “Ben ve eşim Sara, çocuklarımızı kadınlara saygılı büyüttük” diyor.

***

İran’da gösteriler “milli birlik ruhuyla” dinmişken, ilan edilenin iki katı gözaltı olduğu anlaşılıyor. 23 yaşında bir genç Tahran’ın ünlü Evin hapishanesinde ölüveriyor da “intihar” deniliyor.
Muhafazakârlarla kapışan ılımlı Cumhurbaşkanı Ruhani, bırakın İran’ı, dünya için sıra dışı çıkışlar yapıyor. “Kimse eleştirilemez değil” diyerek, 12’nci İmam ve Peygambere atıf yapıyor; gençlere yaşam tarzı dayatılmamasını savunuyor; “Dünyanın her yerinde protestoları istismar etmek isteyenler olur” deyip meşru taleplere vurgu yapıyor.
İyi hoş sözler de, güvenlik aygıtlarının ezdiklerinin hali değişmiyor. Yargı erki, “ölüm cezası” tehdidi savuruyor. Medya ekonomi ile politika sanki ayrıymış gibi neoliberal düzene isyanı örtüveriyor.

***

Biz hepsine aşinayız. Dillerde neoliberal düzenin “demokrasi”, “özgürlük”, “hukuk” mefhumları. İçleri boşaltılmış. Geriye “ayrıcalıklıların” tahakkümü kalmış.
İnsanın aklına Gandhi Ji’ye atfedilen (ilkin Anglikan rahibi Frederick Lewis Donaldson’ın kullandığı) “yedi ölümcül günah” düşüyor: “Emeksiz zenginlik/vicdansız haz/kişiliksiz bilgi/ahlaksız ticaret/ insanlığa uzak bilim/fedakârlıksız ibadet/ ilkesiz siyaset”.
Bunlar için dünyada sol ve solun değerlerinin hüküm sürmesi gerekeceği kesin. Çünkü hiçbirisi sağın fıtratında yok.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları