ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını açıklaması ve büyükelçilik binasının Tel Aviv’den Kudüs’e taşınma kararını imzalaması, dünya genelinde sert tepkilere neden olurken bölgede çatışmanın fitilini ateşledi.
ABD Başkanı’nın aldığı bu kararın ardından İsrail acımasızlığını bir kez daha gösterdi...
Arkadaşımız Ceyda Karan’ın, olayın dünü ve bugününü anlatan yazısından bir alıntı yapmak gerekiyor.
Ceyda Karan, ABD Başkanı Trump’ın Amerikan diplomasisi açısından “çok cesur” bir karara imza attığını yazdı.
Aslında, ABD Kongresi’nin 1995’te aldığı, kampanya vaatlerinde kullansalar bile hiçbir başkanın uygulamaya cesaret edemediği bir karara imza attı.
Dünya çapında üç dinin takipçileri için de kutsallık içeren Kudüs’ü resmen İsrail’in başkenti olarak tanıdıklarını tüm dünyaya duyurmuş oldu.
Bu karar, dünyanın en etkili devletinin insanlığa büyük yıkım getirmiş iki dünya savaşının ardından şekillenmiş ve Ortadoğu’da sömürgecilik döneminden kalma en çetrefilli sorun olan İsrail ile Filistin anlaşmazlığında, açıkça İsrail’den yana tavır almak demek.

***

ABD Başkanı Trump’ın iç kamuoyunda dikkat dağıtıp zaman kazanmak için düşman yaratmaya ve savaşa gereksinim duyduğunu söyleyen uzmanlar, bölgenin çok kötü bir geleceğe hazırlandığını vurguluyorlar.
Bölgeyi iyi bilen gazeteci Hüsnü Mahalli’nin, ABD’nin aldığı karara ilişkin açıklaması şöyle:
“ABD’nin aldığı karara yalnızca Arap ve İslam dünyası tepki gösterir, protesto eder onun ötesinde bir yere varılmaz.”
Evet, aynen böyle olur.
Kendi aralarındaki sorunları çözemeyen, savaş halinde olan Körfez ülkeleri, hemen peşinden Arap ülkesi ve peşinden gelen 57 Müslüman ülkesi...
Birbirleriyle sürekli sorun yaşayan bu ülkeler durduk yere ABD ve İsrail’le uğraşacak değiller.
Hüsnü Mahalli, ikinci soruna değinirken şöyle diyor:
“70 yıl önce İsrail’i kuran ABD sistemi, şimdi bu adımıyla o coğrafyada yeni bir 70 yılın kapısını açıyor. Bölge çok kötü bir geleceğe hazırlanıyor. Trump bu adımı atarken aynı zamanda Suudi Arabistan ile işbirliği içinde. Kudüs için yıllardır barış diyoruz, olmadı. İsrail her zaman istediğini yaptı. Arap ülkeleri liderleri ihanet içinde. Hepsi ABD ile işbirliği içinde, uşaklığını yapıyor, İsrail’in keyfi yerinde. Batılı ülkeler büyükelçiliklerini Kudüs’e taşıyacaklar. Şimdi tepki gösteriyorlar ama Batı maalesef ikiyüzlüdür.”

***

Emekli tuğgeneral, strateji uzmanı ve yazar Naim Babüroğlu’na göre, Trump’ın açıklamaları 1947 BM kararlarına da aykırı. Şöyle diyor Babüroğlu:
“Trump neden bunu yapıyor? Çünkü düşmana ve savaşa ihtiyacı var. Düşmana ihtiyacı var çünkü iç kamuoyunda sıkışmış durumda. Böylece iç kamuoyunun dikkatini düşmana çevirecek. Ayrıca savaşa ihtiyacı var çünkü koltuğu gittikçe sallanıyor ve zaman kazanmak istiyor. Dolayısıyla okları başka yönlere çekiyor. Bunun da tam zamanı. Çünkü Büyük Ortadoğu Projesi ve Arap Baharı’yla Irak ve Suriye fiilen bölünmüş durumda. Libya’da kan gövdeyi götürüyor.”
ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ilanının ardından Filistinliler kitlesel protestolara başladı, sokaklar savaş alanına döndü… Hamas’tan “intifada” çağrısı yükseldi.
Ortadoğu’da tehlikeli bir oyun oynanıyor. İsrail vuruyor, ateş yayılıyor.