Hikmet Çetinkaya

Hukuk çiğnenirken susulmaz... (18.11.2017)

18 Kasım 2017 Cumartesi

                                                                                     -Tarihe not düşmek için- 2
12 yıllık AKP iktidarının açtığı derin yaraları, hukuku, yargıyı çiğnemesi, bir bakıma “hukukun üstünlüğünü, adalette eşitlik ve dürüstlük” ilkesini yok saymasını toplumun büyük bir bölümü hâlâ görmezden geliyor...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanki sadece AKP’nin lideri havasında ne zaman televizyonu açsam karşıma çıkıyor; bir toplantıda, açılışta konuşuyor...
Yoksulluğun ve yolsuzluğun içinde yaşıyoruz...
Halkımız geçim derdinde!
Evrensel hukukun tüm değerleri unutulmuş, yargı siyasallaşmış bugün Türkiye’de.
Gerçekten Türkiye böyle bir dönemi tüm Cumhuriyet sürecinde, çoğulcu demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri yaşamadı.
Devleti devlet olmaktan çıkaran bir iktidar gücü, Cüneyt Arcayürek’in deyişiyle “Yargısız demokrasi icat ederek” ülkeyi yaşanmaz hale getirdi.
Son gelişmelere dün değindim, bugün de sürdüreyim:
Türkiye’yi yöneten AKP iktidarının iki sözcüsü Erdoğan ve Davutoğlu, kafalarına göre bir yargı sistemi kurup hukukun üstünlüğü ilkesini çiğnemekten çekinmiyorlar.
Her konuda bilgi sahibi olan ikili, gazeteci Hidayet Karaca ve 17/25 Aralık 2013’te patlayan rüşvet olaylarının açığa çıkarılmasında görev alan polislerin tutuksuz yargılanmalarına karar veren yargıçların Pensilvanya’da bulunan Fethullah Gülen’den buyruk aldıklarını söylüyor.

***

Pensilvanya’dan buyruk gelmiş...
Gerçekten böyle bir şey olduğuna inanıyor musunuz?
Şu paralel yapıyı dün biraz anlatmıştım, demek ki yetmemiş, aslında sık sık yazmakta yarar var.
Yargının nasıl ele geçirildiğini yıllar önce çok yazmıştım...
Temeli sağlam atılmış bir yapıdan söz ediyorum. Savcıların ve yargıçların yasal kalkanları var. Onlar polisler gibi değil.
Şimdi önümüzde duran fotoğrafa baktığımızda hukuku anlamayan bir siyasal düşünce yapısını görüyoruz.
Buyruk Pensilvanya’dan gelmiş!
Nasıl gelmiş?
Mektupla mı, elektronik postayla mı, yoksa telefon mesajıyla mı, neyle?
Kimse bunun nasıl geldiğini, içeriğini falan açıklamıyor; yargıçlar arasındaki hukuk savaşı izleniyor.
Yargı tarihimizde ilk kez böyle Aziz Nesin’lik olaya tanıklık ediyoruz...
Bu hukuk savaşının gerçek suçlusu Pensilvanya’da oturan Fethullah Gülen...
Yahu Pensilvanya’ya, cemaat okullarına kaç AKP’li bakan, milletvekili, holding patronu, gazeteci gitti bugüne dek?
Cicim yıllarıydı üç dört yıl öncesi!
Şu dershaneler yok mu; işler ondan sonra bozulup hasret şarkıları söyleyenler, rüşvet belgeleriyle birbirlerine girdi...

***

Yok hükmünde karar, var hükmünde karar...
Hukuk yerlerde sürünmeye başladı, yargının bağımsızlığı ağır darbe aldı...
Şu yaşananlara baktıkça, gelişmeleri izledikçe aklıma neler geliyor biliyor musunuz?
Fethullah Gülen’in bir telefonla iş bulduğu gazeteciler...
Pek çoğu Pensilvanya’dan medya patronlarına açılan bir telefonla dolgun ücretle iş bulmuşlardı.
Şimdi onların büyük bölümü havuz medyasının vurucu kalem timleri, AKP iktidarının savunucuları...
Şöyle geçmişe dönüyorum... O operasyonlara... Sabaha karşı gözaltına alınan askerlere, sivillere... Gazeteci arkadaşlara...

***

Zaten şu “paralel yapı” dedikleri yapı, iktidarla birlikte Ergenekon, Balyoz, KCK, Poyrazköy, Fuhuş ve Askeri Casusluk operasyonlarını yapmamış mıydı?
Yapmıştı!
Cemaatçilerin yatacak yeri yoktur aslında... Çok insanın canını yaktılar, ölümüne neden oldular, sahte delillerle, uydurma gerekçelerle ülkeyi kandırdılar, karşı çıkanları “darbeci” diye yaftaladılar...
Benim derdim hukukun, yargının, adaletin bir gün herkese gerekeceği...
Siyasiler, yargıçlar, savcılar, polisler dahil herkese!
(30 NİSAN 2015)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları