Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Devletçi seçkinciler ve gelenekçi liberaller-9
Endüstrileşmeyi ıskalamış Osmanlı/ TC çizgisini, Endüstrileşme ile gelişen Batı’nın siyasal/ sınıfsal modeline göre irdelemek olanaklı olmadığı için özel modeller geliştirilmiştir.
Batı’nın geçirdiği sınıfsal gelişme çizgisini izleyememiş olan toplumlarda, “ideolojik değişme” modelleri devreye girer.
Ümit Aslanbay’ın Ali Sirmen kitabında sözünü ettiği Küçükömer ve Avcıoğlu modelleri de böyledir.
Benim “Devletçi Seçkinciler-Gelenekçi Liberaller” modelim de böyle bir paradigmadır.
Ama benim paradigmamı Avcıoğlu’nun gecikmiş olduğu için geçersiz, Küçükömer’in ise zaten tümüyle yanlış olan paradigmalarından ayıran nokta, benim, bu paradigmamın, Türkiye’de çağdaş sınıflaşmanın oluşmaya başladığı 60’ların sonuna doğru, 70’lerden itibaren emperyalizme dayalı ciddi bir sınıf ve demokrasi mücadelesi ile birlikte ve klasik sınıfsal analize dayalı olarak kullanılması gerektiğini düşünmemdir.
***
Osmanlı döneminde sınıfsal gelişme duraklatıldığı için, toplumu dönüştürecek olan siyaset, toplumu geliştirmek isteyen sivil ve asker bürokratlar ile bunlara karşı mevcut çıkarlarını ve statükoyu korumak için, geniş halk kitlelerinin feodal değerlerini istismar eden Din/Tarım toplumu yöneticileri arasında olmuştur.
Sivil ve asker bürokratlar, devlet gücüyle toplumu geliştirmek istedikleri için bunlara “Devletçi-Seçkinciler” dedim.
Bunlara tepki olarak ortaya çıkan ve hem toplumu dönüştürmek isteyen devlet gücüne karşı çıktıkları için “Liberal” nitelik taşıyan, hem de feodal değerleri istismar ettikleri için “Din/Gelenek” değerlerini kullananlara da “Gelenekçi-Liberaller” dedim. Adından da anlaşılacağı üzere bu grup zaten kendi içinde çelişkili bir nitelik taşıyordu: Hem Liberal hem de Dinci/Gelenekçi olmak olanaklı değildir.
Nitekim bu grubun günümüzdeki müttefikleri (uzantıları) olarak kendilerine “eski solcular” veya “liberaller” diyen “İkinci Cumhuriyetçilerin” fiyaskosu da, hem Birinci Silivri Trajedisi’ne verdikleri destekte, hem de Türkiye’yi 15 Temmuz 2016 Kalkışmasına ve 16 Nisan 2017 Halkoylamasına taşıyan, ikinci 12 Eylül felaketi olan 2010 halkoylamasındaki “Yetmez ama ‘Evet’” kampanyasında ortaya çıktı!
***
Devletçi-Seçkinciler ile Gelenekçi- Liberaller arasındaki temel fark ise nihai Demokrasi hedefinde ortaya çıkar:
Devletçi-Seçkinciler son amaç olarak ileride Demokratik rejimi kurmak isterken (CHP’nin Çok Partili Düzene geçmesi), Gelenekçi-Liberaller son hedef olarak geride kalan din-mezhep değerlerinin egemenliğini sürdürmeyi (AKP’nin laiklik karşıtı Tek Adam Yönetimi) amaçlarlar.
Bu çerçevede, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk Devrimleri, demokrasiyi (o zamanki terminoloji ile Cumhuriyet’i) amaçlayan Devletçi-Seçkinciler tarafından gerçekleştirilmiş...
Demokrasinin altı ise, toplumu gerideki yapıda tutmak isteyen, toprak ağalarının temsilcisi Demokrat Parti ve onun devamı olan AP, ANAP ve AKP iktidarlarının temsil ettikleri Gelenekçi- Liberaller tarafından oyulmuştur!
DİREN DEMOKRASİ!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!