Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Asya tipi üretim tarzı - 1

26 Ekim 2017 Perşembe

Bu yazı, Osmanlı-Türk siyasal değişme modelleri konusunda yazdıklarımın altıncısı.
Konu, beni bile şaşırtan bir biçimde okurlarımın olağanüstü ilgisiyle karşılandı. Sanıyorum, özellikle genç kuşak kendilerine yönelik beyin yıkama etkinliklerine karşı tarihsel gerçekleri aramak konusunda kararlı. Ayrıca, olgun kuşaklar da, bu konularda yapılan saptırmalardan bıktıkları için, yazdıklarımı dikkatle okuyorlar.

***

Türkiye’nin siyasal ve kültürel yaşamı, 1960’ların ikinci yarısında, 1961 Anayasası’nın getirdiği yeni özgürlük ortamının yol açtığı Marxist tartışmalarla zenginleşmişti.
1961 Anayasası’na karşı yapılan 12 Mart 1971 Askeri Darbesi bile, Aybar- Boran-Aren üçlüsünün önderliğindeki Türkiye İşçi Partisi, TİP’in “Milli Bakiye Sisteminden” yararlanarak 1965 seçimlerinde Meclis’te kazandığı 15 sandalye ile tetiklediği umutları tamamıyla söndürememiş, Sosyalizm tartışmalarının önünü kesememişti.

***

Dönemin en ilgi çeken tartışması, Osmanlı toplumsal yapısının feodaliteden sapan özelliklerine dayalı olarak geliştirilen Asya Tipi Üretim Tarzı, ATÜT veya sadece Asya Üretim Tarzı, AÜT, denilen modeldi.
Modelin öncülüğünü İstanbul Üniversitesi’nden iki iktisat profesörü Sencer Divitçioğlu ve İdris Küçükömer yapıyorlardı.
Bilindiği gibi Marx’ın “Tarihsel Materyalizm” adıyla yaptığı çözümleme, İlkel/ Komünal Toplum-Köleci Toplum-Feodal Toplum-Kapitalist Toplum-Komünist Toplum olarak “klasik şema” dediğimiz, insanlık tarihini beş aşamada gören bir modele dayalıdır.
Divitçioğlu ve Küçükömer ise, yine Marx’ın kavramlarından biri olan Asya Tipi Üretim Tarzı’nı da bu şemaya dahil ediyor ve değişik bir yorum getiriyorlardı:
Onlara göre, Osmanlı’da toprak, Osmanlı ailesinin olduğu, feodal beylerin elinde bulunmadığı, “Devlete” ait olduğu için, feodalite gelişmemiş, bu nedenle de toplum feodaliteden kapitalizme evrimleşememişti.
Hemen belirtmeliyim ki, bu çözümlemenin klasik Osmanlı Toprak Düzeni’ne ilişkin olan ATÜT bölümü doğrudur.
Ama Osmanlı’nın “feodal beylikler olmadığı için gelişmediği” tezi (pek çok nedenle) doğru değildir. (Bu tartışmalar için 21. yüzyılda Türkiye’ye bakılabilir.)

***

ATÜT modeline ilişkin iddialar Türkiye’de pek çok siyasal hareketi etkiledi:
Örneğin Mihri Belli grubunun “Önce Milli Demokratik Devrim Sonra Sosyalizm” sloganı ile özetlenebilecek olan MDD hareketine (sonradan da olsa) kuramsal temel oluşturdu.
Doğan Avcıoğlu’nun Türkiye’nin Düzeni kitabında, YÖN ve DEVRİM dergilerinde savunduğu “Sivil ve asker bürokrasinin öncülüğünde Atatürkçü/ Sosyalist devrim” hareketini de Marxizme bağladı.
Ama bu verimli kuramsal tartışmanın belki de hiç beklenmeyen bir etkisi, Küçükömer’in büyük bir yanlış yapmasına ve bu yanlışın da Siyasal İslama destek oluşturmasına yol açması oldu.
Küçükömer, “Düzenin Yabancılaşması” adlı kitabında öne sürdüğü, “Türkiye’de sol sağdır, sağ soldur” sloganı ile, “İkinci Cumhuriyetçiliğin”, “Yetmez ama ‘Evet’çiliğin” temellerini attı ve Siyasal İslamın yükselişine ve bugünlerdeki Tek Adam yozlaşmasına teorik kaynak oluşturdu.
DİREN DEMOKRASİ!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları