Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İhsanoğlu Broşürle Tanıtılacakmış
CHP lideri Kılıçdaroğlu, “çatı adayı” Ekmeleddin İhsanoğlu için; “Halk tanıdıkça sevecek!” demiş…
Seçime iki ay kalmış, Kılıçdaroğlu “Tandıkça seversiniz!” diyor.
Şaka gibi!
Bu kadar kısa sürede halk nasıl tanıyacak İhsanoğlu’nu?
“Alo Fatih” hatları güdümündeki televizyonlarda mı? “Kasımpaşalı RTE”nin dolduruşa getirdiği meydanlarda mı?
Nazlı Ilıcak, daha bismillah derken, meydanlarda yaşanabilecek hüsrana karşı ön almak babındaki dünkü yazısında; “Bence meydanlara gerek yok!” diye yazıyordu:
“(İhsanoğlu) Televizyonlarda söyleşilere katılırsa, ilim ve irfanıyla vatandaşa ulaşabilirse, şansı artacaktır!”
“İlim.. irfanla.. vatandaşa ulaşmak” mı?
İlahi!
Medya çağında yaşamıyor muyuz?
Nazlı Hanım “belgesel sever” bir halk olduğumuzu düşünerek bu satırları kaleme almış olmalı ama… TV’de de hızla prim yapabilmek için ekranı delen niteliklere sahip olmak ve az bir nebze olsun medyatik olmak gerekmez mi?
İhsanoğlu’nun “medyatik” olduğuna dair yaygın bir kanı var mı?
CHP ve MHP; üzerinde bunca zaman kafa yordukları “çatı adayı”nı, acaba oturup büyük pi-ar ve reklam şirketleriyle tartışmışlar mıdır?
Medya çağında yaşadığımıza göre konunun profesyonellerine başvurmuşlar mıdır?
“İhsanoğlu profilindeki bir adayı; olabilecek en seri ve hızlı maratonda ne ölçüde seçmene tanıtıp, benimsetebiliriz?”in çalışmasını yapmışlar mıdır?
Hiç sanmıyorum.
Kılıçdaroğlu; “(Ekmeleddin İhsanoğlu’nu) Yurttaşlarımızın tanımaması doğal” diyor: “Şimdi bize düşen görev bir broşür hazırlayarak bunu Türkiye’de tüm evlere ulaştırmak olmalı. Bunu yapmak zorundayız. Tüm partilerimize görev düşer!”
İhsanoğlu adına düşünülen en büyük tanıtım kampanyası, “evlere elden dağıtılacak broşürler”se.. yandı gülüm keten helva!
Erdoğan gibi hesaplı kitaplı bir propaganda ustası ve makinesi karşısında, “çatı aday”a seferber edilecek tek tanıtım hamlesi “broşür”den ibaretse ve özel bir öyküsü olmayan bir “Cumhurbaşkanı adayı”, sıfırdan nasıl yaratılır üzerinde santimi santimine çalışılmamışsa.. koyverin gitsin.
Kılıçdaroğlu önerilen adayın artılarını: “Dünya çapında tanınmış, Doğu’da Batı’da takdir görecek, uluslararası camiada konuşmasının ağırlığı olan bir isim. ABD Başkanı Obama’dan Suud Kralı’na, Rusya’dan Japonya’ya tüm dünya ile iyi ilişkiler içinde!” diye sayıyor.
Bunlar, parlamenter sistemdeki eski usul cumhurbaşkanlığı seçimlerinde avantaj sağlayabilirdi.
Ama şimdi halkın doğrudan oy kullanacağı bir durum söz konusu…
Katmerli popülizmlerin devreye sokulacağı yeni sistemde Kılıçdaroğlu’nun sayıp döktüğü özelliklerin fazla önemi yok ne yazık ki.
Japonlar, Ruslar, Amerikalılar değil burada -heyhat!- “Türk’e Türk propagandası yapılan” Türk seçmenleri oy kullanacak.
O seçmenler de çok büyük ihtimalle, Almanya’da Merkel’i yuhalatan, Beyaz Saray’da Obama’ya parmak sallayan malum adaya her zaman olduğu gibi teveccüh edecek.
Faturanın hesabı yapıldı mı?
Özetle diyorum ki… Madem CHP için bu kadar riskli bir tercih yapıldı; hiç olmazsa bunun “kazanma şansı yüksek bir aday” olmasına azami dikkat, özen gösterilmesi gerekmez miydi?
İhsanoğlu seçilemezse ne olacak?
Fatura tüm ağırlığıyla -hem içten, hem dıştan- CHP’ye çıkacak ve CHP altından kalkılması nerdeyse imkânsız bir faturayla baş başa kalacak.
Parti biraz daha bölünmüş, biraz daha dağılmış, seçmen nezdinde biraz daha güven kaybına uğramış, biraz daha kimliğini yitirmiş olacak; “inandırıcılığı” hepten aşınacak...
Bir partinin en kıymetli sermayesi oysa “inandırıcılığı”dır.
“Kimliğini” ve “inandırıcılığını” yitiren bir siyasi oluşumun varlık nedeni sorgulanır.
Bu şartlarda, Emine Ülker Tarhan ya da Metin Feyzioğlu gibi bir adayla çıkıp; CHP’nin özü ve de değerleri ile çelişkiye düşmeyen bir yarışa girmesi daha anlamlı olmaz mıydı?
Hiç olmazsa “biz buyuz!” denmiş olurdu.
Çağdaşlık ve gençlik, kadın öğesi öne çıkarılırdı...
“Alternatif bir Türkiye var. Başka bir Türkiye de mümkün!” denirdi.
Cumhurbaşkanlığı koltuğu ola ki gene yitirilirdi.
Ama yarış hiç olmazssa partinin kendi gücü ve şanıyla, şerefiyle kaybedilirdi.
Her halükârda CHP’nin projeleri ve vizyonu halka tanıtılmış, anlatılmış olur; genel seçimin ısınma turu ve adayların promosyonu yapılmış olurdu…
Bilmem yoksa yanılıyor muyum?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!