Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Altüst Oldu ‘Hesaplar’...

18 Haziran 2014 Çarşamba

Aslında bir süredir “hesap” filan yoktu. AKP Türkiyesi’nin dış politika fantezilerini destekleyen illüzyonlar vardı o kadar.
Ortaçağın Haçlı ordularının vahşetini aratmayan IŞİD, Musul’u, bazı Irak kentlerini, Irak’ın en büyük rafinerisini, bu arada yüzlerce insanı infaz ederek ele geçirince, ABD dış politika çevrelerinde “şafak attı”. Aslında, “şafak attı” demek de doğru değil. Çünkü ABD’li bir Irak uzmanı ve CENTCOM Danışmanı Prof. Derek Harvey, David Ignatius’un aktardığına göre “IŞİD, Musul’un kontrolünü aslında iki ay önce ele geçirdi”... “Geçen hafta IŞİD’in yaptığı, bu süreci tamamlamak, adeta çürük ağacı devirmek oldu” (Washington Post 14/06) diyormuş.
ABD, Zarkavi’nin mirası IŞİD’in esas olarak şiddete dayalı, tüm Sünnileri, Şiilere karşı öz savunmaya iterek birleştirmeyi, bu “birlik” üzerinde bir halifelik kurmayı arzuladığını da biliyordu. Saddam ile El Kaide arasında bir bağ icat edebilmek için Zarkavi’nin adını, General Powell’in 2003 BM konuşmasında 20 kez anarak öne çıkaran, böylece hızla mali kaynak ve kadro kazanmasının önünü açan da ABD’ydi (Warrick, Washington Post, 14/06). IŞİD Suriye’de Esad rejimine karşı savaşmaya başlayınca, Körfez ülkeleri ve Türkiye üzerinden desteklenmeye başlanmasına göz yuman, hatta destek veren de... Cihatçı teröristlerle ABD arasındaki ilişkiyi Afganistan’a kadar götürüp oradan Libya’ya getirebiliriz. Bunları, ABD’nin dış politika yalpalamaları, hesap hatalarının sonucu olarak görebiliriz. “ABD’nin elinde büyük bir çekiç var, nasıl olsa eninde sonunda bu çiviyi de (etrafını yıkmak pahasına) çakar diyebiliriz”. Ama düne kadar bir yöne gider gibi görünen süreçlerin, şimdilik başka bir yana dönmeye başladığını kabul etmek durumundayız.
Birkaç hafta öncesine kadar ABD hâlâ Esad rejimini yıkmaya kararlıydı ama bunu cihatçıları güçlendirmeden yapmanın yollarını arama noktasına gelmişti. İran’ı tecrit etme amacı, ABD’nin bölge politikasının önemli bir bileşeniydi. ABD ile İran arasındaki nükleer enerji görüşmeleri bu soğuklukta devam ediyordu.
Musul’un düşmesi, ABD dış politika çevrelerinde tartışmaları hızlandırınca yeni bir görüntü şekillenmeye başladı. Muhafazakâr ve “Yeni-Muhafazakâr” akım, Obama’ya “Hepsi senin suçun”, “Bush sana başarıyla süren bir proje bıraktı, sen Irak’ı Maliki’ye (İran’a) bıraktın çıktın” diyor.
Demokratlar, esas olarak Maliki’yi “yeterince kapsayıcı, demokrat vs. olamamakla” suçluyorlar. Bu ikisine dışardan bakanlar, önce şu tespiti yapıyorlar: Başarılı proje mi? Irak fiilen, birbirine düşman üç bölgeye bölündü, savaşan güçler dışardan destek aramaya başladılar (Leverett& Leverett, The National Interest, 15/06). Sünniler, bu arada Zarkavi vb., gruplar Suudilerden beslenmeye, Şiiler İran’a yaslanmaya başladılar. Kürtler de kendi bölgelerini inşa etmeye... “Maliki kimi kucaklayacaktı? Bir Sünni halifeliği kurmaya çalışan teröristleri, bunlara yanaşmaya başlayan Sünni aşiretleri mi? Petrol gelirlerini paylaşmaya yanaşmadığı Kürtleri mi?”
Açık ki Saddam bu patlayıcı karışımı bir arada tutan tencerenin kapağıydı. ABD’nin işgali bir yere kadar bu patlayıcı karışımı yönetti, yönetemediği yerde bastırmaya çalıştı. Sonunda akıttığı kanın, harcadığı hazinenin yüküne dayanamayarak, “eğittiği” ordu ve polis gücünün düzeni koruyacağını varsayarak çekilmeye karar verdi. Halbuki daha o zaman sahada bu eğitimi verenlerden bazıları, aslında çeşitli terörist gruplara katılmaya aday kadroları eğitmekte olduklarının bilincindeymişler (Lewerett&Lewerett).
Şimdi gelinen noktada, İsrailli yorumcular (Jacques Nariah, Jarusalem Centre for Public Affaires) ABD, İran görüşmeleri bölgesel güvenlik sorunlarını kapsamalıdır” diyor. Cumhuriyetçi bir senatör El Cezire’de, kimi dış politika uzmanları yorumlarında “İran birlikleri karadan girsin, ABD havadan güvenlik sağlasın” diyebiliyorlar (Christian Science Monitor 13/06). Bir başkası, “Önce Esad karştı isyanı bastırmak gerekir” diyebiliyor.
AKP rejimi Büyük Ortadoğu Projesi’nin “kurtlar sofrasına” oturmaya kalkınca, “Masada mı olacağız, mönüde mi” diye sormuştuk. Bu sorunun cevabını henüz alamadık. Ama hesaplar altüst olurken, AKP’nin bölgede çok heveslendiği Sünni İslamın Birliği sofrasında, IŞİD’in, haritasına bakınca, kesinlikle mönüde olduğu görülüyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump! Nasıl yani? (2) 14 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları