Şeyma Subaşı-Acun Ilıcalı evliliği çok konuşuldu, konuşulmaya devam ediliyor ve edilecek. Çünkü bu bir “celebrity” evlilik; şöhret evliliği...
Şöhret, beşikten mezara kadar kitlenin (eskiden “züğürt” denirdi!) çenesini yorar. Hatırlayalım Prens William’ın eşi Cambridge Düşesi Kate, Britanya sarayına tahta üçüncü sıradan vâris bir bebek dünyaya getirdiğinde de ondan “celebrity baby” (şöhret bebek) olarak söz edildi. Hatta Başbakan David Cameron, “a brand new baby boy” tabirini kullanmıştı. “Yepyeni bir oğlan bebek” diye tercüme edebilirsiniz bunu tabii, ama “brand new” tabiri daha yaygın anlamda piyasaya yeni çıkmış ve öncekilerden farklı bir “ticari ürün”e, özellikle de bir “marka”ya karşılık olarak kullanılır.
Elbette “marka”, oldukça çekici bir ticari üründür ve Marx’ın “meta fetişizmi” kavramının günümüz dünyasındaki uğrağı sayılabilir.

***

Britanya’nın “saray bebişi” ile aynı doğrultuda Şeyma Subaşı da bizim için “brand new pretty bride”, yani “yeni marka tatlı gelin”dir.
Acun’a gelince o, zaten biliyorsunuz, “Meşhuriyet Çağı”mızın gerçekleşmiş rüyası... Şeyma da bu muhteşem rüyaya yeni katılımcı... Biz, onun kalıcı ev sahibesi olmasını dileyelim; geçici bir misafir olmasın!..
Ama işte elin şom ağzı torba değil ki büzesin!..
Büzemiyorsunuz... “Yeni marka tatlı gelin”i çok üzmüş sosyal medyanın “kaka çocukları”. Şeyma’nın “marka”larla görüşüp olumsuz yanıt aldığına dair utanmaz arlanmaz haberler yaymışlar.
Acun Ilıcalı, hemen “brand-new” karısını bu “şeamet tellalları”na karşı korumaya aldı.
Yayınladığı mesajda diyor ki “Yalan haberlerle sosyal medyanın hastalıklı ruhları ne kadar saldırırsa saldırsın sevgili eşim Şeyma’ya zarar veremezsiniz.”
Acun, “O Ses Türkiye” stüdyolarında “Şeeeyymaa, Şeeeyymaa, Şeeeyymaa” bağırtılarıyla seçkinleşen bir videoyu da eklemiş mesajına; Şeyma’ya giderek artan kitlesel sevgiye delil olarak...

***

Dahası var: Şeyma, Instagram’ı 1 yıldır aktif ve başarılı şekilde kullanmaktaymış!
Son 1 yılda takipçisi en çok artan kullanıcılardan biri imiş!
Televizyonda izlenen biri nasıl başarılıysa Instagram’da içerik üretip çok takip edilen biri de o kadar başarılıymış!
Ve Şeyma’nın bir videosunun ulaştığı 3-4 milyonluk izlenme sayısına bugün televizyonda ulaşabilen program sayısı azmış!..
Aman Allah, Acun neredeyse Şeyma’cığının kendisinden daha meşhur olduğunu ilan edecek!..

***

Şeyma’yı çok üzmüş “kaka” çocuklara biz de diyoruz ki “O hiç sizin dengünüz mü, o bi küçük hanfendü!”
Aslında Acun’un bu kadar lâf etmesine gerek var mıydı, onu bile tartışmak gerekir.
Ben Acun’un yerinde olsam, ne Şeyma’nın bir marka ile anlaşıp anlaşamadığı mevzusuna açıklık getirmeye, ne de iki marka ile anlaşma durumunda olduğuna dair bir açıklama yapmaya “tenezzül ederdim”.
Şeyma’nın kendisi, hem de “brand-new” nev’inden bir markadır der geçerdim!..

***

Sonuçta, evlilik kurumunu böylesine “marka”laştıran çiftimize ömür boyu mutluluklar diliyor, Allah bir yastıkta kocatsın diyoruz!..
Ama, kahretsin, şeytanî zihnim şunları düşünmeden de edemiyor:
Dünyanın bin bir türlü hali var; bir dolu fitne, fesat, fücur var; köşelere sinmiş, fecir-fettan fırsat kollayan ve Acun denen “meşhuriyet rüyası”na dâhil olmaya hevesli “Suzan Avcı”vari ecinniler var!..
O yüzden Allah göstermesin, bir boşanma talihsizliğinin vuku bulma ihtimaline karşı bir tedbir alındı mı acaba evlilik yolunda imza döşenmeden önce?..
Biliyoruz ki Acun’u “Firarda” olduğu, ama henüz şimdiki gibi bir şöhret idolü haline gelmediği yıllarda sırtında taşımış eski eşi, kocasının “Survivor”lu, “O Ses Türkiye”li, “Yetenek Sizsiniz”li ihtişam döneminde onun tarafından aldatılınca boşanma dilekçesiyle mahkeme kapısına dayanmıştı.
Acun’un o zamanki servetinin yarısını da (25 milyon lira) talep ederek tabii!..
Bu deneyimden ders çıktı mı, çıkmadı mı merak ediyorum.
“Brand New Pretty Bride”, evlilik cüzdanını almadan önce bir “boşanma sözleşmesi”ne imza attı mı, atmadı mı acaba?..