Hikmet Çetinkaya

Darbe Hukukuna Sığınma!..

12 Haziran 2014 Perşembe

Birikmiş acılar, öfkeler, hüzünler var; örülmüş duvarlar, baskınlar, kıyımlar, faili meçhuller, yıllardır akan kan var...
Eve dönüş, hayata dönüş diyorsun ama nasıl dönüleceğini anlatmıyorsun!
Barış diyorsun ama ne olduğunu bir türlü anlatamadığın için, demokrasiyi ve özgürlükleri yaşama geçirmediğin için, sana kimse inanmıyor... Çocukları, gençleri, kadınları anlamıyorsun...
İşine geldiğinde sıkı özgürlükçüsün, gelmediğinde derin bir milliyetçi, tarikatçı, siyasal İslamcı...
Bir bakıyorsun baskıcı!
Gezi’de gaz bombası atanı kahraman olarak görüyorsun, bir yıl sonra haşhaşi!
Efsane savcıların çete!
Şimdi kalkmış Diyarbakır’da gönderden bayrağı indiren o gencin icabına bakmadılar diye askeri “suçlu” ilan ediyorsun!
O askerler, Utku Çakırözer’e ne diyor okudun mu: “Vursak bir dert, vurmasak bir dert!”

***

Bunun anlamı çok açık...
Asker ne demek istiyor?
Utku Çakırözer çok güzel anlatmış askerin diliyle Cumhuriyet’te:
“Çünkü iktidar çıkıp ‘çözüm sürecinde neden ateş ettin’ diyor.
Vurmasak ‘neden indirmedin’ deniyor.”
Demek asker ne yapacağını bilmiyor...
Başı derde girecek her iki koşulda da!
Göndere tırmanan o kişiyi vurup öldürse başı derde girecek, belki hapis yatacak vur emrini veren komutan.
Yıllarca zindanda sürünecek! Vurmasa, “görevi ihmal”den emekli edilecek!
Bu yüzden ikinciyi yeğliyor!
Bakın iktidar ve muhalefet ilk kez “bayrağımız” konusunda birleşti...
Doğru, bayrak ulusların simgesidir!
Bayrak kutsaldır!
Ancak ay-yıldızlı bayrağımızda kırmızı zemin yerine yeşil zemin olmasını isteyenler vardır benim ülkemde...
O bayrağa saygısı olmayan bakanları bile gördük...

***

Bir toplumda nefret, kin, öç alma duygusu ivme kazanmaya başladığında ayrışma derinleşir.
Nefret dalga dalga yayılır, aynı topraklarda yaşayan insanlar çatışmaya başlar.
Popülizmle hiçbir yere varılmaz, özellikle terörle bu yöntemlerle mücadele edilmez!
Kırsal kesimlerden kentlere göç etmiş olanlar “kent kültürü”nü özümsemezlerse, o sorumluluğu, bilinci taşımazlarsa bu süreç iki-üç kuşağı kapsar!
O zaman ne olur?
Halk bilinçlenemez, demokrasiye ve özgürlüklere değil, dinsel inançlara sarılır!
Böylece toplum gelişip ilerleyemez...
Türkiye bugün bunu yaşıyor...
Kent olmamış kentler var! Oralarda işsizler ve yoksullar ordusu bulunuyor...
Özellikle Güneydoğu’da din, tarikat, şeyh, ağa kıskacı baskısına bir de terör eklendi.
Devlet bu yapıyı 30 yıldır destekledi...
Bir avuç eşkıya masalları anlatılarak orada olup bitenlere göz yumdu...
Güneydoğu’da iki parti mücadele ediyor...
CHP ve MHP yok!
Türkiye genellemesi yaparsak varoş kültürü ve din sarmalı devlet eliyle yapıldığı için.
Kent kültüründen yoksun toplumlar günübirlik yaşadıkları için, iktidarlar 30 yıldır darbe yasalarına sahip çıkıyor, hiçbir siyasi parti “Partiler ve Seçim Yasası”nı değiştirmiyor!
Meclis’te sadece parmak kaldıran, liderini eleştirmeyen, öfkelendirmeyen milletvekilleri var....

***

O bayrağı indiren kişi kim bilmiyorum...
Ancak “vurup öldürseydiniz” diyenlerin görüşüne katılmıyorum.
Berkin’i, Ethem’i, Ali İsmail’i, Uğur Kurt’u öldürenleri “kahraman” olarak gören, Hrant Dink’in katilinin eline kutsal bayrağımızı vererek fotoğraf çektiren bu devletin çok sayıda günahı yok mu?
Lice’de iki kişi öldürüldü, ardından bayrağımız indirildi. İlk kez mi oluyor bu Tanrı aşkına, söyleyin?
Lice’de o iki kişi niçin öldürüldü?
Önce bunun hesabını sorun, sonra da bayrağımızı indiren kişiyi bulup yargıya teslim edin!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları