Hikmet Çetinkaya

Cici Demokrasi...

07 Haziran 2014 Cumartesi

Kaçırılıp dağa götürülen, yaşları 14-17 arasındaki kız ve erkek çocukları düşünüyorum kaç gündür...
Anaların çığlıklarını duyuyorum! Kürt çocukları onlar!..
Bizim, bu ülkenin vicdan sahibi tüm insanlarının çocukları...
Yine yağmurlu bir sabah...
Taçyaprakları ölü gri bir gökyüzü...
O çocuklar geçiyor gözlerimin önünden; Yüksekova’dan, Lice’den, Hakkâri’den!..
PKK’nin dağa kaldırdığı çocuklar, onların acılı anneleri, babaları...
PKK ne yapmak istiyor gerçekten Güneydoğu’da?
Barış, çözüm, Türk-Kürt kardeşliği! 30 yıldır kanla sulanıyor bu topraklar, şiddetin sürmesini isteyen güçler var...
Yol kesmek, çocukları kaçırmak! Demek ki her şey boşuna...
Farklı ideolojilerin, siyasal oluşumların yanında olmak başka şey, bir terör örgütünü desteklemek başka bir şey! İster devlet terörü olsun, ister örgütsel terör!
Terör nereden gelirse gelsin bir insanlık suçudur.
Terörün, sağcısı solcusu; dincisi dinsizi olmaz!
Günlerdir oturma eylemi yapan, PKK’nin kaçırdığı çocukların annelerinin fotoğraflarını gördünüz mü?
Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde güvenlik güçleri yaptığı baskında, terör örgütünün dağa kaçırmak üzere bir evde sakladığı üç kız çocuğunu kurtarmış...
Kaçırılan kızlar 16 yaşında...
13 yaşındaki bir erkek çocuğu da Hakkâri’ye gelip güvenlik güçlerine teslim olmuş...
Çocuklarına kavuşan anneler ve babalar mutlu! Mutlu olmayanlar ise çocuklarının yolunu bekliyor...

***

Lice’de yol kesen militanlar güvenlik güçlerine ateş ediyor...
Niçin yol kesiliyor?
Bu düşmanlıktan, kin, nefret tohumları ekmekten bıkmadık mı?
Terörle, çatışmayla temel hak ve özgürlüklerin kazanımı gerçekleşir mi?
Eğer bunu 30 yıllık bir çatışma, silahlı mücadele sürecinde görüp anlayamadıksa yaşadığımız coğrafyada barışı sağlama olanağımız yok! Ağrı seçimlerini BDP kazandı...
Belediye Başkanı Sırrı Sakık’ın ilk açıklaması ise Ağrı’daki tabelalardan ve bir caddeden Kâzım Karabekir’in adını ve “Şehit Pilotlar Anıtı’nı” kaldıracağıydı.
Ahmet Hakan’ın “Neden” sorusuna verdiği yanıt ise gerçekten çok ilginçti:
Atatürk, Kâzım Karabekir’e Ermeni olayları nedeniyle çok sert çıkıp ‘Alçaklık yaptınız’ demişti...”
Sakık, Ahmet Hakan’ın gözünün içine baka baka yalan söylüyor, popülizm yapıyordu.
Mustafa Kemal’in Karabekir’e böyle bir çıkışının olmadığını zaten tarihçiler söylemişti ama o gerçek olmayan bilgilerle kendini savunmaya çalışıyordu...
Ağrı’nın sorunları vardı bitip tükenmeyen...
Elbet salt Ağrı’nın değil, Güneydoğu’nun ve tüm Türkiye’nin...
90’lı yılların ortalarında Refahyol iktidarı döneminde, RP’li belediyeler caddelerin, parkların adını değiştirmemiş miydi?
Uğur Mumcu’nun, Bahriye Üçok’un, Muammer Aksoy’un adları verilen yerler değiştirilmişti üstelik.

***

Kan gölünden beslenenler, Hizbullah’ı yaratanlar, jandarma kışlalarında eğitim verip örgütleyenler, silahlandıranlar...
Derin devlet, Gladyo!..
Önce Musa Anter, ardından Uğur Mumcu!
Faili belli ama meçhul kalan cinayetler...
Batman’ın en işlek caddesinde Mehmet Sincar’ı öldüren tetikçi, asit kuyuları, kıyımlar...
1915 ve 1930... Elbet oturulur, tartışılır, konuşulur bunlar...
O ayrı bir şey! Gelin şu Uludere’yi konuşalım, derin dehlizlerden söz edelim, Hrant Dink için “vur emrini” kim verdi, onları masaya yatıralım.
Tarikatçı kuşatmayı, devlet içinde 40 yıldır nasıl örgütlendiklerini, ilişkiler zincirini gündeme getirelim...
Torba dava haline dönüşen, içinden çıkılmayan, düzmece kanıtlarla insanların yıllarca hayatını çalanlara bakalım!
Kim onları polis, müdür, yargıç, savcı yaptı, TSK’de örgütlenmelerinin yolunu açtı?
Polis kolejlerine, akademilerine yerleştirdi? Saydığım okulların sınav soruları önceden kimler tarafından sızdırıldı?
Elbet bir de şunu gelin birlikte haykıralım: “Diyarbakır’da çocukları kaçırılan annelerin çığlığına kulak verin kulak!”
Devirler değişiyor, iktidarlar gelip geçiyor, cici demokrasimiz bir türlü gerçek demokrasiye ulaşamıyor!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları