Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Öldürebilirsiniz, Ama Yenemezsiniz!

05 Haziran 2014 Perşembe

Gezi Direnişi sırasında yaşamını yitiren mücadele büyüklerinin aramızdan ayrılışının birinci yılları doluyor. Ethem Sarısülük 31 Mayıs 2013’te Ankara’da Kızılay Meydanı’nda polis kurşunuyla ağır yaralandı. 26 yaşındaki Ethem 14 Haziran’da yaşamını yitirdi.
2 Haziran’da Eskişehir’de ara sokakta polisler tarafından dövülen Ali İsmail Korkmaz hastaneye kaydırıldı. 4 Haziran’da beyin kanaması geçirdi. 10 Temmuz’da ölüm haberi geldi. 4 Haziran’da Taksim’e destek vermek için Hatay’da düzenlenen gösterilere katılan Abdullah Cömert başından aldığı darbe sonucu beyin kanaması geçirdi ve yaşamını yitirdi.
Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım, Ahmet Atakan art arda kaybettiğimiz 20’li yaşlardaki gençlerimizdi, mücadele büyüklerimizdi.
En uzun yaşam direnişini ise Berkin Elvan gösterdi. 15 yaşındaki Berkin, 16 Haziran’da İstanbul Okmeydanı’nda başına isabet eden gaz fişeği ile ağır yaralandı. Komaya girdi. Tam 269 gün yaşama tutunmaya çalıştı. 11 Mart 2014’te aramızdan ayrıldı.

***

İktidar, Gezi Direnişi’ne karşı takındığı katı tutumunun anlık bir refleks olmadığını, birinci yılda yineleyerek gösterdi. Geçen yıl bu zamanlar Türkiye’nin dört bir yanı Taksim’di, her yaştan her meslekten milyonlarca insan iktidarın baskıcı tutumuna hayır diye haykırdı.
Yukarıda özetlediğimiz yaşam yitimlerinde başlıca nedenin “insanların başına isabet eden gaz fişekleri ya da benzer darbeler” olması, güvenlik güçlerinin hedef gözeterek görev yaptığını ortaya koyuyor.
Dünyanın her ülkesinde böylesi gösterilere karşı müdahale zorunluluğu doğması halinde güvenlik güçleri insanlara en az zarar verilmesi için çaba harcar. Bizde ise tersi oldu. Ellerinde silah olmayan, temelde barışçıl amaçlı göstericilere karşı polislere verilen talimatın şu olduğu anlaşılıyor:
“Mümkün olan en ağır tahribatı yaratacaksınız... Attığınız gaz fişeği dahi boşa gitmeyecek... Verdiğiniz her zarar, size ödül olarak geri dönecek...”
Yaşamını yitiren genç büyüklerimizin ardından en önemli kayıp gözlerde. Polisin müdahalesi sonucu gözünü yitirenlerin sayısı 20’nin üzerinde. Bir kişinin gözünden olabilmesi için ona nasıl bir saldırı yapılmış olabileceğini düşünmek bile ürkütücü...

***

Hükümet kendince Gezi Direnişi’ni bastırdı....
Birinci yılında kimseye göz açtırmadı. Başını çıkaranın gözünü çıkaracağını ilan etti...
Başbakan yıldönümü yaklaşırken Okmeydanı’nda yaşanan provokasyondan sonra polislere vur emri verircesine, “Nasıl sabrediyorlar anlamıyorum” dedi...
Peki, kazanan iktidar mı oldu?
Hayır...
Başbakan, Cumhuriyet tarihinin “kendisine en çok karşıt üreten politik-acısı” olarak şimdiden tarihe geçti.
Siyaset biliminde şöyle bir genel yaklaşım vardır:
Bir politikacı, kendisi gibi düşünen insanların ona gösterdiği sevgi-saygı kadar değil, kendisi gibi düşünmeyenlerin ona duyduğu saygı kadar vardır.
Başbakan bu yanıyla siyasi tarihimizin en fakir insanıdır.
İktidar, Gezi Direnişi boyunca 8 genci öldürmüştür ama onları yenememiştir!
Ne diyordu Sevgili Alpay, Ethem Sarısülük için bestelediği ağıtta:
“Bir dost kurşunu beynimde
yok artık direnecek gücüm...
Tamam tamam ben yenildim, siz yendiniz
Ama ben kazandım, siz kaybettiniz!”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024
Çekin elinizi! 19 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları