Hikmet Çetinkaya

Dinci Faşizan İktidara Karşı...

04 Haziran 2014 Çarşamba

Yalan ve gerçekleri hayatın içinde görüyoruz; işlenen cinayetleri, kurulan tuzakları...
O genç ölüleri, yoksulluğun orta yerinde duran insanlarımızı...
Yalova ve Ağrı’da seçimleri kıl payı yitiren AKP üç gündür ne düşünüyor?
Yalova’da BDP’nin, Ağrı’da CHP’nin oyu yok ama AKP’nin var...
AKP seçimleri kaybetse bile doğuda ve batıda gücünü koruyor...
Oysa CHP doğuda, BDP ise batıda yok!
Bir bölünmüşlüğün göstergesi bu!
Hem CHP hem de BDP düşünmeli...
CHP seçmeni, MHP’nin güçlü olduğu yerlerde ne yapıyor?
Kendiliğinden MHP’yi yeğliyor.
Örneğin Manisa’da ikinci dönem belediye başkanlığı seçimlerini alırken, Aydın’da CHP bir kez daha yerel seçimleri kazanıyor.
Manisa, Balıkesir, Aydın, Denizli gibi kentler “merkez sağ”ın kazandığı yerlerdi...
Bu iller 80 öncesi CHP’ye gidip geldi, bu süreç 80’li ve 90’lı yıllarda da yaşandı...
Bugün ANAP, DYP tabanı ya da o tabanı oluşturanların çocukları AKP, CHP, MHP gibi partilere dağıldı.
Aynı durum Güneydoğu’da görülüyor...
12 Eylül darbesinden sonra CHP’nin güçlü olduğu kentler bugün AKP ve BDP’nin...
Yerel seçim ve genel seçim sonuçlarında aynı görüntü karşımıza çıkıyor...
Geçmiş yıllarda CHP, DYP, ANAP, MSP, MHP de vardı...
Erbakan Hoca Muş, Van ve öteki kentlerde güçlüydü, şimdi buralarda BDP, AKP var...
CHP ve MHP hiç yok!
Neden ve niçin?
Bunları şunun için yazdım:
Çatı aday falan hikâye, sol-sağ demeden, ülkenin tümlüğünü isteyen, laik demokratik Cumhuriyetten, hukuk devletinden ödün vermeyen, bağımsızlığı, özgürlüğü savunan bir aday çıkarılmalı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde.
AKP’nin adayına karşı tüm muhalif partiler birleşmeli...

***

Elbet yazdıklarım benim kişisel görüşüm...
Güneydoğu’da ve İstanbul’da BDP’li seçmenler AKP’nin adayına oy verecekler...
Kamuoyu yoklamalarından böyle bir sonuç çıktığı ortada.
AKP Türkiye’yi bir çıkmaz sokağa götürüyor, baskıcı bir rejimin sinyalleri geliyor.
AKP 12 yıldır iktidarda!
Bu süreç içinde bir iktidarın yıpranması gerekmez mi?
Yıpranır ama yıpranmıyor!
Anayasal haklarımızın, demokratik istemlerimizin üzeri örtüldüğü halde, AKP yüzde 45’le birinci parti...
Neden, niçin?
MHP’nin “Türk-İslam Sentezi” sarmalından kurtulamaması, kimi olaylara “AKP gözüyle” bakması iktidar partisinin ekmeğine yağ sürüyor.
Ne Türk ne de Kürt-İslam Sentezi Türkiye’de demokrasiyi ve özgürlükleri yaşam biçimine dönüştüremez.
CHP de RTE’nin oyununa gelmemeli...
Erdoğan bir gündem değiştirme ustası...
AKP’li seçmeni çok kolay yanında tutuyor, yelpazeyi genişletirken il örgütlerini görevden alıyor.
Yalan ve gerçek bir havuza toplanıyor...
Eh havuz medyası işini kolaylaştırırken, holding medyası, Gezi Direnişi’nin yıldönümünü birinci sayfadan küçük görüp, iç sayfalarda fotoğraflarla donatıyor.

***

Avrupa’da sosyal demokratlar ve muhafazakâr partiler oy yitirirken, sosyalist, komünist partiler yükselişe geçiyor.
Bizde ise tam tersi...
Bu partilerde gazetelere yansımayan bir iç savaş var!
Açık açık şu soruları soralım o zaman:
“Bu ideolojik savaş ne zaman bitecek?”
CHP ve BDP’ye gelince...
CHP Türkiye’nin partisi olabilecek mi yoksa kıyılarda mı kalacak!
Gördüğüm kadarıyla CHP lideri “Laik Demokratik Cumhuriyet”e sahip çıkarak, partisinin ötekileri kucaklaması için çabalıyor.
CHP içinde “derin milliyetçiler” olduğu gerçeğini biliyor...
Daha geniş kitlelere ulaşmak için yeni adımlar atabilir...
BDP’ye bakınca...
Kürt-İslam Sentezi partide daha fazla egemen oluyor, tüm Türkiye’yi kucaklamadığı için, Güneydoğu’da, İstanbul’da, Mersin’de sıkışıp kalıyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları