Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Madenci Hidayet’e Başbakan Gözaltısı

02 Haziran 2014 Pazartesi

Başbakan’ın 29 Mayıs’ta gizlice geldiği Kınık’ta kamuoyunun çok da haberdar olmadığı “özel gözaltılar” yaşandı. Bu gözaltıların tek nedeni, Başbakan’ın Soma faciasında en büyük kaybın yaşandığı Kınık’a gelişi sırasında protesto eyleminin olma olasılığını sıfıra indirmekti. Her şeyi sıfırlayan Başbakan böyle bir facia sonrasında bile acıyı bütün şiddetiyle yaşayanların tepkisini sıfırlamak istiyordu.
Başbakan’ın güvenlik ordusu ve Emniyet kurumları bunu itinayla yaptılar. Başbakan’ın gelişinden birkaç saat önce Soma faciası nedeniyle görüş belirtmiş, televizyona çıkmış, eksiklikleri ve yanlışlıkları dile getirmiş kişileri kendi deyimleriyle “birkaç saat Emniyet’te misafir ettiler.”
Başbakan’ın gizlice geldiği Kınık’tan ayrılışından hemen sonra da gözaltı süresince kendilerine herhangi bir olumsuz davranış ya da tutum sergilenmediğini belgeleyen kâğıt imzalattılar. Sanki bir insanın özgürlüğünü kısıtlamaktan daha büyük bir işkence varmış gibi!

***

İşte o gözaltına alınanlardan biri, facianın yaşandığı madenden sağ kurtulan Hidayet’ti. Hidayet’le facia sonrasında, Kınık’ta Aziz’in kahvesinde sohbet etmiştim. İri yarı Anadolu diliyle civan gibi bir delikanlıydı. Yüzü “Ben bu toprakların zeytiniyle beslendim” der gibi sevecen, ama bir o kadar da kararlı ifadelerle doluydu. Bedeni, “Ben bu toprakların inciriyle, üzümüyle beslendim” der gibi güçlü ve heybetli duruyordu.
Hidayet’in babası daha o iki aylıkken ölmüş. Yaşama bir anne ve altı kardeşle sarılmışlar. Altı kardeşten dördü film senaryolarını aratmayacak hüzünlü olaylarla bu dünyadan ayrılmış. Bir kardeş daha 5 yaşındayken ocaktaki ateşin başında kömürlerle oynarken, üzerine sıçrayan alevlerin arasında öteki dünyaya uçmuş. Bir kardeş yıllar önce madene kurban gitmiş.
Hidayet aklının erdiği, kolunun kuvvetlendiği günlerden beri para kazanan işlerde çalışıyor. Bir süre madende çalışmış, sonra hayvancılığa başlamış. Sevmiş hayvancılığı. “Ege’nin ovasında, dağlarında, vadilerinde hayvancılık yapılmaz mı?” diyor. Ama 2000’lerin başında hayvancılık ölmüş. Et, süt para etmez olmuş. Kömüre mahkûm kalmış.
Şimdi ailede yedi nüfus var. Anne, eş, üç çocuk ve kendisi; bir de kız kardeşi. Ailede eve düzenli para getiren tek kişi Hidayet.
Kardeşinin 1994’te gencecik yaşta madende ölmesi Hidayet’in içini burkmuş ve hâlâ unutamıyor. Ama şartlar onu kömüre mahkûm etmiş. Büyük oğluna geçen yıl iyi bir sünnet düğünü yapmış. Borcunu hâlâ ödüyor.

***

Yazımızın konusu Hidayet’in yaşamöyküsü değil, yaşadığı gözaltı. Ama satır başlarıyla da olsa paylaşmadan edemedik.
Hidayet sırf kazadan sonra gerçekleri söylediği için yaşamında ilk kez karakola götürülmüş olmasını hazmedemiyor. “Bunca acı yaşadım. Hepsine katlandım. Hepsinde psikolojim üstün geldi. Ama bu gözaltıyı içime sindiremiyorum. Hayatımda psikolojimin hiç bu kadar bozulduğunu hatırlamıyorum” diyor.
30’lu yaşlarındaki Hidayet 14, 12 ve 6 yaşındaki çocuklarının daha iyi yaşaması için her işte çalışacağını ama gördüğü her yanlışı da söylemekten vazgeçmeyeceğini söylüyor. Başbakan dahil hiç kimsenin insanların özgürlüğünü elinden almaya hakkı olmadığını sözcükleri birbirine yedire yedire söylerken, “Hidayet biraz yavaş konuş, anlamakta zorlanıyorum” diye uyarıyorum. Her şeye karşın yaşama esprili bakışını da bozmamış, şu karşılığı veriyor:
“Ağabey, ben yaşadığım hiçbir şeyi anlamıyorum ki sana anlaşılır bir şeyler söyleyeyim.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024
Çekin elinizi! 19 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları