Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Adalet Yürüyüşü AKP’nin kimyasını bozdu

13 Temmuz 2017 Perşembe

Adalet Yürüyüşü, AKP/Erdoğan iktidarının kimyasını iyice bozdu: Cumhurbaşkanı’nın iki milyon kişilik dediği Maltepe Meydanı’na yüz yetmiş beş bin kişilik diyen vali...

Demokratik rejimlerin izin verdiği, faşist rejimlerin yasakladığı, sokak gösterilerine ve yürüyüşlere, “faşist yöntem” diyen Hükümet Sözcüsü...

“Adalet sokaklarda da aranır” derken, hemen arkasından “Adalet sokakta aranmaz” diyen Başbakan...

Engelleyemedikleri yürüyüşü, “biz izin verdiğimiz için yürüyorlar” havasında küçümsemeye çalışan bir siyasal otorite...

Olaydan bir yıl sonra bile, 15 Temmuz kalkışmasına yol açan Cemaatin devlete yerleştirilmesinde sahip oldukları tüm kasıt, sorumluluk ve aymazlıkları inkâr eden bir iktidar...

Dijital medyada, Anayasa Mahkemesi’nin kararına erişimi engelleyen bir mahkeme... OHAL’i demokrasi olarak savunan bir siyasal söylem...

Bu kimya bozulması yurtiçinde ve yurtdışında artık maskesi bütünüyle düşmüş bulunan ve bu nedenle de bütün müttefikleri tarafından terk edilerek yalnızlaşan iktidarın paniklediğini gösteriyor!

***

Hangi olaylar, nasıl bir süreç bu kimya bozulmasına yol açtı?

Kimya bozulmasının altında, “Ne dersem inandırırım, ne yaparsam onaylatırım” dedirten, “içi boş bir özgüven patlaması” yatıyor:

Demokrasi bir tramvaydır, istediğimiz yerde ineriz dediler, Demokrat diye iktidara getirildiler.

Parmağımızdaki yüzüğümüzden başka servetimiz yok dediler, armatör oldular.

Silivri’de, şimdi FETÖ/PDY Terör örgütü denilen Cemaatle işbirliği halinde, sahte deliller ve yalan iddialarla, “Bu davaların savcısı olunduğu” iddiasıyla “Demokrasiyi koruyoruz” diye, Hukuk Devleti’ni üniversiteleri, medyayı, sivil ve askeri bürokrasiyi çökerttiler.

Kürt olayında “Açılım” dedikleri ne idüğü belirsiz gizli süreçte, PKK ile müzakere ettikleri sırada, terör örgütü mevziler kazıp güçlenirken, bu müzakereleri açıklayanları “konuşuyor diyen şerefsizdir” diye suçladılar sonra da “evet ben emir verdim” diye temasları itiraf edip, Habur kapısından gelenleri aklamak için “çadır mahkemeleri” kurdular ve bunu “Demokrasi” diye yutturdular...

***

Masayı devirip “Açılım sürecini” sonlandırdıktan sonra, bütün Kürt hareketini, HDP gibi meşru bir partiyi bile terörle bağlantılı ilan edip ihanetle suçladılar, Adalet Yürüyüşü’ne katılanları bile teröristlikle suçladılar.

Cemaat önce devlete yerleştirildi, yargıda ve orduda hâkim kılındı; 17-25 Aralık 2013 rüşvet ve yolsuzluk iddialarından sonra ittifak bozuldu ve terör örgütü ilan edildi.

***

Birbirine taban tabana zıt olan bütün bu eylem ve söylemler (dış politikadaki çelişkilere değinmedim bile) sürekli olarak, ele geçirilmiş olan medyada övüldü ve desteklendi ve bu durum iktidara sahte bir özgüven verdi.

Ama artık ülkede ne Demokrasi, ne Hukuk ne de Adalet kalmıştı.

Bu durumun sandığa yansıdığı 7 Haziran 2015 seçimlerinin sonuçları reddedildi, türlü oyunlarla, bombalı saldırılar altında seçimler yenilendi ve 1 Kasım’da yeniden iktidar olundu.

15 Temmuz’daki “Allah’ın lütfu” denilen kalkışma sonrası 20 Temmuz’da OHAL ilan edildi; OHAL baskısı altında 16 Nisan 2017 halkoylaması yapıldı ve şaibeli bir sonuçla “Atı alan Üsküdar’ı geçti” denilerek Anayasa değiştirildi.

***

Bütün bu olup bitenler AKP/ Erdoğan iktidarının toplumda gittikçe azalan desteğini kamufle etmekte oldukça başarılı sonuçlar verdi.

Özgüven patlaması, erozyona uğramakla birlikte bir ölçüde de olsa, iktidarın herkesi susturan baskıcı yöntemleri ve tetikçi medyanın desteğiyle sürdürülüyordu...

Taa ki, Kılıçdar tek başına Adalet Yürüyüşü’ne çıkana kadar!

***

Barışçı ve Demokrat bir Adalet arayışından milimetre ödün vermeden başarıyla gerçekleştirilen ve Maltepe’de milyonların katılımıyla taçlandırılan bu Yürüyüş:

İktidardaki yıpranmanın görünür bir biçimde ortaya çıkmasına yol açtığı için, AKP/Erdoğan yönetiminin kimyasını bozdu.

Bu yazı yazılırken (yani dün) dijital medyaya düşen yetkililerin konuşmaları da, bu kimya bozulmasının başka örneklerini sergiliyor ama onları alıntılamaya yerim kalmadı!

DİREN KILIÇDAR...
DİREN CHP...
DİREN ADALET...
DİREN DEMOKRASİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları