Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kılıçdar sertleşiyor
Gayet iyiyim
Başlangıçta ufak tefek ağrılar vardı. Yürüdükçe geçiyor. Yürüdükçe açılıyorum. İki doktorum var. Cihangir İslam ve Metin Lütfü Baydar. Metin Bey Aydın Milletvekili, Cihangir Bey OHAL mağduru. İkisi de ortopedi uzmanı. Yardımcı oluyorlar. Gayet iyiyim.
Yürüyüş kararı önceden düşünülmedi
Ben hızlı tepkiler veren bir insan değilim. AKP 15 Temmuz’un üstünü örtmek, 20 Temmuz’da kendilerine yeni bir yol çizmek için çaba göstermeye başladı. Ben bu süreçte Başbakan’a defalarca itirazlarımızı belirttim. Biz haksızlıklar giderilecek diye beklerken her geçen gün bunlar artmaya başladı. Berberoğlu olayı bardağı taşıran son damla oldu. Karardan hemen MYK’yi ikinci kez topladık. Mutlaka tepki vermeliyiz dendi. Yani yürüyüş kararı bıçak kemiğe dayandığı için alındı.
Muğla belediye başkanlarıyla toplantıdayken Berberoğlu haberi geldi. Şaşırdık. Biz olaylar düzelecek diye beklerken mahkûmiyet haberi geldi. Bıçak kemiğe dayanmıştı: Ben tek başıma “Güven Park’a gideceğim ve elimde Adalet pankartıyla yürüyeceğim” dedim.
Bakınız, 20 Temmuz darbesinden sonra Parlamento devre dışı bırakıldı. Muhalif yazarlar hapse atıldı. Biz bunlara karşı çıktık. Örneğin, linç edilen askerlerle ilgili soruşturma açın dedik. Açacağız diye söz verdiler. Ama yapmadılar.
Gazeteci rahat yazamıyor, iş dünyası rahat konuşamıyor, sendikalar rahat konuşamıyor. Üniversiteler susturulmuş. Geriye sadece biz kalıyoruz. Üzerimize tarihi bir sorumluluk düşüyor. Bu yürüyüş bu sorumluluk bilinciyle yapılıyor.
En büyük itiraz sözde Cumhurbaşkanı’ndan
O koltuk boş olduğu için, Cumhurbaşkanı cumhuru temsil etmediği, halkın tümünü temsil etmediği için sözde Cumhurbaşkanı diyorum. En büyük itiraz sözde Cumhurbaşkanı’ndan geldi. Ben “Ülkede adalet var diyemiyor” deyince dün gece konuşmuş, “Memlekette adalet var” demiş. Kendisi de inanmıyor. Hangi adalet? Bir konunun altını özenle çizmek istiyorum: 15 Temmuz soruşturmasını yapan savcı görevden alındı. Neden görevden alındı? 15 Temmuz’u bütün yönleriyle araştırmak istediği ve bütün ayrıntıları ortaya çıkarmaya çalıştığı için.
İki 15 Temmuz var
Biri halkın, sokağın 15 Temmuz’u. 249 şehit vererek darbeyi püskürttüğü 15 Temmuz. Öteki de Saray’ın 15 Temmuz’u: 15 Temmuz’u fırsat bilip kendi 20 Temmuz darbesini yaptığı 15 Temmuz. Bu iki 15 Temmuz’un birbirinden ayrılması lazım.
Olabildiğince sert bir muhalefet izleyeceğiz. Gerekirse sivil itaatsizlik yapacağız
Anayasanın bize verdiği bütün hakları, sivil itaatsizlik denilen yöntemleri kullanacağız. Gerekirse sivil itaatsizlik yapacağız. Meydanları, sokakları kullanacağız. Demokratik yollar tıkandığı için muhalefeti Meclis dışına taşıyacağız. Ama Meclis’i de boş bırakmayacağız, orada da muhalefet yapacağız. 20 arkadaşımız şu anda Meclis’te muhalefet yapıyor. Bütün sokakları, meydanları kullanacağız. Yarının bize neler getireceğini bilmiyoruz. Demokrasinin bütün kanallarının tıkandığını biliyoruz. İnsanların kaygı içinde olduğunu biliyoruz. Toplumun üzerindeki umutsuzluğu kaldırmak zorundayız. Yeni bir mücadele alanı yaratacağız. Bu mücadele alanı, kahvede de olabilir, sokakta da olabilir, meydanlarda da olabilir. Yürüyüş bittikten sonra gerekirse sivil itaatsizlikle devam edeceğiz. Gerekirse diyorum, çünkü sivil itaatsizliği niçin yaptığımızın halkın vicdanında kabul görmesi lazım. Halka anlatmamız lazım.
Türkiye’de hükümet yok
Türkiye’de yasalara göre kurulmuş bir hükümet var ama bizim anladığımız biçimde bir hükümet yok. Çünkü bu hükümetin iradesi yok. Bir kişinin iradesine bağlı bir hükümet var. O zat bizim yürüyüşten sonra “Doğru, ortada bir adaletsizlik var mı” diyerek bir arayışa girmez. O zatın bunu kabul etmesi için demokrasi kültüründen gelmesi lazım. Bu zat demokrasiyi bilmiyor ve kabul etmiyor.
Anayasa değişikliği gayri meşrudur
Biz baştan anayasa değişikliğinin meşru olmadığını söyledik. Gayri meşru bir anayasa var karşımızda. YSK içine yerleştirilmiş bir çete tarafından kabul ettirilmiştir. Bu anayasa değişikliği gayri meşrudur. Bu anayasa değişikliği meşru değildir. Buna göre yapılacak uyum yasalarına da karşı çıkacağız. Değişiklikleri kabul etmiyoruz.
Bu, bir sivil darbedir
20 Temmuz darbesini kimsenin unutmaması lazım. Her darbe yapan kendi hukukunu yaratır. Bunlar da kendi hukuklarını yaratıyorlar. İstenmeyen kişileri hapse atıyorlar. Üniversite hocalarının görevlerine son veriyorlar. Muhalif yazarlar hapse atılıyor. Diğer darbeler askerler tarafından yapılıyordu. Bu darbe sivil darbedir. Kendi hukukunu dayatıyor, yaratmaya çalışıyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!