Hikmet Çetinkaya

Haşhaşiler Ne Olacak?..

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Bir arkadaşım dün sabah sordu:
“Çete-harami savaşı ya da muhafazakâr iç savaş bitti mi?”
Yanıt verdim:
“Nereden duydun?”
Arkadaşım “hiçbir yerden” dedi ve ekledi:
“Başbakan’ın pazar günü Yalova’da yaptığı mitingi izledim...”
Başbakan Erdoğan, Yalova mitinginde, benim izlenimime göre daha yumuşaktı ama yine “Pelsilvanya’ya” çaktı, ablalardan, abilerden söz etti...
Alanda AKP’li ablalar ve abiler vardı...
Başbakan’ın deyişiyle “bizim ablalar, abiler” alanı doldurmuştu.
Erdoğan, 30 Mart’ta geçersiz sayılan Ağrı ve Yalova seçimlerini almak istiyordu...
Acaba alabilir miydi?
Ağrı’da BDP, Yalova’da CHP güçlüydü...
Buna karşın ne yapıp etmeli, iki kentteki seçimleri de partisinin adayları kazanmalıydı...
Muhafazakâr iç savaş, çete-haşhaşi mücadelesi biraz olsun aşağıya çekilmişti ama hesaplaşma mutlaka olacaktı.
Araya Soma faciası girmişti.
Bu göz göre göre gelen katliam Gezi Direnişi’nden daha fazla etki yapmıştı AKP seçmeni üzerinde...
O yüzden cemaate son günlerde 30 Mart yerel seçimleri öncesi gibi doğrudan vurmuyordu.
Pes etmiş sayılmazdı...
AKP-cemaat kardeşliğinin eskisi gibi olmayacağı kesindi.
Onun için, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin geçmesi gerekirdi.
Hesaplar bunun üzerine yapılıyordu...
Yargıya, Emniyet’e, devletin en duyarlı kurumlarına 12 yıl önce tam anlamıyla gelip yerleşenleri temizlemek o denli kolay değildi.
Üç-beş polis müdürünün, amirinin silahlarını alarak, üçbeş savcı ve yargıcın görev yerlerini değiştirerek cemaatin gücünü kırması olanaksızdı iktidarın...
Kıyasıya savaşa girmek çok zordu!

***

Başbakan, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı istedikleri kadar konuşsun, cemaatin seçilmişlere karşı darbe girişiminin önlendiğini söylesinler...
Şu çetenin, hainlerin, haşhaşilerin, komplocuların kendi iktidarlarında devletin en duyarlı birimlerine yerleştiğini 17 Aralık 2013 gününe dek görmediler mi?
Elbet gördüler...
Çünkü iktidarda ortaklardı, bugün kendilerine tuzak kurduklarını iddia edenlerle...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün isteğiyle Pelsilvanya’ya Fehmi Koru niçin gitti?
Koru orada Fethullah Gülen’e mesaj götürdü mü götürmedi mi?
Ve kaç bakan gitti Hocaefendi’ye ve neler konuştu?
Cemaat yani Fethullahçılar Emniyet’e, yargıya, Milli Eğitim’e, her yere kendi başlarına gelip oturmadılar!
Millet enayi, iktidar akıllı!
Birdenbire çete nasıl oldu bunlar?
Kutular kutucuklar; paralar paracıklar; altınlar altıncıklar ortalığa saçılıp, izlemeler, dinlemeler sosyal medyaya dökülünce...
Şimdilerde havuz medyasının gülleri olanlar, Pensilvanya’yı mesken tuttuklarını, güle oynaya Gülen’in elini sıkıp duasını almak için sıraya girdiklerini unuttular.
Akın İpek’in medya grubunda çalışırlarken, Bergama Ovacık’ta bulunan altın madeninin siyanür saçmadığını savunanların, bugün neler yazdıkları arşivimde.
Hepsi çevreci olmuş!
Böyle sahtekârlık hiçbir dönem görmedim ben!
Hepsi zamanında Gülen’i savunurken, bugün Hocaefendi’nin düşmanı...

***

Bizim “İslamcı Demokrat” ya da “Muhafazakâr Demokrat”lar tüm darbelere alkış tutmuşlar, askerlerle işbirliği yapmışlardır...
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat...
Askeri darbeler dönemi kapandı şükürler olsun!
Şimdi sivil darbeler yapılıyor, böcekler, izlemeler, dinlemeler, görüntüler piyasaya sürüldü, sürülüyor...
2007’de düğmeye basıldı, 2009-10’da gereken yapıldı...
2014’ün mayısı bitiyor...
Küreselleşme, çakalların varsıl olması, sömürü, ucuz emek gücü için Arjantin’den Türkiye’ye, Şili’den Yunanistan’a dek “büyük ağabey çocukları” askeri darbeyle işleri yürütürdü.
Bizde ise 12 Eylül ve 28 Şubat’ta ne oldu?
Anayasa oylaması için askerle pazarlık, okulların anahtarlarını verme...
Oyunu AKP’ye ver!
Verdiler ve istediler...
Bu kez ortak kızdı:
“Ne istediyseniz verdik ama doymadınız; yeter artık, hodri meydan!”
RTE, Çankaya’ya çıkmaya hazırlanıyor...
Çetelerin, hainlerin, haşhaşilerin, komplocuların üzerine 30 Mart öncesi gibi gitmek istemiyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları