Mümtaz Soysal

Tutarlılık (09.11.2013)

09 Kasım 2013 Cumartesi

ÜNİVERSİTENİN fakülte öğrencileri iki vize sınavı arası salonda dinlenirken duvar pankartına bilgece, nasıl sağlam bir sorumluluk duygusuyla ne güzel yazmışlar: “Kızlı erkekli vize keyfiyle haddini bildiriyoruz diktatörün.”
Politikacı, belki de siyasal yaşamının en büyük ve en pahalı gafını yaptı geçen hafta üniversite gençliğine karşı. Taşra okullarının kapalı, yasaklı ve içe dönük havasından kendi çalışkanlığıyla, becerisiyle büyük kentlerin evrensel özgürlüğünü tatmaya başlamış gençleri insafsız ahlaki töhmetler altına sokarak ve analarla babaları karanlık varsayımların, çirkefli olasılıkların endişe dolu bilinmezliğine iterek...
Neymiş, o öğrenci evlerinde ve yurtlarında neler olup bittiğini bilemezmişiz ve hepsinin yeniden düzenlenmesi gerekiyormuş. Yasalarla ve devlet gücüyle.
Devletin gücünü gösterebileceği başka alan kalmamış gibi.
Tutarlılık politika dünyasının temel kurallarından biridir. İnsanlar benimsedikleri siyasal partilerin ve peşinden gittikleri liderlerin zikzaklar çizip çelişkilere düşmesinden hoşlanmaz. Kendi tercihlerinin ve bağlılıkların hayal kırıklıkları yaratması onların özgüvenini yaralar ve bir çeşit yalnızlığa itilmişlik duygusu yaratır. Değişiklik ve tazelik gerekiyorsa, bunların ekibe anlatılması ve dönemeçlerin birlikte alınması gerekir.
Tutarsızlığın en kötüsü, çizilmiş rotadan ayrılma ve sapma biçiminde değil, birbirini yok edici, hatta istenenin tam tersine sonuçlara götürücü yollara girme biçiminde olanıdır.
Güncel bir örnek mi?
Kıbrıs davamızın temel tezi, Ada’da iki ayrı ve birbirinden kültürce, tarihçe, dilce ve dince özellikle de ana vatanlara bağlılıkça farklı iki toplumun yan yana ve barış içinde yaşaması için bulunacak formülün iki devletli olması biçiminde değil miydi?
Şimdi, iç içe sokuşmanın ve aynı renklerle aynı hedef peşinde koşmanın dik âlâsı olan şu buluşa bakın: Aklı evveller iki-üç Kıbrıslı Türk futbolcuyu Güney Kıbrıs takımlarında oynatarak Türkler üzerindeki uluslararası ambargoyu kırmış olacaklarmış. O konuda federasyonlar anlaşmış, imzalar atılmış. Allah bilir, bu gidişle Kuzeylileri Güney’in renklerine büründürüp KKTC’nin kalesine gol attıracakları günler de yakın demektir. Öylesine hınzırca bir tertip ki, her yanından yıllardır savunduğumuz tezlerin tam tersi akmakta.
Harika bir tutarlılık!
Bereket, KKTC’nin Sayın Cumhurbaşkanı bu saçma oyunu oynatmamaya kesin kararlı da o sayede bu “goal”ü yemeyeceğiz ve aslında KKTC’yi yıkmaya yönelik sinsi bir “hedef”e kurban edilmekten kurtulmuş olacağız.

Teşekkür
Geçirdiğim kısa fakat kritik bir rahatsızlık boyunca tetkiklerdeki özverili ve başarılı çalışmaları için Ankara Başkent Üniversitesi hekimlerine ve bütün sağlık personeline teşekkürlerimi gazetemiz yoluyla duyurmayı borç biliyorum.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları