Hikmet Çetinkaya

Gaz Odası Katliamı...

22 Mayıs 2014 Perşembe

Sanki yerde duran top...
Toprak sahada futbol maçı yapılıyor, genç adam frikik atıyor...
Oysa yerde yatan bir yurttaş.
Maden katliamı sonrası Soma’da bir yurttaş Başbakan’ı protesto edince güvenlik güçleri üzerine çullanmış, biri uzun namlulu silahını yerde yatan yurttaşın üzerine doğrultmuş, öteki tepesine binmiş...
Genç adam Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel...
Öyle savuruyor ki tekmeyi...
İnanın Messi bile ayağını böyle kullanamaz!
Fotoğraflara baktım...
Olayın başlayışı, güvenlik güçlerinin yurttaşı ayaklar altına alışı, uzun namlulu silah, tekme...
Yusuf öyle savurmuş, öyle vurmuş ayağıyla ki sormayın...
Ankara’da doktor raporu almış bir haftalık...
Peki, yerde yatan, tekmelenen, dayak yiyen o yurttaş...
Önce yaşananları anlatmış, ardından baskı görmüş, şu bu!

***

Bir elektronik posta geldi dün sabah...
Okur diyor ki:
“Müşavir Yusuf, raporu Soma’dan değil de niçin Ankara’dan almış?”
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, bu arada açıklama yaptı da rahatladık...
Demokratik hukuk devletinde bunlar olur...
Herkesin doktora muayene olma ve rapor alma hakkı vardır.
Peki insan hakları, yaşam hakkı ne olacak! Ayda 1500 lira şehit maaşı vererek mi çözümlenecek?..
Taşeron ekonomisi, sosyal devlet, demokrasi, hukuk...
Hepsi bir arada! Yeme de yanında yat...

***

Müşavir Yusuf saldırıya uğramış...
İnsaf! Böylesi bir yalan, dolan, inanılır gibi değil! Yurttaş yerde yatıyor, namlu başına dayatılmış, güvenlik güçleri tepesinde, Yusuf tekmeyi savuruyor.
Kim inanacak buna!
Yandaşlar ve havuz medyası...
Suçlu kim Soma katliamında.
Madenin sahibi, yöneticileri...
8 kişi tutuklandı!
Hükümetin, devletin suçu yok mu?
Madenlerimizi
doğru dürüst denetlemeyenlerin suçu yok mu?
ILO sözleşmesini imzalamamış olan Türkiye, Çalışma Örgütü’nün standartlarını işkollarında uygulamıyor...
Müşavir Yusuf’un tekmesini konuşuyor AB ülkeleri. Yusuf ise hâlâ Başbakan’ın yanı başında.
Kimse inanmıyor hükümetin yaptığı açıklamalara.
Yusuf’un
bir haftalık raporunu ise gülünç buluyor.
Evet burası Türkiye ve inanılmayacak olaylar yaşanıyor.
Sık sık değindiğim gibi bir vurgun, soygun, yağmalama düzeni sürüyor...
Artık bıktık sosyal devlet palavraları dinlemekten.

***

AKP bir taşeron ekonomisi yarattı, acımasızlığa, sömürüye “dur” demedi, kendine yakın sermayeyi besledi...
Van depreminden sonra konutlar yapıldı ama 30 Mart seçimlerinde belediyeyi BDP kazandı...
Neden?
Çünkü işsizlik ve yolsuzluk diz boyuydu!
Bakın Soma’da 2 milyon ton kömürün çıkarılması gerekirken, 6 milyon ton kömür çıkarılmaya başlanınca, işin içine denetimsizlik girince katliamın sinyalinin bir ay önceden verildiği iddiasını öğreniyoruz.
Madenin patronu kayıp, oğlu içeride...
Patron nerede patron?

***

Soma katliamında ölen o genç madenciler, yetim çocuklar, dul kalan eşleri, analar, babalar.
Hepsi ama hepsi tarımla geçimini sağlayan, toprakları yağmalanınca siyanürden etkilenen, zeytincilikten vazgeçen ailelerin işsiz çocukları.
Yoksul!
Ekmek parası için madeni bilmeden, doğru dürüst eğitim görmeden taşeronun yerin altına, ocaklara soktuğu emekçiler...
Bir gaz odası katliamıdır Soma’da yaşanan o acı, hüzün...
Önce devlet suçlu, sonra taşeron şirket.
Madeni kiralamak maskesiyle taşeronluğun üzerini örtmek, daha çok para, az ücret politikasıyla daha varsıl olmak...
13 yaşındaki çocuğu İzmir’de terörist görüp sorgulayan devlet, gaz odası katliamının asıl suçlularını bulacak mı acaba?
Messi Yusuf, o attığı tekmenin hesabını verecek mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları