Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Hegemonyalar çarpışınca...
Pekin’de 14-15 Mayıs’ta toplanan uluslararası “Bir Kuşak ve Bir Yol” (BKBY) forumu, Atlantik’ten Pasifik’e uzanan, Robert Kaplan’ın deyimiyle, “süper kıtanın” üzerinde iki hegemonyanın birbirleriyle çarpışma yolunda ilerlediklerini düşündürüyordu.
İki hegemonya
Bu, iki hegemonyadan biri, II. Dünya Savaşı’ndan sonra, ABD liderliğinde şekillenen, Soğuk Savaş’tan sonra küreselleşme kavramıyla tanımlanan, “Batı” kapitalizmine ilişkin. Diğeri de Çin’in yükselmeye başlamasının bir ifadesi olarak şekillenmekte olan bir hegemonya. Bu iki farklı hegemonya alanına iki farklı “küreselleştirme” projesi olarak da bakabiliriz.
Avrupa ekonomik krizin, Afrika ve Ortadoğu’da yerel savaşların kustuğu göçmenler dalgasının kültürel basıncının altında çözülüyor. İslamcı terörizmin saldırıları bu kültürel basıncı büyütüyor. ABD’de Trump yönetimi benzer basınçların etkisiyle hem bir yönetim krizi yaşıyor, hem de dış ticarette korumacılığa yönelmeye başlıyor. Kısacası, ABD liderliğindeki Batı merkezli hegemonya düzeni ve onun ifadesi küreselleşme çözülüyor.
Buna karşılık, “Doğu”da, Çin’in, Afrika’da ekonomik ilişkilerin çok ötesine geçen varlığının yanı sıra, ifadesini “Bir Kuşak Bir Yol” projesinde bulmaya başlayan, yeni bir hegemonya ve “küreselleştirme” (ekonomik entegrasyon) süreci şekilleniyor. Peleponnes Savaşlarından (MÖ 460-404) bu yana tarih, yükselen hegemonya ile gerileyen hegemonyanın çatışmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyor.
Hep aynı öykü
Sermaye birikim süreci kısa sürede kendi ürettiği sınırlarına çarpar. Kârlar düşmeye başlarken talep yetersizliği, atıl kapasite, yatırılamayan mali sermaye fazlası sorunları ortaya çıkar. Sermaye, maliyetleri düşürmek için yeni kaynaklara, yeni yatırım olanakları, yeni talep bulmak, hatta ürettiği nüfus fazlasını göndermek için yeni alanlar aramaya başlar. Benzer süreçleri yaşayan sermayelerin kaynaklar, ekonomik alanlar üzerindeki rekabeti ister istemez sertleşir, devletler devreye girmeye başlar.
Çin kapitalizminin öyküsü de farklı değil. Çin’in, 1990’lar boyunca, yılda ortalama yüzde 10’a ulaşan büyüme oranları, 2000’li yıllarda yavaşlamaya başlarken özellikle Afrika’da büyük altyapı yatırımları yaptığına, limanlar, maden işleme kompleksleri kurduğuna, bu kıtaya nüfus aktarmaya başladığına ilişkin “neo-kolonyalizm” öyküleri okumaya başladık. Batı kapitalizminin mali krizini izleyen son on yılda Çin’in, sermaye ihracı, kaynaklara ulaşma, nüfus transfer etme (yerleşimci yaratma) çabaları yoğunlaştı. Çin 2000 yılında sadece 4 ülkenin en büyük ticaret ortağıyken bu sayı, ABD’yi de kapsamak üzere 100’e çıktı.
Kaba iktisadın “Çin’den sermaye kaçmaya başladı” diye anlamadan sevindiği olgu da Çin’in devlet şirketlerinin yanı sıra özel kapitalizminin de sermaye ihraç etmeye başladığını gösteriyordu. Çin’in yatırımları, gönderdiği nüfus, Afrika ekonomilerini, toplumlarını Çin’in gereksinimlerine uygun biçimde değiştirirken, gelecek on yılda 1.6 trilyon dolar Çin sermayesini emmesi beklenen “BKBY” projesi de “Süper kıtanın” Orta Asya alanını, ticareti hızlandıracak altyapı yatırımlarıyla, tren yollarıyla, kredilerle, Çin ekonomisinin gereksinimlerine göre şekillendirmeyi amaçlıyor.
Aynı alanda, daha ufak çaplı da olsa benzer bir proje geliştirmeye çalışan Hindistan, Çin’i yeni sömürgecilikle suçluyor, ABD, Almanya ve kimi Avrupa ülkeleri, BKBY projesinden, esas olarak Çinli şirketlerin yararlanacağına inanıyorlar.
Bu tepkiler, hegemonyaların gelecekte bu projenin coğrafyasında çarpışacağını, bu coğrafyada yer alan ülkelerin, halklarının, bir emperyalist paylaşım rekabetinin hedefi olabileceğini düşündürüyor.
Bu iki hegemonyanın birbirine sürtünmeye başladığı noktada, Türkiye’nin birinci kaygısının, bu hegemonyalardan birine yanaşmayı değil, çatışmaya taraf, paylaşıma konu olmaktan kendini koruyacak önlemleri düşünmesi gerekiyor. Bir anlamda
II. Dünya Savaşı’ndaki İsviçre gibi…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da hissedilen deprem!
- Salonu terk ettiler!
- SMA'lı bebeğin babası intihar etti!
- Türkiye'nin en ünlü tekstil devi kapandı
- 'Bunu da yaptınız, yazıklar olsun!'
- Türkiye bağlantıları dikkat çekti!
- Özlem Gürses'e ev hapsi!
- Muğla'da helikopter kazası: 4 kişi öldü!
- Fenerbahçe'den Jose Mourinho kararı!
- 79 yaşındaki kadın denize atladı: Hayatını kaybetti!