Hikmet Çetinkaya

CHP fırtınalı havayı neden sever?

09 Mayıs 2017 Salı

Bir haftada CHP içindeki fırtınaya ilişkin ikinci yazımı yazmak üzere yazı masamın başına oturduğumda ben de Aydın Engin gibi düşündüm:
“CHP’de yaşananları bilmişlik edasıyla yazmak yanlış anlamalara neden olabilir mi?”
Bildim bileli CHP, hiç gereği yokken, ülkemizin önemli sorunları varken niye iç sorunlarını yetkili kurullarda değil de medyada tartışıyor?
Bu hep böyle olmuştur...
12 Eylül’ün ardından Bülent Ecevit, parti içi tartışmalardan bezdiği için eşi Rahşan Ecevit’le birlikte DSP’yi kurup CHP’yle ilişkisini kesmişti.
Belki 80’li yıllarda başlayan süreç önce Necdet Calp- Aydın Güven Gürkan’ın Halkçı Parti’yi kurması, 1983 seçimlerinde ANAP’tan sonra ikinci parti olması, 90’lı yıllarda CHP, SHP ve DSP’nin üç ayrı parti olarak seçimlere girmeleriyle sosyal demokrat oyların dağılmasını anımsamak gerekir.
Aradan onca yıl geçmesine karşın dünü, bugünle karşılaştırmak için siyasi tarihimize bakmamız gerekiyor...
Çünkü seçmen CHP’nin parti içi tartışmalarının, eleştirilerinin olmasına karşı değil. Elbet eleştiri olacak. Ancak tartışmalar ve eleştiriler medya aracılığıyla olmazsa kimse buna karşı çıkmaz...
Nedense CHP’deki deneyimli ve deneyimsiz siyasetçiler, bu eski hastalıktan kurtulamıyor. Toplumun gözü önünde CHP liderini köşeye kıstırmak için çaba harcıyor.

***

CHP fırtınayı seviyor, o yüzden kendi içine dönüp Kemal Kılıçdaroğlu’nu köşeye sıkıştırmak için fırtınalı havalara sürükleniyor ve iç hesaplaşmayı gündeme taşıyor.
16 Nisan halkoylamasından çıkan sonuçta Kılıçdaroğlu’nun payı büyük. O nedenle yaratılan fırtınanın doğrudan AKP’nin işine yarayacağı kesin.
Hele hele Fikri Sağlar’ın savunma yapmasına karşın disiplin kuruluna verilmesi CHP’ye yakışmaz. Parti meclisinde yapılan oylamada 38 kabul, 19 ret oyu çıkması neyi gösteriyor?
CHP’de bir bölünmeyi...
Fikri Sağlar “tek adam” demediğini söylüyor, haberi tekzip ettiğini dillendiriyor ama birileri kazanın altına sürekli odun atıyor.
CHP’de yaşananlar, iki yılda siyasetçi olduğunu sananlar, CHP kimliğinin ne olduğunu anlamayanlar, kısır çekişmelerden siyasi rant kazananların sayısı çok CHP’de.
CHP’nin önünde büyük bir fırsat var...
Bu fırsat yüzde 49...
Bakın, OHAL KHK’siyle işten atılan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevi kritik bir aşamaya geldi.
İki akademisyenin işlerine dönmek için sürdürdüğü açlık grevi 61. günü doldurdu.
Almanya’da bir grup akademisyen, meslektaşlarına destek vermek için bir günlük açlık grevi yaptı.

***

CHP görevlerinden uzaklaştırılan akademisyenlerle ilgili ne yapıyor?
Bir şey yaptığını söyleyemem...
Mersin Üniversitesi’nde barış bildirisine imza atan 14 akademisyenin de son KHK ile işten çıkartılmasıyla üniversitede bildiriye imza atan 21 akademisyenin tümü ihraç edilmiş oldu.
CHP’nin akademisyenlerin üniversitelerden atılmalarını gündeme getirmesi gerekmez mi?
CHP bunu yapmıyor...
Neden ve niçin?..
Elbet bazı milletvekilleri gündeme getirebilir, o ayrı...
Parti olarak ne yapıyorlar?
Gündem yaratabiliyorlar mı?
Geçelim...
Pazar günü Cumhuriyet 93 yaşına girdi...
Yedi yıl sonra 100 yaşında olacak...
Merkez binamızın bahçesinde Cumhuriyet dostlarıyla buluştuk...
Kutlamamız buruk geçti...
12 arkadaşımız tutukluydu...
Hepsine selam gönderdik...
Ben de buradan gönderiyorum...
Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Ahmet Şık, Emre İper...
Hepinize selam ve sevgiler...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları