Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

FETÖ yargısından AKP yargısına: ‘Hayır’

09 Mayıs 2017 Salı

Bağımsız ve tarafsız olması gereken bir savcı, bir yargıç, adaleti çarpıtır, Cemaat’in veya Parti’nin emirleri ve çıkarları doğrultusunda kararlar verirse ne olur?
Son on yıla sığacak biçimde, büyük bir hızla, art arda yaşanan, “Birinci” ve “İkinci” diye adlandırılan ve “Üçüncü”ye gebe olan “Silivri Trajedileri” ortaya çıkar!

***

Önce, medyadan bir haber:
“Eski Balyoz davası hâkimi Ali Efendi Peksak hakkında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle dava açıldı.
Peksak hakkında ‘FETÖ üyeliği’ suçundan ise 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi.”
Bu haber “Birinci Silivri Trajedisi” sırasındaki sadece bir davaya ve bu davanın tek bir yargıcına ilişkin.
Peki acaba Birinci Silivri Trajedisi’nin öteki sorumluları ne durumda?
Tek tek izlemediğim için bilmiyorum ama bu “Trajedi”nin baş rolünde olan, astığı astık, kestiği kestik, altına Recep Tayyip Erdoğan’ın zırhlı otomobilini verdiği, Başsavcı Zekeriya Öz’ün yurtdışına kaçtığından ve “aranan bir suçlu” olduğundan haberim var.

***

15 Temmuz Kalkışması’ndan sonra, dört binden fazla yargıç ve savcı işten atıldı, bunların bir bölümü meslekten ihraç edildi, bir bölümü ise yargılanmak üzere hapsedildi.
Bir zamanlar “Fethullah Gülen Hocaefendi Hazretleri Cemaati” denilerek baş tacı edilen ve şimdi “Fethullah Gülen Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması, FETÖ/PDY” olarak suçlanan örgütlenme ile ilgili olarak sadece yargıç ve savcılar değil, başta gazeteciler ve yazarlar da olmak üzere, pek çok başka kişi de işten atıldı ve bir bölümü “gerekli özen (due diligence) gösterilerek yargılanmadan” hapsedildi. (Cumhuriyet Gazetesi mensupları sadece bir örnek.)
Ne yazık ki bu durum, “Birinci Silivri Trajedisi”nin hesabı sorulurken yapılan haksızlık ve hukuksuzluklarla “İkinci Silivri Trajedisi”nin yaşanmasına yol açtı!
Oysa Türkiye’nin asıl gereksinmesi:
Önceki hukuksuzluk ve haksızlıkların hesabı sorulurken, yeni haksızlık ve hukuksuzlukların yapılmaması...
Ve gerçek bir “Hukuk Devleti”nin de yeniden ihdası!

***

Şimdi, medyadan ikinci bir haber:
“AKP’nin ‘parti devleti’ kurma çalışmalarını yargıda da sürdürdüğünü belirten CHP milletvekili Barış Yarkadaş şöyle dedi:
...Yazılı sınavda 80 puan alan avukatlar devre dışı bırakılıyor. 55-60 puan alanlar ise mülakatı geçiyor. Bu kişilerin tek özelliği ise AKP’de yöneticilik görevinde bulunmaları...
AKP, kadrolarını hâkim yaparak yargıyı kontrol altında tutmak istiyor.”

***

Sevgili okurlarım, bu durum, hem ülkemizdeki Hukuk Devleti, hem de, iktidarın AKP adına görev yapmalarını beklediği, savcı ve yargıçlar açısından son derece sakıncalıdır.
Gelecek yıllarda yeniden bir hukuk ve adalet trajedisi, yani bir “Üçüncü Silivri Trajedisi” yaşamak istemiyorsak:
“Birinci Silivri Trajedisi”nin hesabı sorulurken, “İkinci Silivri Trajedisi” yaratılmasının önüne geçilmeli...
Türkiye’deki adalet mekanizmasının, AKP’nin ya da FETÖ’nün değil, bağımsız ve tarafsız evrensel hukukun hizmetinde olması sağlanmalı...
Kısacası, gerçek bir “Hukuk Devleti” kurulmalı ve bunun ön koşulu olan “Kuvvetler Ayrımı”na dayalı bir siyasal rejim gerçekleştirilmelidir.

***

ÖZET VE SONUÇ OLARAK:
YİNE VE YENİDEN “HAYIR”!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları