Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hukuk cinayetlerine direnmek

04 Mayıs 2017 Perşembe

Türkiye bugünkü “Partili Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi” denilen ucube rejime, adım adım, bir dizi “Hukuk Cinayeti” işlenerek getirildi.

***

Bu “Hukuk Cinayetler Zinciri”, AKP ile şimdi “Fethullah Gülen Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması”, FETÖ/PDY denilen ama 2013’ten önce “Gülen Cemaati” diye adlandırılıp baş tacı edilmiş olan bir “Cemaat” koalisyonu tarafından işlendi.

***

Bu “Hukuk Cinayetlerine” içte, bütün dinbazlar, İslamcı-Sünni siyaset yapanlar ve kendilerine “Liberal Solcu”, “Eski Solcu” gibi adlar yakıştıran ama aslında yine kendi deyimleriyle “Kullanışlı Aptallar” olan “Kamuoyu liderleri” destek verdi!
AKP-Cemaat koalisyonu, kendini “Radikal Siyasal İslam Terörü ile Mücadele Modeli” olarak tanıtıp “Ilımlı İslam” ya da “Uyumlu İslam” örneği bir “Demokratik İslam İktidarı” diye pazarlayarak, dış desteği de ABD ve AB’den aldı.

***

İlk “Hukuk Cinayetleri Dalgası”, Birinci Silivri Trajedisi’nde atılan adımlarla gerçekleştirildi:
Sahte delillere, yalancı tanıklara dayalı olarak, yasalar yerine Cemaat veya İktidar mensubiyetine göre karar veren, işlem yapan savcılar ve yargıçlar ile onları medyada destekleyen “Kullanışlı Aptallar” ve ayrıca ABD ile AB de, bu “Hukuk Cinayetlerinde” suç ortağıydılar.
Ordu, üniversiteler, medya, aydınlar, yazarlar, “Birinci Silivri Hukuk Cinayetleri” ile terörize edildi susturuldu.

***

“Hukuk Cinayetleri zinciri”, 12 Eylül 2010 Halkoylaması ile devam etti:
Bir Anayasal Rejimin değiştirilmesi için, üniversitelerin, ordunun, medyanın tasfiyesi elbette yeterli değildi...
Yargı da, başta Yüksek Yargı olarak, bütünüyle AKP/Cemaat denetimine sokulmalıydı.
12 Eylül 2010 Halkoylamasıyla, sadece genel idari ve adli yargı değil, Anayasa Mahkemesi de, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da, Yüksek Seçim Kurulu da AKP/Cemaat iktidarının emrine alındı.

***

“Üçüncü Hukuk Cinayetleri Dalgası”, 2013 Gezi Parkı Direnişi ve 17-25 Aralık suçlamaları sonunda ortaya çıkan otoriterleşme ve AKPCemaat kavgası ile gerçekleşti.

***

“Dördüncü Hukuk Cinayetleri Dalgası”, 2014 yılında Erdoğan’ın Başbakan olarak istifa etmeden, Cumhurbaşkanlığı seçimine katılımının sağlanması ve onu takip eden AKP/Erdoğan ilişkileri ile işlendi.

***

“Beşinci Hukuk Cinayetleri Dalgası”, 7 Haziran Seçimleri öncesinde başlayan ve 1 Kasım seçimlerinde de devam eden, Tarafsız Cumhurbaşkanı’nın AKP lehine yaptığı seçim propagandaları sırasında ve 7 Haziran seçimi sonrasında hükümetin kurdurulmaması, genel seçimlerin tekrarlanması sürecinde işlendi.

***

Seçmenin yarısının “Hayır” dediği ama sandıktan “Evet” çıkan son Halkoylaması sırasında işlenen “Altıncı ve Son Hukuk Cinayetleri” dalgasının arkasında işte böyle bir süreç yatıyor!
“Altıncı ve Son Hukuk Cinayetleri” listesi çok uzun:
OHAL baskı koşullarında, KHK’lerle düzenlenen adaletsiz kurallarla, son anda kanuna aykırı olarak YSK tarafından alınan kararlarla, Anayasa Mahkemesi’nin onay verdiği bir süreçten söz ediyoruz!

***

Peki ne yapmalı?
Okurlarımın “Teşhis tamam da tedavi nedir?” diye sorduğunu duyar gibiyim:
Yanıtım sade, basit ve net:
DİRENECEĞİZ!
DEMOKRATİK, LAİK VE SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİ İÇİN DİRENECEĞİZ...
Nasıl mı?
ÖRGÜTLENEREK VE EĞİTİM İLE!
Siyasal Partiler içinde, Sendikalarla, Sivil Toplum Kuruluşlarıyla, yazarak, çizerek, konuşarak, eğiterek, ifade özgürlüğü bağlamında sahip olduğumuz tüm olanakları kullanarak, yanlışları, adaletsizlikleri, demokrasi karşıtı uygulamaları sürekli olarak anlatarak direneceğiz.

***

EĞİTİM ve ÖRGÜTLENME yoluyla, ifade özgürlüğünün bütün olanaklarından yararlanarak DİRENMEYİ küçümsemeyin:
Tarihteki bütün değişimlerin örgütlenme ve eğitim sonunda ortaya çıkan birikimlerin ürünü olduğunu unutmayın!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları