Mümtaz Soysal

Sürüklenişi Durdurmak

08 Kasım 2013 Cuma

BUGÜNLERİN Türkiyesi tonoz demiri kopuk bir gemi gibi işe yaramaz rüzgârlar önünde sürükleniyor. Tonoz koptu mu, koparıldı mı tam olarak öğrenmek ya da bilmek kolay değil. Devlet gemisi eskidiğinden zincirleri paslanıp halatları çürüdü de kendiliğinden mi bir kopuş oldu, yoksa köprüüstünün ya da başüstündekilerin hataları, yahut önlem eksikliği yüzünden mi böyle bir olay meydana geldi, tam bilinmiyor. Çünkü devlet başkanımız yabancı ülke seyahatleri listesinde eksik kalanları da tamamlayarak dünyaya düzen vermekle uğraşmakta, hükümetimizin başı ise kızlı oğlanlı öğrenci evleriyle yurtlarında ulusal namusu koruma peşinde koştuğu için sürüklenişin nedenlerini ayrıca onlara sormak pek yararlı olmaz. Kıbrıs davasında bile bir futbol federasyonuna dolaylı yoldan oyuncu sokmak uğruna adanın güneyindeki Rum devletinin çatısı altına girmeyi kabullenenler ve müthiş marifetmiş gibi bunu bizim ülkenin büyük basınında övenler de çıktı.
Dolayısıyla, sürükleniş tam ve sahipsizdir.
Ama çaresiz ve çözümsüz sayılmaz.
Genellikle bu gibi sürükleniş, kopma, dağılma ve anarşi söz konusu olunca, yani tam anlamıyla yönetimsizlik dönemlerinde, ilk akla gelen ve uygulanan çözüm askeri darbe olur. Çünkü askerlik, çok kişinin zihninde bir bakıma sımsıkı yönetim, emirli düzen ve sorgusuz huzur demektir.
Yakın tarihimizin darbe gerekçeleri arasında en sık kullanılanı yine o sayılır. Darbe suçlamalarına karşı kendilerini savunanların aynı gerekçeye sarılmaları da elbet doğaldır.
Ne var ki yönetimsizliğin, daha doğrusu kötü yönetim olgusunun siyasal yönleri, sağlam genel eğitim, belirli konularda uzman yetiştirme, örgütlenme ve yöntembilim alanlarında deneyim edinme gibi gereksinmeler üzerinde yeterince durulmamış, olup bitenlerin bilimsel bir biçimde örnek olaylarla analiz edilmesine yeterince zaman ayrılmamıştır.
Oysa bugünkü sürüklenişi durdurmanın çaresi, tam da bütün yanlışların doğru çözümlenerek üzerlerinde düşünülmesiyle yine o alanlarda, ama bu defa akılla ve bilimle yeniden çalışmaya sarılmaktır.
Başka bir deyişle, sürüklenişten kurtulmak için sihirli formüllere, mucizelere, safsata inanç masallarına ve sözde harika adamlara bel bağlamak yerine Cumhuriyetin kuruluş felsefesine ve ilkelerine sarılarak çalışıp, onları uygulayabilecek siyasal gücü kazanmak yetecektir.
Herhalde bugünlerin Türkiye’sinde doğru ve gerçek iktidar için politika yapmanın yolu da budur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları