Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Öğrenilmiş çaresizlik 2

05 Mart 2017 Pazar

İnsanın önceki yaşamlarından ve deneyimlerinden kaynaklanan başarısızlık duygusunun, buna dayalı olarak “Ne yaparsam yapayım, koşulları değiştirememinancının, bireylerin ve toplumların gelişmelerini engelleyen en önemli ögelerden biri olduğunu cuma günkü yazımda belirtmiştim.
Diktatörler, halklarına “çaresizliği”, “Ne yaparsanız yapın, benden kurtulamazsınız, ben iktidardayım” inancını, sürekli olarak uyguladıkları zulümle “öğretirler”.
Üstelik bir süre sonra, insanları öylesine terbiye ederler yani koşullandırırlar ki, zulümle topluma kabul ettirdikleri davranış biçimi, o zulme gerek kalmadan, yönettikleri toplumun “Geleneği”, “Göreneği”, “Ahlakı”, “İnancı” olur:
Sadece tek bir aileden geldiği, babasının oğlu olduğu için kral, imparator, şah, padişah yapılan, bazen geri zekâlı bile olan birine, tüm bir toplumun itaat etmesinin başka bir açıklaması var mıdır?

***

Bireyi köleleştiren diktatöryal zulmün, toplumun “Gelenek”, “Görenek”, “Ahlak” ve “İnanç” ilkelerini nasıl oluşturduğunu maymunlarla yapılan bir deney çok iyi açıklar:
1. Bir kafese 5 maymun ve tepesinde muzlar bulunan bir merdiven yerleştirilir.
2. Bir maymun merdivenin tepesindeki muzlara ulaşmaya çalışınca, öteki maymunlar soğuk suyla sırılsıklam ıslatılarak cezalandırılır.
3. Bir süre sonra, bir maymun merdivene tırmanmaya yeltendiğinde diğerleri artık ıslatılmaya gerek olmadan, cezalandırılacaklarını bildikleri için, o maymunu engellemeye, dövmeye başlar.
4. Bunun üzerine doğal olarak, muzlar ne kadar cezbedici olsa da hiçbir maymun merdivene tırmanmaya cesaret edemez. Şimdi deneyin en can alıcı yerine, “öğrenilmiş çaresizliğin” “eğitimle aktarılmasına” geliyoruz:
5. Daha sonra bir maymun kafesten alınır ve yerine, eski deneyimi yaşamamış olan yeni bir maymun bırakılır. Bu yeni maymunun yaptığı ilk şey de muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmak olur. Ama bu kez de, daha ıslatılmadan, ıslatılacaklarını öğrendikleri, bildikleri için diğerleri onu hemen döverler. Birkaç kez dövüldükten sonra yeni maymun da nedenini bilmemesine rağmen merdivene tırmanmaktan vazgeçer.
6. Bir süre sonra, deneyin birinci kısmında ıslatılmayı öğrenmiş olan ikinci bir maymun da yeni bir maymunla değiştirilir ve o yeni maymun da muzlara erişmeye çalıştıkça, ıslatılma olmadan dayak yemeye başlar ve merdivene çıkmamayı öğrenir.
İlginç olan nokta, ıslatılmayı bilen ve dışarı çıkarılan ilk maymunun yerine getirilen ilk yeni maymun da, ıslatılma olayından habersiz olmasına karşın, ikinci yeni maymunu dövenler arasında yer alır.
İlk deneye katılmış ve ıslatılmayı öğrenmiş olan üçüncü ve dördüncü maymunlar da kafesten çıkarılıp yerlerine yeni maymunlar konduğunda sonuçlar aynı olur. En sonunda ıslatılmayı bilen son, yani beşinci maymun da kafesten çıkarılıp yerine yenisi yerleştirilir ve sonuç değişmez.
7. Sonuç olarak daha önce soğuk suyla hiç ıslatılmamış, cezalandırılmamış olmalarına rağmen, merdivene tırmanmaya çalışan maymunu döven 5 adet maymun ortaya çıkar.

***

Cuma günkü ve bugünkü yazılarımdaki “öğrenilmiş çaresizlik” deneylerini, Giardono Bruno’dan başlayarak, doğru bildiklerini, gerçekleri topluma aktarmaktan vazgeçmeyen, din, bilim, sanat, edebiyat insanlarına ve elbette çağdaş dünyanın dürüst, kendilerine saygı duyan ve bu nedenle de cezalandırılan medya mensuplarına adıyorum.

***

Anlayabildiğim kadar, haklarında henüz iddianame bile hazırlanmadan hapiste çürütülen: Cumhuriyet Gazetesi’nden Hakan Kara, Musa Kart, Önder Çelik, Turhan Günay, Güray Öz, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Akın Atalay, Mustafa Kemal Güngör, Bülent Utku, Ahmet Şık ve onlar gibi daha pek insan...
“Öğrenilmiş çaresizliğe” ve bunun “eğitim yoluyla aktarılarak, toplumsal bir kural olmasına” ısrarla karşı çıkıyor, “Hakkın, Hukukun, Adaletin, Temel İnsan Hak ve Özgürlüklerinin, Demokrasinin” uygulanmasını bekleyerek çile dolduruyorlar.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları