Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ülkeme dönerken...

15 Ocak 2017 Pazar

Sevgili okurlarım siz bu satırları okurken ben uzunca bir yolculukla “yalnız, güzel ve talihsiz ülkeme” dönmekte olacağım.

***

Cumhuriyet’in on bir çalışanı şu an hapiste ve haklarında daha iddianame bile hazırlanmadı...
Bu anlamda “hapse atıldılar ve içeride unutuldular” da diyebiliriz.
Akın Atalay, Önder Çelik, Turhan Günay, Mustafa Kemal Güngör, Kadri Gürsel, Hakan Kara, Musa Kart, Güray Öz, Murat Sabuncu, Ahmet Şık, Bülent Utku, hapiste adalet bekliyor.
Hüsnü Mahalli, bir sabah televizyonda yaptığı yorumlar beğenilmediği için, öğleden sonra evinden alınıp hapse atıldı.
Pek çok gazeteci-yazar, terör örgütlerine ilişkin ağır suçlamalarla içeride.
Hapisteki gazetecilerin sayısı 140’ın üzerinde.

***

Değerli okurlarım, Cumhuriyet’te haftada dört gün yazdığım köşe yazılarına ek olarak, internette, Tele1.com.tr adresinden yayın yapan yeni bir kanalda, Merdan Yanardağ ile birlikte, “18 Dakika” adı altında, akşam ana haber bülteninden hemen sonra, haftada beş gün, bir yorum programına başladık.
İlk hafta beş programı ben Amerika’dayken Skype ile yaptık.
Bu yeni televizyon, Türksat 4-A uydusu (11824 Sembol Rate - 8000 Vertical) üzerinden, D-Smart 273’üncü ve Digiturk Uydu Paketi 230’uncu kanaldan izlenebiliyor.
Artık tümüyle iktidar tarafından denetlenen ana akım medyada göremediğimiz ve duyamadığımız haberleri ve yorumları bu kanalda seyredebilirsiniz.
Bu arada herhalde, Cumhuriyet’in yeni kampanyasında, Genco Erkal’ın, Ataol Behramoğlu’nun şiirini seslendirdiği videoyu görmüşsünüzdür...
“Yalnız, güzel ve talihsiz ülkemde” Cumhuriyet ve Demokrasi mücadelesi hâlâ sürüyor...
Zaten temel hak ve özgürlükler için mücadele, sadece Türkiye’de değil, dünyada da hiçbir zaman durmadı, durmaz ve durmayacak!

***

Cumhuriyet’te köşe yazan ve Tele1 televizyonunda yorum yapan bir akademisyen- yazar olarak ülkemden, insanlarımdan ayrı yaşayamadığım için, heyecanla ve özlemle dönüyorum bu topraklara...
Aslında seyahat zorunlulukları olmasa, bugün uzun uzun, bizi bu talihsiz ve kötü günlere taşıyan altyapıyı inşa eden 1982 Anayasası’nın hazırlanışını ve o Anayasayı hazırlayan komisyonun başkanı olan Prof. Orhan Aldıkaçtı ile olan bir diyaloğumu yazacaktım.
Ama, yazılarımı çok zor ve uzun bir çaba ile yazabildiğimi belirtmiştim; seyahat telaşı içinde, aceleyle, ancak bu satırları karalayabiliyorum. (“Tuşlayabiliyorum” mu demeliydim acaba?)
Ve sizden perşembe gününe kadar izin istiyorum...
Dilerim kazasız belasız, önce televizyon ekranında, sonra da gazetedeki köşemde buluşuruz!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları