Hikmet Çetinkaya

Hücrede Ölüm...

06 Kasım 2013 Çarşamba

Şöyle bir geriye dönüp bakarsak AKP’lilerin 2002’den bugüne değin “mağduru” oynadıkları, böylece her genel seçimde oylarını yükselterek rahat bir soluk aldıklarını görürüz...
Demokrasi ve özgürlükleri “türban” ya da sıkmabaşla özdeşleştiren, kadın bedeni üzerinden siyaset yapan AKP’nin elinden “mağdurluk” alınıverdi...
AKP şimdi şaşkın!
Yeni bir oyuncak bulması gerekli...
Acaba ne yapmalı?
Sıkmabaşlı dört AKP milletvekilinin Meclis Genel Kurulu’na girmesine Merve Kavakçı’ya gösterilen o tepkilerin olmaması, elbette başta Başbakan Erdoğan’ı çok üzmüştür.
Böyle bir tepki olsaydı Genel Kurul’da AKP dört köşe olur, en azından üç-dört seçimi kazasız belasız geçirirdi.
Bakın, Şişli Belediye Başkanı
Mustafa Sarıgül’ün CHP’ye geçmesi, yandaş medyamızın bülbüllerini birden telaşlandırdı.
Sarıgül, İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı olursa ne yaparlardı?
Kamuoyu araştırmalarında Kadir Topbaş’la Mustafa Sarıgül’ün başa baş bir yarış içinde olduğu ortaya çıkmıştı.
Yeni bir “oyuncak bulmaları” gerekiyordu...
Nasıl olsa merkez medya, “seçim sürecinde tarafsızız” dese bile, bal gibi AKP adayına “kıyak” çekeceklerdi.
Sözün özü, ortada olan bir yarışı kazanmak için her yolu deneyeceklerdi.
Ama!
Sarıgül’ü ister sevin, ister sevmeyin; siyaseti bilen, her kesimden insanı kucaklayan birisidir.
CHP gençlik kollarından yetişmişti...


***


Daha adaylar belli değil...
90 günlük bir uzun yürüyüş olacak, köprülerin altından daha çok sular akacak.
Darmadağın olmuş solcuların, sosyalistlerin, sosyal demokratların, komünistlerin birlikteliği...
Adlar önemli değil, ideolojiler önemlidir...
Ezenler ve ezilenler!
Bu birlik “sol çatı” altında toplanabilir.
Sermaye-emek çelişkisini görmeden, öyle MHP’nin ülkücü tabanıyla birleşmek gibi düş kurmamak gerek...
Bunu yapmaya çalışanlar “derin milliyetçiliğin” batağına düşerler.
CHP’ye vurarak böylebir cephe kurmapeşinde koşanlar,
Türkiye’nin yakın tarihine göz atıp uzun uzun düşünmeli.
Tam bağımsızlık için neoliberalizme karşı tavır almak!
Emperyalizmin kucağına oturmamak!
Sermaye-emek çelişkisini görmek!
Özellikle CHP de ders çıkarmalı...
Elbet laiklik, demokrasinin olmazsa olmazıdır.
Kimi CHP’lilerin bundan haberi olmayabilir, o yüzden de “Türkiye laiktir laik kalacak” diyebilir.
Salt laiklik yetmez!
Demokrasinin vazgeçilmez kuralı olan temel hak ve özgürlükler de unutulmamalıdır.


***


AKP’nin seçim gücü olan “sıkmabaş”lıların mağdurlukları ellerinden alındı...
Şimdilerde Gezi Direnişi’yle yatıp Gezi’yle gözlerini açıyorlar.
Şu AKP iktidarı 11 yıl içinde Gezi’den çektiğini kimseden çekmedi...
Nasıl da tıkır tıkır işliyordu saat!
Ayarını gençler bozdu Taksim’de...
Ayar bozulunca Ankara’dan İzmir’e, Antalya’dan Eskişehir’e, Antakya’dan yurdun dört bir yanına yayıldı...
İktidar, tüm inançlar için değil, kendileri gibi düşünenler için ve inananlar için özgürlük getirdi, ayrımcılığın daniskasını yaptı, Alevileri dışladı...
Beyoğlu’nda gazete satan, bildiri dağıtan üniversiteli gençleri gözaltına alırken, cuma akşamları tebliğ yapan sarıklı, cüppeli, neredeyse göbeğine dek sakal uzatmış kişilerin sırtını sıvazladı...
Demokrasi ve özgürlük bu işte, benim başörtülü bacım!


***


Sıkmabaş, Sarıgül, CHP, sol siyaset, demokrasi ve özgürlük...
Demokrasi ve özgürlüklerin laiklik temelinde yükseleceğini sık sık yazıyorum.
Sol siyasetin Türkiye’nin gündemine tüm anlamsız ayrışmaları unutup girmesini istiyorum...
Benimki umut, o kadar!
Aşk gibi, sevgi gibi, barış gibi...
Zindan hücrelerinde ölüyor Türkiye’deki genç insanlar.
Metris Cezaevi’nde yatan 29 yaşındaki Hasan Kaçar, adım adım ölüme gidiyor...
Zindanlarda 150’nin üzerinde ağır hasta var!
Ses verin, ses!
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları