Hikmet Çetinkaya

FETÖ parmağı...

07 Ocak 2017 Cumartesi

Ortaköy’de Reina’daki katliam yöntem değiştirmiş, canlı bomba ve bombalı araçlarla yapılan saldırıların yerini silahlı saldırılar almıştı...
Reina saldırısı IŞİD’in katliamıydı...
Perşembe günü İzmir’de Adliye Sarayı’na yapılan silahlı, roketatarlı, bombalı hain saldırı ise PKK’nin işiydi.
Kana doymayan alçak terör eyleminde FETÖ parmağı var mı yok mu?
İçine düştüğümüz bir dehşet sarmalında yaşıyoruz.
Terör dur durak bilmiyor. Çığlıklar yükseliyor, içimiz dağlanıyor.
Lanetleme, teröre karşı ortak mücadele açıklamaları, FETÖ, IŞİD, PKK operasyonları...
İlginçtir, 300’ü aşkın işadamının FETÖ’den gözaltına alınması ve İzmir’deki katliam...
Acaba İzmir’deki eylemde FETÖ’nün parmağı var mı?
Eylemlerin geçmişine bakıldığında, kimi ipuçları bizi bir yere götürebilir. İstanbul’daki sinagog, bir yabancı banka ve İngiliz konsolosluğuna yönelik bombalı araçla yapılan saldırıları anımsamakta yarar var. Bu katliama Malatya Zirve Yayınevi katliamını da ekleyebiliriz.
Bu saldırılarda hainlerin tarikat geçmişleri vardı...
İzmir Fethullahçı yapılanmanın kurulduğu bir kenttir. Akevler Yapı Kooperatifi, sonrasında Yamanlar Koleji, Işık Evleri’ni kurduğu bir yerdir.
IŞİD, FETÖ, PKK 2016 ve 2017’de aynı yöntemlerle saldırı yapıyor.
Bunun bir rastlantı olmadığını tahmin ediyorum...
Silahlar aynı, bombalar, roketatarlar aynı...
Terörü lanetlemeyle bir yere varılmadığını İzmir’deki son hain katliamda da öğrendik...
Görülen o ki işleri gerçekleri yazmak olan Ahmet Şık’ı, gazetecileri gözaltına alıp tutuklamayla, terörün önüne geçilmiyor.

***

Eli kanlı terör her an her yerde karşımıza çıkabilir...
Toplumun kutuplaşması, kin, nefret tohumlarının yaşadığımız topraklara atılması bizi bir çıkmaz sokağa sürükleyebilir.
O nedenle birlik ve beraberliğe gereksinimimiz var...
Laiklik temelinde demokrasi, temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesini isteyen 11 arkadaşımız tutuklu...
Akın, Murat, Kadri, Güray, Hakan, Turhan, Musa, Önder, Bülent, Mustafa Kemal, Ahmet...
Tutuksuz olarak yaş haddinden iddianameyi bekleyen ben ve Aydın...
Biz gazeteciyiz...
Bizlerin FETÖ, PKK gibi terör örgütleriyle bir ilişkisi olamaz...
Meslek yaşamımızda gerçekleri kamuoyuyla paylaşmak için yazdık, çizdik.
Ahmet Şık diyor ki:
“Bir örgütüm var, adı hakikat!”
Biz de diyoruz ki:
“Bir örgütümüz var, o da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve gerçekler.”
Gri bir günün içinde yazımı yazarken, hayatın gerçeklerini, İzmir’deki hain saldırıyı düşünüyorum.
O büyük faciayı önleyen kahraman trafik polisi Fethi Sekin’i... Pencereden bakan mübaşir Musa Can’ı...
Biz 2017’nin 2016’dan daha iyi geçmesini, sevgi çiçeklerinin yaşadığımız coğrafyada tomurcuklanmasını istemiştik...
Türkiye’de iç savaş çıkarmak isteyen emperyalist güçler amaçlarına ulaşamayacaklar... Avuçlarını yalayacaklar...
Başta belirttiğim gibi, laiklik temelinde, üniter devlet çatısı altında Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Rum, Süryani, Ermeni kardeşçe yaşamaktır amacımız...

***

Acının hikâyesini yazmaktan yorulduk...
Bir ışıltı arıyoruz yarınlara uzanmak için; bir hayat özgürlüğünün içinde gezinen.
Çocuklarımızın, gençlerimizin, hepimizin “gülün ölüm yüzyılında doğdum” demeden hayata sarılmasını istiyoruz.
Alçakgönüllü bir ezgi gibi usulca gelip kapımızı çalmalı...
Anılar maviler giydirmeli güvercinlere zamanın kıyısında dolaşırken...
Ey kumral çocukluk günlerimiz; ey sevdanın yanan gülleri!..
Belli ki acı çekiyorsun, umuda doğru koşmak istiyorsun, bırak o zaman kin ve nefret söylemini!
Bak ışıklar sönmüş, gramofonlar susmuş...
Unutma, güller de şarkılar da sessizdir sen varken...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları