Halep, El Bab, İstanbul...

12 Aralık 2016 Pazartesi

Yabancılaştırma efekti” böyle bir şey olsa gerek! Dış politika yazarı olarak komşu ülkede başlamasında ve bitmemesinde kendi ülkeni yöneten siyasal İslamcı aklın aktif rol oynadığı bir savaşın gidişatını anlamaya gayret ediyorsun. Bir iki kilometre ötende, insanların metrelerce havada uçtuğu bombalar patlatılıyor. Hem de televizyon ekranından, “Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda..” ile başlayıp, ardından “ÖSO bakınız el Bab’a girdi”, “Biz işgalci değiliz” seslerini işittikten birkaç saat sonra.

***

Bazılarınız belki anımsar; El Bab dediğimiz, bugün “ÖSO şemsiyesi” diye andıkları Suriye’de “şeriat hedefleyen” cihatçı grupların 2012 Ağustosu’nda postacıları binaların çatısından aşağıya attıkları diyar. Daha başında, 6 Haziran 2011’de Cisr üş Şuğur’da 120 Suriye ordusu askeri kesilerek öldürülmüşken; komşuda yakılan ateş bize “Barışçı gösterilerle başladı” diye pazarlanıp duruldu. Körfez’in Vahhabi/ Selefi monarşilerinin besledikleri “Suriye’ye demokrasi taşıyorlar” safsatasına bulandı. Komşuda neredeyse altı senedir Batı’nın “rejim değişikliği” ajandasının icracıları; kimin elinin kimin cebinde olduğu belirsiz, yalanlarla bezenmiş, tarihin gördüğü en alçak savaşlardan birisine katkı yaptılar.
Bugün kimin elinin kimin cebinde olduğunu bilmediğimiz koşullar memleketimize taşındı. 20 milyonluk şehrin göbeğinde kilolarca bomba patlatılıyor. Bir seneyi aşkındır şehirlerimizde onlarca masum insan canlarını yitiriyor. Bunun üzerinden milliyetçilik devşirilerek iktidar pekiştiriliyor, sistem değiştiriliyor. Ölenler öldükleriyle kalıyorlar. Kendilerini “anti-emperyalistmiş” gibi pazarlayıp memleketi emperyalist heveslerle komşuda maceraya sürükleyenlerin çıkardıkları faturalar ağır.

***

İstanbul’u bir kez daha kana bulayan son terörün zamanlaması da tesadüf olmasa gerek. Dönüp güney sınırımıza bakalım:
• Son katliam Halep’in doğusunda Suriye ordusu tarafından köşeye sıkıştırılmış El Kaide’nin kolu Nusra Cephesi (Fetih Şam) Ahrar üş Şam ve Nureddin Zengi gibi gruplar çıkarılırken gerçekleşti. Bunda Türkiye- Rusya-İran pazarlıkların etkili olduğuna şüphe yok. Türkiye’nin nüfuzu bulunduğu militanlar İdlib’deki El Kaide emirliğine götürülmekte. Kalanlar Rusya’nın Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un ifadesiyle “yok edilecek”.
• Yine bu katliam, Türkiye’nin Rusya’nın icazetiyle giriştiği “Fırat Kalkanı” operasyonunda “IŞİD’den El Bab’ı alma yarışında” öne geçmesi sonrası geldi. El Bab’a ilerleme, TSK/ÖSO mevzilerine “kimin yaptığı belirsiz” saldırıyla durmuştu. El Bab’a “Afrin ve Kobane kantonlarını birleştirmek isteyen Kürtlerin YPG’si mi girecek, Halep’i kurtaran Suriye ordusu mu” derken, 9 Aralık’ta TSK destekli ÖSO’cu grupların kente girdiği haberi geldi. IŞİD tümden El Bab’dan çıkarılırsa bu ABD’nin “Kürt koridoru” planına darbe olacak.

***

Sınır ötesindeki bu pazarlıklar bizi nereye sürüklüyor? Suriye ordusu ülkenin ticari başkentini ilk kez kurtarmışken, Rusya ve Şam’ın “Halep’in kapısı” diye anılan El Bab’a TSK/ÖSO’cuların yerleşmesi belli garantilerle mümkün olabilir. Rusya ve Suriye ordusu baharda kurtarılmış Rakka yolundaki Palmira’yı IŞİD’e kaptırarak büyük sembolik darbe yemişken, yüklenecekleri yer kuzeybatı hattındaki İdlib ve Cisr üş Şuğur olabilir.
Bunun karşısında Obama yönetiminin giderayak YPG gibi grupların silahlandırılmasının yolunu açması ve Rakka operasyonuna girişmiş YPG öncülüğündeki SDG safları için 300 ek özel kuvvetçi yollaması manidar.

***

Suriye, Fırat Irmağı’nı hizalayacak şekilde doğu-batı eksenine ayrılmakta. Memleketimizde Kürt sorununun barışçı çözüm gömülerek askerileştirilmesi eşliğinde, komşuda savaşın derinleştirilmesi ve bölünmenin gündeme gelmesi kimlerin hayrına?
Suriye’de rejim değişikliği boşa çıkarıldığında iş paylaşım savaşına dönmüştü. Paylaşım savaşları “akbabalık” gerektirir, geri de teper. Atası, dedesi Kurtuluş Savaşı vermiş bizim gibi ülkelerin ahalilerinin en iyi bilmesi gerektiği şeyi yani.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları