Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Tutuklanmaya gelenler
Üzerimizde görünür bir baskı olmadığı zaman, kararlarımızı özgür biçimde, kendi bağımsız irademizle verdiğimizi sanırız... Oysa herkes doğuştan, biri ırk/milliyet, öteki din/mezhep olarak iki kimliğe ve bu kimliklerin kendisine yüklediği değerlere, ilkelere ve davranış biçimlerine sahiptir... Üstelik bu yetmiyormuş gibi, sonradan, ait olduğumuz veya ait olduğumuzu düşündüğümüz grubun ya da grupların değerleri, kuralları, ilkeleri de bizi yönlendirir... Elbette doğuştan sahip olduğumuz kimliklerle sonradan bizi etkileyen grubun ya da grupların kimlikleri farklı, bazen çelişik bile olabilir... Hatta “Özgür irademizle” bütün bunların dışında başka kimlikler de seçebilir, farklı tutum ve davranışlar benimseyebiliriz... Ama sonuç olarak, “Özgür ve bağımsız irade” dediğimiz yetimiz, aslında, bizim doğumdan itibaren maruz kaldığımız koşullanmaların bir toplamı, bir sonucudur.
***
Bu yazı, hapse gireceğini bile bile yurda gelenleri veya kaçma fırsatı olduğu halde kaçmayanları irdelemeye, anlamaya çalışan yazılarımın dördüncüsü olacak. (Elbette sözünü ettiklerim, kendilerine haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik yapıldığını düşünen ve siyasal/ideolojik nedenlerle hapsedilenler.) Gerek Birinci Silivri Trajedisinde yurtdışından hapse girmeye gelen subayların, gerekse ikinci Silivri Trajedisinde gelenlerin bu davranışlarının arkasında yatan en önemli belirleyicinin “Kendilerine saygı” olduğunu daha ilk yazıda vurgulamıştım. “Kendine saygı” ne demek? Kendi kişiliğini oluşturan değerlere, o güne kadarki tutum ve davranışlara uygun olmak demek. Peki, kendi kişiliğini oluşturan değerler nereden geliyor? Toplumdan ve ait olduğu veya ait olduğunu düşündüğü gruptan veya gruplardan! Hapse gelen subaylar bunu “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şerefini korumak” için, “Hapisteki arkadaşlarına ihanet etmiş olmamak için” yapmışlardı... Meral Camcı’nın söylediği şu sözler de doğrudan doğruya ait olduğu grubun değerlerine bağlılığı vurgulamaktadır: “Bu açıklamayı birliktelik ve dayanışmamıza verdiğim kıymete ve bunun bana verdiği moral güce istinaden yapıyorum. Akın Atalay’ın yaptığı açıklamaların üç maddesi de aynı doğrultudadır: - Gazetemizin başını öne eğdirmemek, - Cumhuriyet gibi köklü bir geçmişe, onurlu duruşa ve haklı bir saygınlığa sahip bir gazetenin, başkan vekili ve icra Kurulu Başkanı üzerinden ‘kaçaklık’, ‘firar’, ‘suçlu’ gibi olumsuz iftiralara maruz kalmasına neden olmamak, - Kaçma şüphesiyle tutuklanan dokuz arkadaşımızın aleyhinde olacak şekilde ‘bakın işte bazıları nasıl kaçtıysa, serbest kalırsa bunlar da kaçabilir’ şeklinde bir mazereti kullanabilmelerini engellemektir.”
***
Kendine saygı diyoruz... Kimlik diyoruz... Toplumsal normlar diyoruz... Grup değerleri diyoruz... Tutarlılık diyoruz... Onları bu davranışa iten güdünün adı Ahlâktır!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!